Ocak 08, 2011

Futbolun Bittiği An #33


Takım arkadaşının ayağının kırılmasına dayanamadığında...

Foto Samsun Küçükler İl Şampiyonası'ndan. Kaynak Habertürk.

Efsane Eşleşmeler ; Dortmund v Juventus


İtalyanların Avrupa'yı kasıp kavurduğu 90'larda, 6 kez final oynamış Juventus ve Almanya'da Bayern'i 2.plana itebilmiş Dortmund, 5 sezonda ikisi final olmak üzere tam 4 kez eşleştiler.

11 sezonda 10 finalle Catennacio dönemiydi UEFA'da. 1989'da başlayan seride 2.kez bir Alman rakip çıkıyordu İtalyanlara. Hikayenin başlangıcı 1992-93 UEFA Finali'ydi. 3 sezon önce kazandığı UEFA Kupası'na bir yenisini ekliyordu, Möllerli, Kohlerli, Julio Cesarlı Juventus. 2 ayaklı finalde 3 Dino Baggio- 2 Roberto Baggio ve 1 Möller golüne, Rummennige cevap veriyordu. 3-0 ve 3-1'le kupa İtalyanlara gidiyordu. Ottmar Hitzfeld, Trapattoni'ye kaybediyordu ilk finali.

2.eşleşme 1994-95 UEFA Kupası yarı-finalindeydi. Möller-Julio Cesar bu kez Dortmund tarafındaydı eşleşmenin. Juventus'un başında ise Lippi vardı artık. İlk maç Reuter-Möller ve Baggio-Kohler'in golleriye 2-2 bitiyordu. Rövanş Almanya'da Juventus'un 2-1'lik galibiyetiyle sona eriyordu ve eşleşmeden yine Juventus galip ayrılıyordu. Finale çıkan Juventus, bir İtalyan Finali'nde Parma'ya kaybediyordu kupayı.

Bu sezonun en önemli ayrıntısı Del Piero'nun doğuşuydu. Baggio'nun tahtı sallanıyordu, Baggio ise 'Ben hala buradayım' der gibi oynuyordu Westfalen'de. Golün üstüne yarı sahaya yakın bir yerde, sol kanattan Klos'a salladığı aşırtma topu Klos son anda çıkarmıştı ama gol olsa bu kadar net hatırlamazdım. Zaten o sene sonu Baggio, 10 numarayı Del Piero'ya bırakarak Milan'a geçti.

3.eşleşme 1995-96 Şampiyonlar Ligi grubundaydı. Almanya'da Juventus, İtalya'da Dortmund kazandı. Juventus gruptan lider çıkarak, çeyrek finalde Dortmund'u eleyen Ajax'ın elinden aldı son Şampiyonlar Ligi Kupası'nı.


Son eşleşme ise yine bir finalden. 1996/97 Şampiyonlar Ligi Finali. Lippi-Hitzfeld bir kez daha karşı karşıya. Dortmund ilk 11'de 4 eski Juventus'lu ile başlıyordu maça. Möller ve arkadaşları, Zidane'lı Juventus'u 3-1 yenerek tarihteki tek Şampiyonlar Ligi'ni müzeye getiriyorlardı. Hitzfeld kazanıyor bu kez.

Juventus bu finalden sonra 2 kez daha Şampiyonlar Ligi Finali'ni kaybediyor, üstüne Serie A'daki skandaldan beri kendine gelmeye çalışıyor. Dortmund Sammer'in komutasında 2002 UEFA Finali'ne kadar çıkıyor ancak Van Hooijdonk'u durduramıyor. Efsane kadronun yavaş yavaş futbolu bırakması ve takımın borç batağına düşmesiyle, Dortmund Avrupa piyasasından çekiliyordu. Bu sene Nuri ve arkadaşları olarak efsaneyi tekrar yarı finallerde, finallerde görebiliriz belki.

Luca Toni.


17 sene 13.takım. Şimdide Juventus'ta. Van Gaal'in gelişinden, Quagliarella'nın sakatlığına.

340 maçta 252 gol gibi bir kariyer ancak 33 yaşında O'nu 3 büyüklerden birine getirebildi. Avrupa'daki yetenek kısırlığı tecrübelere gün doğurmaya devam ediyor. Kalmadı böyle safkan İtalyan forvet artık.

Brescia'da Inter-toto ve sadece Bayern Münih'le üst düzey Avrupa maçı yapmış olması enteresan. Gollerin çoğu Serie A'da.

2005-06 Serie A - 2007/08 Bundesliga gol kralı.

Ocak 06, 2011

Sami Yen'e Veda Forması.



İçinde sarı-kırmızı olunca forma güzel oluyor tabi. Sami Yen logosu göğüse de işlenebilirmiş. Aşağıda yanda unutulmuş gibi duruyor.

Barcelona vs. Real Madrid @2010


Rekabet dediğin böyle bir şey herhalde. Önüne geleni devirip, asıl rakibine bilenmek. Biz de tam tersi, önüne gelene devrilmek, asıl rakibini yenmek ve suların durulması.

2010'da Real ve Barça'nın tablosu

Barcelona 58M 44G 9B 5M 154A 40Y
Real Madrid 50M 39G 7B 4M 130A 39Y

Ligde ;

Barcelona 39M 33G 4B 2M 113A 24Y
Real Madrid 39M 32G 5B 2M 101A 34Y

Dilekolay bir senede Barça taraftarı 154 kez gol sevinci yaşamış, Realliler 130 kez. İki takımın tüm maçlarında görülen toplam gol sayısı 356. Süper Lig'de bu sezon ilk devre tüm maçlarda atılan gol sayısı 394. Bu adamlar futbol oynuyorsa, biz ne izliyoruz?

Gol krallığı;
Messi 59 - Pedro 22 - Villa 13 - Bojan 12
CR7 48 - Higuain 32 - Benzema 12

Messi 5, CR7 3, Benzema 2, Higuain 1 kez hat-trick yapmış. Messi ve CR7 birer kez de 4 atmışlar bir maçta.

Bu kadar gole-galibiyete kazanılan 2 kupa var. Barça'nın La Liga ve İspanya Süper Kupası. İspanya Kupası ya da CL yok müzede geçen sene. Barça'yı CL'den eleyen adam, Real'in başında şimdi.

Culio Galatasaray'da.


Hagi'nin memleketinden geliyor Arjantinli. Cluj'un ilk Şampiyonlar Ligi maçında Roma'yı İtalya'da yenip herkesi şoke ettiği maçta Cluj'un gollerini atan adamdı Culio. Brezilyalılardan ağzı yananların sarıldığı ülkeden.

Orta sahayı toparlar mı bilemem ama 3 senedir Cluj'da oynuyor olması kalitesi hakkında bir bilgi verebilir. En azından Avrupa'nın başka bir ülkesine geçememiş. Soru işaretleri bitmez maçta görene kadar.

Transferlerin araştırmadan yapıldığına da şahit oluyoruz. Premier League'den beklenmedik transferler yerlerini İstanbul'dan, Romanya'dan transferlere bıraktı. Yönetici yerine menajerler çalışıyor bu kez. SOnuç da ortada zaten.

Diğer Dünya


TT Arena'da Fenerbahçe atkısı açan işçi kovulmuş. Açıkçası ben pek inanmıyorum. Şu sıralar Galatasaray yönetiminin üzerine gitmek moda(ben de dahil), ki olay müteahhit firmada gerçekleşmiştir. Kovulmasa da kovuldu deseniz, kimse şaşırmaz. Bunu Galatasaraylılık adına yapıyorsan, Galatasaraylılık adına yapılmayanları sıralasak satırlar yetmez.

Kovulmuşsa diye bu satırları yazıyorum. Bu ülkede iktidar değişince, işi bilen ya da bilmeyen bir çok kişi kadrolaşma adı altında kovulmuyor mu? Kendisine diklenen memurunu kovmuyor mu müdürler? Bunları her gün duymamıza rağmen, bir atkı yüzünden birinin kovulmasını niye şaşırıyoruz ki bu kadar?

İşçi kardeşimize gelince, birbirini bu kadar çekemeyen insanları hala tanıyamadın mı? Rant uğruna ortalığı velveleye verenler, seni kovarlar ama o açtığın atkının gönderdiği adamı alırlar o stada koyarlar. Dostluk, kardeşlik, delikanlılık senin dünyanda geçerli olabilir ama diğer dünya o olguları çoktan unuttu, fark edemedin mi?

Bir kaç sene önce Almanya'dan gelen bir malzeme, etiketinin arkasında 'En Büyük Beşiktaş' yazısı ile ulaştı bana. Sebebi de çok açıktı. Etiketin önünde bizim firmanın adresi yazıyordu, 'Fenerbahçe/İstanbul'. Muhtemelen o fabrikada çalışan bir Beşiktaşlı işçi, etiketin arkasına yazıp makara yapmıştı. Görünce çok hoşuma gitti. Sakladım etiketi, arkadaşlarıma gösterdim. Güldük, eğlendik.

Atkı olayını da buna benzettim ben. Hoşuma gitti, güldüm. İşten kovulma sebebi olacaksa bu, asıl işten kovulması gerekenleri nasıl kovacağız?

Ekşisözlükteki yorumlara gelirsek, bazı yazarların, dışarıda ezilip eve gelip karısını döven kocalardan farkı yoktur nazarımda.

Ocak 05, 2011

Ali Turan


Sözleşme karşılıklı fesh edilmiş. Geçen sene yapılan o kadar tantanaya değdi mi şimdi?

Verdiği hizmetlerden dolayı teşekkür de edilmiş; Beşiktaş maçında gereksiz penaltı, yapamadığı ortalar, veremediği paslar, bindiremediği ataklar. Tabi kendi bölgesi yerine sağ bekte oynaması da kendi adına handikap. Ali'den fazla saçmalayanlar yerli yerinde.
Yeni yıla çok hızlı girdik. Gelenler, gidenler eğlence yeni başlıyor herhalde.

Taze haber ; Ali Turan Antalyaspor'la anlaşmış.

Dakika 1 Gol 1


Antrenmanda telefon. Konsantrasyon maksimum. Böyle mi adam olacak?

Edit: elindeki kronometre dendi. Öyleyse iş ahlakından dolayı takdir ettim gitti.

Edit 2: telefonmus.

Futbolun Bittiği An #32

Kazım Bana Ne Lazım!


Ağlamak istiyordum eskiden, artık gülmek istiyorum hatta g..ümle gülüyorum. Kelimeler kifayetsiz. Kelepçeli alemi sakıza tercih ettik ya, ölsem de gam yemem. Hagi'de de ne disiplin anlayışı varmış arkadaş.

O formayı taşıyamıyorsan giymeyeceksin diyoruz futbolculara, artık bunu kulübün en başındakilere kadar genişletmekte fayda var. Şampiyonluk umudunu kaybetmiş bir takımın kupa kazanmak için yaptığı müthiş transfer hamlesi. Bu mantıkla forvete bir Fatih Tekke, defansa bir Bilica, orta sahaya da en azından bir Hüseyin Çimsir gerekir.

Kazım'ın giyeceği numara da bu kadar mı oturur? 'Gitti 80 geldi 80' diye bir deyim vardır. Para biriktirmek için yurtdışına giden Türk işçileri kullanır. Gittiği ülkede kazandığı tüm parayı kadınlarla yiyen ve Türkiye'ye hiçbir birikim yapmadan dönenler için kullanılır. Kazım'ın cebi için geçerli değil belki bu ama karakteri-yeteneği-ismi için süper uygun.

Arda'ya da bir çift lafım var. Türk pasaportu olmasa Avrupa'da oynuyordum demişti. Asıl Türk pasaportu olmasa Mr.Richards İngiltere Championship'te oynuyordu. Bu pasaport adamı 2.lig yerine, 2 büyük camia ve Milli Takım'a kadar getirebiliyor. Değerini bilsinler.

Ocak 02, 2011

Endüstriyel Futbolun Cilvesi

GSBilyoner'den uzun vade bahis. Süper Lig'in şampiyonu kim olur? Seçeneklerde Galatasaray yok doğal olarak. Ama bahis sitesi Galatasaray'ın olunca ayrı bir rezalet olmuş.


Takım para kazansın diye rakibe oynamak, oynatmak. Öyle gelecek para hiç gelmesin.
Related Posts with Thumbnails