İttirmez kendini, hiç kaktırmaz. Hele hele oraya buraya çekiştiremezsin! O kendi kendine yeter! Çünkü o adına çoktan koymuştur. “35.5 KARŞIYAKA” Köy desen, değil, kasaba hiç değil. İlçe milçe anlamaz! Varsa yoksa Karşıyaka” Zaferlere programlanmış bir ruhu vardır. Ne olursa olsun, ilk ve son olarak hep Karşıyaka gelir. Daha Karşıyaka köprüsünün üstünden geçtiğinde, motor ya da, gemi iskeleye yaklaşırken, güneş bir başka parlar, mehtap bir başka güler, rüzgarı bile başka eser. Burası kendine has bir dünyadır. Sevdiklerine sıkı sıkı sarılır, sevdiği için canını bile verir. Bu dünyanın bir numaralı yıldızı “Basketboldur” yediden yetmişe aşıktır, parkelerde seken topun çemberden geçişine. KAF-KAF ya da, doğrusu “KAF-SİN-KAF”. Herkes bu slogan için bir çok laf eder. Hatta ayıba yoran vardır. Hayıııır! Bin kere hayır. Arapçada K.S.K’nın karşılığı, KAF – SİN – KAF olduğu için böyle söylendiğini Türkiye’de Karşıyakalılar dışında kimse bilmez, hep belden aşağı şeylere yorar! Birçoğunun bilmediği bir şeyi daha hatırlatıp diğer konulara yatay geçiş yapayım. Karşıyaka amblemini bilir misiniz? İşte 1912 Karşıyaka ambleminde, Türk bayrağı var. Oysa Türk bayrağını her kulüp kullanamaz. Ama ATATÜRK Karşıyaka ambleminde Türk Bayrağını kullanması için özel izin vermiştir. Yıllarca, deniz aşırı Alsancak’ta ki, salona taşındılar. İki şampiyonluğu orada yaşadılar ama, orası asla onlardan değil di! Her 35.5 lunun gönlünde kendi salonu yatardı. Nihayet yıllar sonra salonlarına kavuştular. Yönetim mükemmele yakın ve ödemelerde titizlikle davranarak basketbolu eski günlerinde ki, EFSANE KAF – KAF’ı yaratmaya karar verdiler. A takımının başına Dr. Hakan Demir ve Alt yapıya Mete Babaoğlu ve Nihat Mala el ele verince mucizelere avuçlarının içinde hissetmeye başladılar. Beşiktaş’ı ya da başka bir takımı yenmek değil, “geleceğe merhaba” dediler. İsterseniz gelin bakın neler oldu:
1991 doğumlu Furkan Aldemir 2.07 boyunda müthiş bir oyuncu. Alt yapıda son senesi. 1992 doğumlu Orhun Güngören alt yapıdan yeni çıktı. Basketbolumuzun yeni isimdaş, Orhun Ene’si olabilecek kadar iyi oyun kurucu. 1993 doğumlu alt yapıdan Onur Çalban 2.09 boyunda geleceğin yıldız oyuncularından. 1991 doğumlu Serkan Menteşe alt yapıdan, gümbür gümbür geliyor. Birkan ve Alper genç yaşta transfer. Şimdi her takıma posta koyan, doğduğuna pişman eden Kaf-Kaf başka takımlar milyon dolarları yabancılara sunarken bakın kaçar dolar vermiş?
Davıd 70 bin dolar, Andre 75 bin dolar, Tolson 80 bin dolar. Brıan 80 bin dolar ve en pahalısı Wesson 200 bin dolar. İnanmak mümkün değil. (Türkiye’de her sene yabancılara ne kadar para veriliyor? Karşıyaka’da tüm yabancılara verilen, bir çok takımın bir yabancısının aldığı paradan az! En kısa zamanda yeni bir dosya açacağım. İlk önce Beşiktaş, bakalım Kartal’da senelerdir neler oluyor?” Bu arada unutmadan hemen söylemeliyim. Adını ve parasını hiç esirgemeden yıllar boyu veren en baba Karşıyaka’lı Selçuk Yaşar ve şirketlerine buralardan sonsuz selam ve saygılarımı göndermek isterim. “HEP DESTEK, TAM DESTEK”
Yıllardır Karşıyaka adına böyle yazılar pek görmezsiniz. Pek değil, hiç görmezsiniz. Sadece netice istatistik ve iki satır yazı! Fanatik Basket varken Allah için haklarını verirdik ama, artık FANATİK BASKET yok ama ilk göz ağrım BASKET DERGİSİ var. Kısmet buradan KAF – SİN – KAF öyküsünü anlatmak varmış. İstanbul medyası sevmez, ya da, hiçbir zaman Karşıyaka umurunda olmaz. Şampiyon oldukları iki sene de, maç sonrası iki satırla geçiştirmiştir. Hiçbir köşe yazarı Kaf-Kaf’ın galibiyetlerinde, ya da o muhteşem salon ve seyirciyi hep pas geçer. Umurunda bile olmaz! Ama benim umurumda. İşte Türkiye Basketbolu bu. Her şehirde böyle olmalı. Efes Pilsen önümüzde ki, sene eğer basketbola devam etmeye kararlı ise mutlaka Kayseri’ye taşınmalı. İstanbul’da otobüslerle taşınan seyirci yerine tıklım tıklım, gerçek seyirci ve taraftar ile oynamanın keyfine varır. Efes Pilsen! Gördünüz mü, Türkiye’de şu anda başka böylesine tribünlerini kendi yöneticilerden almadan, parasını vererek dolduran taraftar var mı?... hani bir slogan var “DELİKANLI TARAFTAR AYAĞA KALKSIN” Onlar, Kaf-Kaf’a gönül verenler parası ve sevgisi ile hep ayakta. Bu mucize, sponsorun. Yönetimin. Teknik ve idari kadronun ama en önemlisi, kulüpleri büyük yapan tek bir şey vardır o da taraftarı. KAF- SİN……….KAF-SİN……..KAF
Son söz: Karşıyaka bir basketbol mucizesidir.
1991 doğumlu Furkan Aldemir 2.07 boyunda müthiş bir oyuncu. Alt yapıda son senesi. 1992 doğumlu Orhun Güngören alt yapıdan yeni çıktı. Basketbolumuzun yeni isimdaş, Orhun Ene’si olabilecek kadar iyi oyun kurucu. 1993 doğumlu alt yapıdan Onur Çalban 2.09 boyunda geleceğin yıldız oyuncularından. 1991 doğumlu Serkan Menteşe alt yapıdan, gümbür gümbür geliyor. Birkan ve Alper genç yaşta transfer. Şimdi her takıma posta koyan, doğduğuna pişman eden Kaf-Kaf başka takımlar milyon dolarları yabancılara sunarken bakın kaçar dolar vermiş?
Davıd 70 bin dolar, Andre 75 bin dolar, Tolson 80 bin dolar. Brıan 80 bin dolar ve en pahalısı Wesson 200 bin dolar. İnanmak mümkün değil. (Türkiye’de her sene yabancılara ne kadar para veriliyor? Karşıyaka’da tüm yabancılara verilen, bir çok takımın bir yabancısının aldığı paradan az! En kısa zamanda yeni bir dosya açacağım. İlk önce Beşiktaş, bakalım Kartal’da senelerdir neler oluyor?” Bu arada unutmadan hemen söylemeliyim. Adını ve parasını hiç esirgemeden yıllar boyu veren en baba Karşıyaka’lı Selçuk Yaşar ve şirketlerine buralardan sonsuz selam ve saygılarımı göndermek isterim. “HEP DESTEK, TAM DESTEK”
Yıllardır Karşıyaka adına böyle yazılar pek görmezsiniz. Pek değil, hiç görmezsiniz. Sadece netice istatistik ve iki satır yazı! Fanatik Basket varken Allah için haklarını verirdik ama, artık FANATİK BASKET yok ama ilk göz ağrım BASKET DERGİSİ var. Kısmet buradan KAF – SİN – KAF öyküsünü anlatmak varmış. İstanbul medyası sevmez, ya da, hiçbir zaman Karşıyaka umurunda olmaz. Şampiyon oldukları iki sene de, maç sonrası iki satırla geçiştirmiştir. Hiçbir köşe yazarı Kaf-Kaf’ın galibiyetlerinde, ya da o muhteşem salon ve seyirciyi hep pas geçer. Umurunda bile olmaz! Ama benim umurumda. İşte Türkiye Basketbolu bu. Her şehirde böyle olmalı. Efes Pilsen önümüzde ki, sene eğer basketbola devam etmeye kararlı ise mutlaka Kayseri’ye taşınmalı. İstanbul’da otobüslerle taşınan seyirci yerine tıklım tıklım, gerçek seyirci ve taraftar ile oynamanın keyfine varır. Efes Pilsen! Gördünüz mü, Türkiye’de şu anda başka böylesine tribünlerini kendi yöneticilerden almadan, parasını vererek dolduran taraftar var mı?... hani bir slogan var “DELİKANLI TARAFTAR AYAĞA KALKSIN” Onlar, Kaf-Kaf’a gönül verenler parası ve sevgisi ile hep ayakta. Bu mucize, sponsorun. Yönetimin. Teknik ve idari kadronun ama en önemlisi, kulüpleri büyük yapan tek bir şey vardır o da taraftarı. KAF- SİN……….KAF-SİN……..KAF
Son söz: Karşıyaka bir basketbol mucizesidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder