Kasım 15, 2008

Axel Witsel


Bu çocuğa dikkat.Henüz 19 yaşında ama 15 yaşından beri birçok takımın takibinde.Bu takip bu sene itibariyle iyice sıcaklaşmış durumda.9 yaşında Standard Liege'in alt yapısında başladığı futbol kariyerini, aynı klüpte 10 sene sürdüren Axel bu sene "bağlasan durmazlar"dan gibi gözüküyor.Sağ kanat oynayan Witsel sol açıkta ve ortanın ortasında da rahatlıkla oynayabiliyor.Fellaini ile birlikte sezon başı Everton ve Liverpool'a karşı başarılı maçlar çıkaran Axel Wittel sanırım Fellaini'den daha iyi bir transfer yapacak.Malumunuz Fellaini bu performansından sonra Everton tarafından (eski bir fener taktiği,seni yıkanı al) Premier'e getirilmişti.Şu andaki Belçika'da bahsedilen değeri €6.5m gibi gözükse de talip olanlar Man Utd, Man City, Arsenal ve Inter olunca bu rakam ikiye katlayabilir...
*Bir de Ankaraspor'daki Özer Hurmacı'ya dikkat edin.Mehmet Topuz'ları Sercan'ları takip edenler bu çocuğu nasıl görmezler çok ilginç.Ona da başka bir postta eğiliriz...

Football Manager 2009


Evet Football Manager 2009 çıktı.Bağımlılara duyurulur.

Microsoft'un Boku Çıktı


microsoft araştırma ekibi tarafından geliştirilen "boku", kendinize özgü oyunlar yaratmanız için kullanabileceğiniz yeni bir görsel programlama dili.
"Boku" yetişkinlere nazaran daha çok çocuklar hedef alınarak hazırlanan yazılım, xbox oyun konsolu için geliştirilmiş. kendinize özgü yeni oyunlarınızı tasarlamanızı ve onlarla oynamanızı sağlayacak olan boku, ayarlanabilen ve icon temelli bir kullanıcı arayüzüne ve de basit bir kullanıma sahip...



Hadi hayırlısı daha neler çıkacak bakalım...


Absolut #8


Kasım 14, 2008

Milano mu Bordeaux mu?

İkisi de şarap kenti.İkisi de keyif kenti.Milano'yu daha Akdeniz olmasından tercih ederim ama biraz o akdenizlilikten gürültüsü patırtısı daha fazladır Bordeuax'ya göre.Bahsedeceğimiz kişi ise Milano'ya "Yeni Zidane" diye gidip kendine kadroda yer bulamayınca sezon başı Bordeaux'ya kiralanan Yoann Gourcuff .

Size (aslında herkese) bu bir basamak inme gibi gözükse de Gourcuff'un keyfi Stade Chaban-Delmas'da yerinde.Ancelotti ve zihniyeti orada kaldıkça Milan'a dönmem gibisinden resti bile çekmiş fransız.2012 ye kadar Milan'ın kontratlı futbolcusu olan Yoann bu hafta, tapusuna elinde tutan takımlara rest çeken 3. genç. Bakınız burda diğer ikisinden bahsetmiştik ama Gourcuff'un ki biraz farklı onlardan.

Ronaldinho'nuın da gelmesiyle onun bölgesine olan yığılma gerekli mesajı almasını sağlamış olabilir.Milan ile Bordeaux arasındaki kira kontratında Fransızlar'ın satınalma önceliği karşısında €15m yazıyor L'equipe'e göre.Bordeaux bonservisi bırakır gibi değil ama rakam da Fransız bir kulüp için çok yüksek. Kendisi de artık diyor ki; "Ben Yeni Zidane değilim Yoan Gourcuff'um."Hadi bakalım...

O an #12


Ade Akinbiyi (Burnley - Chelsea )

Yine Sabri!..

Bir kavgada da sen olma be fındık mafya!..


TOLUNAY KAFKAS: “Olayları çıkaran adamı iyi tanıyorum ve ne söylediğini iyi biliyorum. Milli Takım’dan da benim oyuncum. O adam devamlı bu işleri yapıyor.”
MEHMET EREN: “Sabri’yle Ragıp yan yanaydı. Ragıp’ın ağzı burnu kan içinde görünce tepki verdik. Sabri yumruk atmış ve küfür etmiş.”
RAGIP (OLAYIN KAHRAMANI): “Aydın ayağıma kötü girdi. Sabri de Aydın’a ”Bravo, bravo. Daha iyi vur“ diye bağırdı. Ben de sinirlendim. Centilmenliği bu kadarmış işte. Onu bilen biliyor.”
EREN GÜNGÖR: “Sabri’nin yaptıkları hiç hoş değil. Biraz büyüklerine karşı saygılı olmalı.”
Edit by Tuner:Bu adamda zerre kadar hazetmem içinde olduğu herşeyde kesin bir parmağı vardır.Ama dikkat edin Kayseri'nin büyüklerle yaptığı tüm maçlarda bu gerilim oluşuyor.Ragıp,Mehmet Eren ve Mehmet Topuz da az provokatör değil... Tolunay onları da iyi biliyordur...

Kasım 13, 2008

Şu Çılgın Türkler @ Italya


Burada bahsetmiştik konudan . Arkas'ın italya ofisinden İzmir ofise gelen bir mail vardı konteyner uzerindeki yazı hakkında.Italyan bizim Türk'e soruyor bu yazı ne demektir diye.Mailin prt scr'ini tekrar koydum hafızalar tazelensin diye.Sonunda konteyner'in fotografı da ulaştı elimize.Buyrun burdan yakın...

Şu Çılgın Türkler @ Nou Camp


Aşağıdaki fotograf Nou Camp Stadı B kapısına aittir, yorumu da size...

Kasım 12, 2008

KARŞIYAKA














Ulu Önder'in annesini emanet ettiği, kutsal topraklar...


Kediler

Kedilerin 34 milyon yıl önce başlayan yaşam savaşında ne kadar başarılı oldukları ortada.Bu başarı,onları doğanın kralı yaptı.Kaplan dogada hayatta kalabilmek için sert ve acımasızdır.Evcil bir kedi ise insanla dosttur,ama hiçbir zaman kendini insandan aşağı görmez.Isteklerini emir verircesine,biraz da nazlanarak yaptırır.Bu dostlukta kedinin çıkarı vardır.Arkadaş olduğu insan onun bütün ihtiyaçlarını karşılar.Peki insanın çıkarı ne?Bir evcil kedi sahibini düşmandan koruyamaz;ekonomik getirisi de yoktur.Eşiyle bile arasında çıkar ilişkileri olan insan neden bir kediyle karşılık beklemeden dost olabiliyor?Bence bunun yanıtı geçirdiğimiz evrimde ve içgüdülerimizde gizli."Binlerce yıl önce,bizim atalarımızla kedilerin ataları birbirlerine zarar vermemek için duygusal bir anlaşma yapmış gibiler...".Bir kedi kral olarak doğar,kral gibi yaşar,kral gibi ölür.Insan krallar gibi sarayları olmayabilir,onlar gibi gömütleri de olmayabilir. Ama onlar bakışlarıyla kraldırlar!
*Zago

Leman & Penguen




O an #11


( Rapid Vienna - Austria Vienna )

Absolut #7


Kasım 11, 2008

Trabzonspor 1 - 2 Beşiktaş


Ligde oynanan maç gibi kısır olmadığı kesindi bu maçın ama neresinden tutsan elinde kalacak şeyler vardı.Önce Trabzon'u özetleyelim.Sezon boyu izlediğimiz (3. haftadaki Beşiktaş maçı hariç) görüntüden ne diziliş ne mücadele olarak farkı yoktu.Koşan, basan, alan daraltan, profesyonel fauller yapan bir takım.Maç öncesi yazdığım gibi Ersun Yanal galibiyet üzerine kurmuştu herşeyi ve beklenmedik bir dakikada maçı kaybetti.Maçın skoru ne olursa olsun "hakeden kimdi?" sorusuna cevap vermek mümkün değil.

Beşiktaş'ın saha dağılımında Mustafa Denizli'nin gelişiyle bariz bir değişim var keza serbest adamlar da var o geldiğinden beri sahada.Örneğin, Tello o gün bugündür bir sağda bir solda bir ortada.Ama ben bugün hiçbirşey anlamadım bu takımın dizilişinden.3-4-3 kesin değildi.5-4-1'den bozma yandan çarklı bir 4-4-2 oynadı takım bir süre.3-6-1 gibi de gözüktü zaman zaman.Anlayan varsa bana anlatsın.Tello,İbrahim Üzülmez, Serdar Özkan, Ekrem bazı pozisyonlarda aynı kanattaydılar.Seriç hiç bilmediği ön liberoda başlayınca ne sol açık bıraktı ne sağ bek dolaşmadığı.Hakan Arıkan, Gökhan Zan, ve Bobo dışında yerini belli eden adam yoktu.

Hazır Hakan Arıkan demişken bundan bahsetmeden geçmek de olmaz.Mutfağa gidiş gelişler sırasında kaçırmadıysam eğer Hakan'ın sektirmeden tek hamlede yakaladığı ilk şut 73. dakikada.Beşiktaş'ın da Trabzon'un da yediği goller aynı kaleci hatalarından kaynaklandı.Burada De Sanctis'i eleştirmiştik aynı sebepten.Demek ki bu aralar salgın olmuş bu hata.2 takımın da az forma giyen kalecisi aynı hata ile takımının gol yemesine sebep oldu.

Önceki hafta Kayserispor maçında Serdar Kurtuluş'a yaptığı hata yüzünden demediğini bırakmayan İbrahim Toraman ise sanırım golde yaptığı hatadan sonra biraz daha dikkat eder davranışlarına, zira yaptığı hatanın Serdar'ınkinden farkı yoktu.

Maçta net gol pozisyonu az olsa da önceki randevuya göre daha tempolu daha istekli bir maçtı.Yine istediğimizi alamasak da böylesi bayık bir Salı akşamında nispeten hoş vakit geçirdik.

Trabzon bu sonuçla ikide sıfır çekerken Beşiktaş çıkmayı çok yüksek ihtimalle garantiledi.Bundan sonraki maçlara Trabzon'un daha yoğun eğilmesi ligde umulmadık puan kayıpları yaşanmasına yol açabilir.Zira bugün oynadığı maçtan sonra Trabzonspor cuma günü ankara deplasmanına gidiyor.Bu sezon toplanmış ve kısıtlı olan çekirdek kadro bu yoğunluğu kaldırmakta zorlanabilir.

Yattara çıkarken bir kısım yuhalarken bir kısım alkışladı.Bu adam hayatında göremeyeceği(Trabzonda kazandığının 3 katı) bir teklif aldı Arap yarım adasından.Hem de takımına değerinin çok yukarısında (€10.4m) bir para kazandırma karşılığında.Transfer klüpler arasındaki pürüzden dolayı yatınca takımına geri döndü.Gitse takımı satmış olacaktı herhalde ıslıklayanlara göre.Peki aynı insanlar neden Anorthosis maçı ve onun gibi kritik maçlarda takımını yalnız bıraktı diye ıslıklamadı Yattara'yı?Artık insanların bazı şeyleri anlaması lazım.Evet Yattara (eğer birşey olmuşsa) olduğu Yattara'yı Trabzon'a borçlu, Trabzon ve Türkiye'yi sevdiğini yaptığı basın toplantısında türkçe konuşarak göstermiş.Transfer olmamış o da geri dönmüş.Trabzon'da bıraksa futbolu ondan sonra Trabzon eşrafı mı bakacak hayat boyu Yattara ailesine.Futbol geçmişimiz böyle trajedik hikayelerle dolu.Artık biraz aydınlanma zamanı gelmedi mi?


*:Hep yazılıp çiziliyor ya Bobo'yu avrupadan bu paralara istiyorlar diye.Bobo'ya böyle bir teklif gelse adım gibi eminim Demirören havaalanına kadar sırtında taşır onu

Mastika Ali

O bir efsaneydi. Fırtınalı futbolculuk yaşamı gibi onun Karşıyaka’sı da birçok fırtına atlattı. Tartışıldı, övüldü, sevildi, kızıldı. Kiminin Mastika Ali’siydi… Kiminin Panter Ali’si. Kiminin Hazreti Ali’si oldu…Tribünler şarkı söyleyince oynardı. Futbol oynamaktan keyif alırdı. Dönemin şartlarıyla mücadele etmeyi iyi öğrenmişti. Bizim kalecimizdi...

KALEMİZDE PANTER ALİ VAR,
GERİ DÖRTLÜ ÇELİKTEN DUVAR,
ORTA SAHA ZATEN CANAVAR,
İLERDE AHMET MURAT VAR..
- Ali ağabey kaç doğumlusun?
1952 doğumluyum.
- Karşıyaka ile ilk tanışmanı anlatabilir misin? 80 yılına kadar oynadığın takımları da anlatabilir misin?
Ali Ulvi Kiremitçiler başkandı, Arif Dökel antrenördü. 1970 senesi.69 yılında altyapıya gelip gidiyordum ama beni ciddiye almamışlardı.Sonra 70 yılında ben geldiğimde Gode vardı başta, Karşıyaka Stadı’nda iki tane slalom direği diktiler, bir forma verdiler uzun kollu, şort ve lastik ayakkabı. Saha ıslak, geç dediler kaleye.Denediler beğendiler. Benimle birlikte bir de Altınova'dan gelen bir kaleci vardı denenen, kaleci Fuat. O bana göre daha zengin, kıyafeti renkli pırıl pırıl, biz gariban.Bu ilk gelişimde Fuat'ı tercih ettiler beni almadılar.Denenmeye gitmeden önce ben Ülküspor ve Kuruçay Hücumspor'da oynadım.Benim yerime Fuat'ı aldılar, ben de Manisa Demirci Gençlerbirliği'ne gittim, 17 yaşındaydım. 2500 lira para, maç başına da 250 lira verdiler. Sonra Salihli'de 2.amatörde Parsa Gençlik'te oynadım.
Ben ordayken Gode geldi, bizim Karşıyaka için Parsa ile hazırlık maçı ayarlandı. Parsa kalesindeyim, çok güzel maç çıkardım. Bir de Vaskoviç'in penaltısını kurtardım, ama son dakikaydı takım havaya girsin yensin diye tekrarlattılar penaltıyı, onu yedim. Ama beni izlediler, tekrar beğendiler.Arkamda Adnan Süvari oturuyormuş, kim bu çocuk? demiş Gode'ye. Gode demiş “bu çocuk bize geldi ama biz bıraktık.”Alın bu çocuğu hemen demiş. O akşam saat 8'de Ali Ulvi Kiremitçiler'in şoförü Şakir abi beni aldı, Parsa'ya gittik. 2 kulüp mutabakat imzaladı, para verdiler top verdiler beni Karşıyaka'ya aldılar. Herşey o gün başladı.
Amatör takım, genç takım, A takım. 73 senesine kadar hepsinde oynadım Karşıyaka'da.Cevat Gök antrenördü, Erdem abi kadro dışı kaldı. Beni takıma koydular ilk defa. O sene ilk devre ben oynamadım, Ekrem abi Ekrem Güçsav kaledeydi, ben yedeğiydim. Ekrem abi çok kötü goller yedi ilk devre. Sivas maçı oynayacaktık, Erol Baş bana dedi ki: "Sen bu maç oynama hava yağmur, saha çamur, hatalı gol yersin baştan bitersin" dedi.Ekrem kornerden bi gol yedi hakikaten o gün çok hatalı. Bırak dedi kornerden geldi top, bacak arasından girdi. Sivas 2-0 yendi. Pertev başkanla kavga ettiler.
Sonraki maç ben kaleye geçtim. İçerde Aydın maçı. Elim ayağım titriyor, takım küme düşüyor.Çok güzel maç çıkardım, karşı karşıya toplar aldım. Bir daha kaleden çıkmadım.Sezon bitti, Kasım ayında askere gittim Ankara'ya. Maaşımı yollamadılar, unuttular aramadılar askerde.Ankara Demirspor'la anlaştım askerken, para falan almadım maaş ve prim verdiler.Balıkesir birinci, biz ikinci olduk o sene. Şekerspor vardı, Gençlerbirliği vardı, lig çok güçlüydü.Askerlik bitti 1975'te, hemen Karşıyaka'ya yine imza attım, 3.ligde. 100 bin liraya. Evlendim fuarda, bir de ev aldım o parayla çok şükür.
Sonra milli takıma gidiyordum, Mustafa Özkula vardı Doğan Hoca vardı. Beni içki içerken görmüşler, söylemişler ondan milli takımdan çıkarttılar.
Sonra Altınordu istedi beni, Gündüz Kılıç beni gazeteye yazmıştı: “Trende unutulan çanta, kaleci Ali” diye başlık atmıştı.Sonra Fener istedi. Tomakoloviç dedi 1 yıl yedek oturacaksın ama sonra Türkiye'nin bir numaralı kalecisi olacaksın, 10 sene milli takımın kalecisi olacaksın dedi. Ama ben oynamam lazım dedim.76 yılında Altınordu'da oynadım, 77'de Kayseri aldı beni 250 bin liraya. Kayseri'de 3 yıl oynadım, Kayseri'yi şampiyon yaptık. 80'de Karşıyaka'ya geri geldim 85'e kadar.

- 80 senesindeki o çıkamadığımız binlerce kişinin ağladığı kahrolduğu Bandırma'yı anlatabilir misin?
O maç hepimizin yaşamını etkiledi. Bir hafta evvel çıktık gözüylebakmaya başlamıştık. Bence hatamız buydu. Kayseri'den gelen çok iyi adam Yılmazoynamadı, orta sahada Naim'i oynattı, Naim kesici top yapamaz. Biz nasıl olsakazanırız diye bakarak zemin hazırladık.
O maçta girmedi mi girmiyor, kaleci terse uçtu ayağına çarptı, boş kalelere kaçtı.
Göztepe beraberliğinden sonra şampiyon gibi gittik oraya. Ama olmadı mı olmuyor, yenemedik. Maç bitti, inanamadık. Taraftar ağlıyor, biz ağlıyoruz.
Saha ortasına toplandık Öbür maçı 4 dk geç başlatmışlar, Göztepe maçını radyodan dinledik, 1 farkla kazandılar, kahrolduk. Son dakika çok tartışmalı bir gol attılar. Bütün senenin emeği gitti.
- 80bin kişilik Göztepe maçında kaleciydin, Bandırma maçı öncesi, nasıl bir maçtı? Neler hissettin?
80 bin kişi inanılamazdı ama onu bırak. Elinde çantalar Tepecik’te meyhaneye parayla gelmişler. Yanıma gelemediler, 5 milyon para, çok büyük para arkadaşlara haber etmişler. Beni bilirlerdi, ben içerdim gezerdim ama maç satmam, alnım açıktı. O yüzden benim yanıma yanaşamazlardı, arkadaşlarıma yanaşırlardı, onlara söylerlerdi. Gereken cevabı aldılar gittiler. Çok kızdım, gol yemeyeceğim bunlardan dedim. Bizden 1-2 topçuyla anlaşmışlar diye duyumlar çıktı, isimleri sonradan çıktı zaten piyasaya. Erol ağabey uyandı olayı, mahkemeye başvurdular Gode'yle onlar için.Pazarlık yapılmış, anlaşma yapılmış beni de sonra aynı yemek masasına çağırmışlar. Ben gittim, olay bitmiş anlaşılmış konuşulmuş. Haberim yok, yedik içtik kalktık. Ama masada ben de varım sonuçta tezgahı görüyor musunuz? Nasıl anlatırsın, ne diyebilirsin insanlara? Sıradan bir yemek masası sanıyorum. Gol yesem kaybetsek benim hayatım boyunca o leke kalacak suçsuz olmama rağmen.
Ama Allah büyük, tam sahaya çıkıyorum rahmetli Gode yanıma geldi. "Aslanım koçum Ali, maçı sattı diyorlar ama sen satmazsın ben seni bilirim" dedi. Kaynar su kafamdan döküldü, sahaya çıkıyorum, düşünsenize titriyorum. Gol yesem 7 sülaleme kadar gider, bırak o şerefsizi derler adım geçince. Bu çok büyük bir olay, gol yememem lazımdı ve yemedim.
Ama Göztepe takımı geliyor, ben duvarım. Gol yemezsem cevabı vermiş olacağım dedim. Top duvardan dönüyor yarı sahadan yine geri geliyor bir daha dönüyor. Onlar 1.ligden düşen takım, oyuncuları çok iyi. Kornerden direk dibinden çok zor bir top çıkardım, sonra başka pozisyonda ters köşeye giderken top döndüm refleksle ama top yere çarptı içerigidiyor, stad gol diye ayağa kalktı, son bir gayretle ikinci harekette yaylandım tokatladım. Çok şükür şerefimizi kurtardık. Bende bilmiyorum o Sadullah’ın kafasını nasıl çıkardım, nasıl uçtum ama gerçekten inanılmazdı.

- Soyunma odasını anlatır mısın?
Soyunma odasına girdik kaf kaf çekiyoruz, nasıl seviniyoruz anlatamam. Şampiyon olmuş gibiyiz. Başkan Erol abi, Turgay Meto, Seyfi abi rahmetli, Doğan Hoca, Gode ve takım. Sesimiz kısıldı.
- O yıl takım nasıldı?Kadro çok güçlü değildi aslında sezon başı iddialı başlamamıştık sanki?
Göbek Murat, Erhan, Cihan. Sol bek Meftun, sağ bekBurhan. Yaşlılar gençler karışık. Ondan bizim güçsüzdü kadromuz, gol yemezsek kazanırdık.Ben motive ederdim çocukları, gol atamazsak beraberlik benden derdim. Başkan Erol ağabeyle iddiaya girerdik, sen gol yeme açıktan 20bin lira benden sana derdi. Yemezdim gider alırdım paramı. Antalya maçı, rakip çok güçlü, yine söz verdim Erol abiye. İnanılmaz toplar çıkardım, Antalya ayağa kalktı orada 2-1 kazandık, maç sonrası viskiyi boğazımdan döküyordu, unutulmaz günlerdi.
- 83-84 senesi Eskişehir'e geçildiğimiz seneyi anlatır mısın?
Takım çok iyiydi, ama takımdan yana olmadı problem. İdari yönden hatalar oldu, ondan kaybettik şampiyonluğu. Anlattığım olaylar, oynaması gereken oynamadı, torpilli oynadı.
Paralar ödendi ödenmedi, topçular gruplaştı. O yıl çıkmamız lazımdı. Uzun haftalar liderdik.
- Mastika Ali lakabına gelelim, nerede çıktı?
Roman mahallelerine giderdik eğlenmeye içmeye. Ordan ben duydum şarkıyı ama daha kimse bilmiyordu. Ben maçlarda yapardım gol çıkarınca gol atınca tribüne hoşluk yapardım taraftara. Bütün tribün söylerdi ben oynardım. Hakem başka yere bakarken yapardım.
- Bize unutamadığın tatlı bir anını anlatır mısın?
Gode'ye takılırdım, beni kızdırmak için derdi ki:"Ali ben rahat içebilmek için futbolu erken bıraktım". Ben de derdim, "Gode valla seni öldürürüm bak, çıkarım maça 2 tane gol alırım içeri, sonra Gode al dedi bana derim."
Pertev abi başkan, Gode antrenör. Bir maçta onudelirttim.Kendime güvenim çok, dakika 89, 1-0 öndeyiz. Bıraktım top gidiyor içeri, vallaha gidiyor.Yan hakem bakıyor, seyirci bakıyor. Tam çizgi üstünde aldım topu, maç bitti.Pertev abi dizlerinin üstünde sahaya girmiş, Gode kalbini tutuyor. Kenardan bana nasıl sayıyorlar. Maç sonrasında dedim, "bak uğraşma benimle, kalpten gidersin".
Bir de bizden milli takıma giden Atilla vardı, bana Turgay Şeren milli maçta giydiği eldivenlerini göndermiş Atilla ile. Bu eldivenler ona yakışır demiş. İşte bu eldivenler onlar.

- Kulübe kırgınlıkların nelerdir?
Turgay Meto, Ahmet diye kör bir kaleci getirdi, 8 maç oynadı, Ta ki Site maçına kadar.2-0 aldık. Kaleyi alınca yediğimiz goller çok azaldı. Beni idmanda dışladılar, sinirlendirdiler tahrik ettiler. Ben uymadım, hayvan gibi çalıştım. Candan Hoca gördü, sonra ben yine aldım kaleyi. 84 senesiydi. 25 maç bırakmadım. Takım kafaya oynadı 25 maç.
İdarecilerin tuttuğu topçular vardı, istedikleri oynardı,onlara hoş davranmayan oynamazdı. Eskiden böyleydi, biraz idareciler takımı sabote ederdi.Torpil olurdu, hakkı olan oynamaz idarecinin tuttuğu adam oynardı, para alırdı.Sonradan tanıştığım yeni topçular bana gelir derdi: Sen bu Karşıyaka'ya ne yaptın Ali? Hep senin adın kötü dolaşıyor, derlerdi. Hep dedikodu hep kuyu kazma.
Bana taktı bazı idareciler, yeni hocalar dedikodu duydu istemedi. Malesef bu böyleydi. Kırgınlıklarım bunlardır.
85 senesi, Gencer Koyuncuoğlu beni takımdan uzaklaştırmak istedi, jübile yapalım dedi. Kabul etmedim, futbolu bırakmak istemedim. O zaman 5 milyon para getir bonservisini al dedi. Nerden bulurum 5 milyon? Allah karşıma Duman Ahmet'i çıkardı. Suratım bembeyaz, ne oldu sana dedi? Anlattım beni istemiyorlar dedim. İzmirspor'da Suat Hoca kaleci arıyor dedi.İzmirspor aldı beni. Orada da paraları ödeyemediler, 1 sene oynadım. 86-87 senesinde Menemen'de bıraktım futbolu, küstüm.Sonra 3 sene oynamadım, 90-91 yılında Kayaspor'u amatörde şampiyon yaptım. En son orda oynadım.
- Karşıyaka’nın sana jübile yapmasını, sahip çıkmasını, belki hoca olarak hizmet vermeyi ister miydin?
Tabi. Niye istemeyeyim? Ama olmadı. O güzel formayla yeniden bir kere bile sahada olmak çok özel bir şey olurdu. Kulübümüz maalesef biraz vefasız. Bakın sizin gibi gençler geldi buldu beni. Ben artık iş, para, bilmem ne istemiyorum ki. Ben artık o güzel günleri yaşıyorum.Beni aramanız çok ama çok hoşuma gitti. Sizin gibi vefalı olmadığı için büyükler, birçok kişi KSK den uzak kaldılar. Düşünün bak bir çok isim nerede bilen yok. Yahu kulüpte eski yıllarlın kadrolarına ait resimler bile yok. Birçok kulüpte gidin 30 sene 35 sene evvel ki kadrolar duvarlardadır.Bir arşivi bir müzesi vardır. Bu kulüp yüz yaşına geliyor. Sırf kendim için değil birçok kişi için böyle. Bu kulüpte çok değerli insanlar vardı.Ali Ulvi Kiremitçiler, Tahir Türetken, Gode Cengiz. Bunlar gibileri çok zor bulunur. Gode bize gençken yol parası verirdi. Unutulur mu hiç? Gode babamızdı. Babalık yaptı. İdmana gelmemizi kulüp değil Gode sağlardı. Sıradan bir kulüp olsa neyse diyeceğim ama bu kulübe Atatürk gelmiş. Kendine has şarkısı var. Karşıyakalı dedi mi ülke bilir. Farklı olmalıydı.
- Bu seneki takım için neler söyleyeceksin? Süper lige çıkabilir miyiz?
Takımı takip ediyorum. Reha çok iyi bir hoca. Ama komple teslim edeceksin ona takımı. Tüm sorumluluk onda olacak. Karışmayacaksın.Sadece bir menejer olacak camia içinden, yönetimle futbolcu arasında ağabeylik yapacak, safkan olacak. O zaman başarı gelir. Bir de kadro hep aynı kalacak. Genç takımla başlayacaksın, 7-8 sene devam edeceksin.
Kerem iyi kaleci, benim gibi yapılı. Ama kalecilikte en önemli şey çalışmak ve oyun takibi. Oyunu takip edeceksin, oyunun içinde olacaksın.
- Taraftara söyleyeceğin son şeyler neler?
Onlara söylenecek şey yok. Onlar hep aynılar. Karşıyaka’da en iyi şey taraftarıdır. Ancak şunu herkes bilsin ki Tepecikte yıllarca “ Karşıyakalı Ali’nin Yeri” diye büfe çalıştırdım. Ben 9 yıl bu takımın formasını giydim, daima Karşıyakalıydım ve öyle kalacağım. Mahallemdekikahvenin önüne KSK yazdırdım. Orada bir Karşıyakalı var, bilsinler..



Trabzonspor - Beşiktaş

Sezon başındaki keçi boynuzu kıvamındaki maçtan Beşiktaş'ta Delgado, Cisse, Sivok ve Ertuğrul Sağlam eksik.4-4-2 yok 3-4-3 var.Trabzon'da ise herşey aynı ilave olarak Yattara var.Beşiktaş'ta aynı anda 3 yabancı eksilince hemen maddi sorunlar yazılmaya başlandı gazetelerde.%80'i fotograf olan sayfaları bile gerçek haberlerle doldurmakta güçlük çeken medyaya ne kadar rağbet edilmeli o size kalmış.Maç hızlı başlar gol olmazsa rölantiye döner Trabzon erken gol bulabilir.Bulursa farka gidebilir ya da önceki 3-2 lik döneşlerden olabilir.Kısaca bu maçta herşey olabilir.Kupa maçı olmasından dolayı özellikle Trabzon'un çok kontrollü başlayacağını düşünmüyorum.Umarım güzel futbol olur skor hiç önemli değil.Olası 11'ler de şöyle:
TRABZONSPOR
Sylva, Cale, Egemen, Song, Serkan, Selçuk, Hüseyin, Yattara, Colman, İsaac (Umut), Gökhan
BEŞİKTAŞ
Hakan, İbrahim Ü., Gökhan Z., Zapotocny, İbrahim T., Tello, Uğur, Serdar Özkan, Ekrem, Holosko, Bobo
Saat: 20.00
Stat: Avni Aker
Yayın: Lig TV
Hakem: Bünyamin Gezer

Köpeği Isıran Adam

Medyacıların mottosudur; "Köpeğin adamı değil, adamın köpeği ısırması haber değeri taşır". Bu olan da biraz ona benziyor.Ünal Karaman A.Gücü'ne geleli daha 2 hafta olmasına rağmen bırakın suların dinmesini fırtınalar daha büyük kopar oldu.Önce havaalanında takım otobüsünden inip taraftar tartaklamaya çalışan Barbaros'u sahiplendi, ardından basın toplantısında bileti seyirciye kesti.Bu da tribünlerle yönetim arasındaki savaşa 3. bir cephe olarak teknik kadroyu kattı.Dün gece de ipin uçu kaçtı.Tesislere gidip camları kıran protestocu taraftarlara yönetici Atilla Bedri silahla yanıt verdi.
Bu iş bu sene zor çözülür hatta çözülür mü o bile muamma.Bu şekilde MKE de Süper Lig'den ayrılır.İnan hiç de üzülmem...


O an #10



Peter Eastgate & Ivan Demidov (World Series of Poker)

*merak edenler için masadaki meblağ $9m

Arda ve Erhan


Beşiktaş Spor Külübü, kanser tedavisi görürken yaşamlarını yitiren Kara kartal hayranı İzmirli Arda Kızılay (14) ve Erhan Meşakkat'i (16) unutmadı. Siyah-beyazlılar 7 Kasım'da oynanan Beşiktaş-Kocaeli maçında 'Arda Kızılay ve Erhan Meşakkat kalbimizdesiniz' yazılı pankart açtı.

Bunun mukabilinde ise Kemik İliği Transplantasyon ve Onkoloji Merkezi Kurma ve Geliştirme Vakfı (KiTVAK) Beşiktaş'a bir teşekkür yazısı yolladı.Şöyle:

''Bu çocuklarımız hayatta iken 'Kara Kartal'ın en güzel formaları, topları, resimleri ve dergileri, kulüp sorumluları tarafından, son derece titizlikle ve hassasiyetle hazırlanarak, hiç zaman kaybedilmeden hızla kendilerine gönderilmiştir. Kendilerinden habersiz başlayan iletişim, Beşiktaş'ın, Arda ve Erhan'a ulaşan özel telefonları ve ellerine geçen siyah-beyaz özel hediyeleri, yitirdiğimiz çocuklarımızı çok ama çok mutlu etmiştir. Bunları kelimelerle anlatmanın tarifi yoktur.Ama maalesef bu çocuklarımız artık aramızda değiller.Bunun acısını derinden yaşıyoruz. İrtibat kurduğumuz andan itibaren bizi yalnız bırakmayan Beşiktaş Spor Kulübü, bu acı haberi öğrenir öğrenmez, çocuklarımızın resimlerini istemiş ve geçtiğimiz cuma akşamı BJK İnönü Stadı'nda oynanan Beşiktaş-Kocaelispor maçı başlangıcı esnasında, yitirdiğimiz çocuklarımız adına özel olarak hazırlatılan resimli dev pankart açılarak, çocuklarımız anılmış ve 'Kara Kartal' onlar adına son muhteşem hareketini yapmıştır. Beşiktaş'ın bu koyu taraftarları, bu aydınlık genç delikanlılarına ve acılı ailelerine verdiği en güzel hediyedir. Tüm Beşiktaş Spor Kulübü yönetimine, takım oyuncularına, destek veren her bir çalışanına tek tek, ayrı ayrı yürekten teşekkür eder, minnet duygularımızı ifade etmeyi bir borç biliriz. KİTVAK, hem kendi adına, hem de kaybettiğimiz sevgili çocuklarımızın hüzünlü aileleri adına 'Kara Kartal'a yürekten, sonsuz teşekkür eder ve minnetlerini sunar."

KİTVAK Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Soncul

Kasım 10, 2008

Bir Daha Çık Gel Samsun'dan


Aynı Senaryo


Maç başlayana kadar süper stres başladıktan sonra ben bu maçı izlemiştim düşünceleri.Bir farkla. O da genelde ilk 5 dakika iyi oynayan gs gol bulamazdı, bu kez buldu. Bir şey değiştirmedi bu gol. Selçuk'un golü gelince ayaklar yine titremeye başladı. Taraftarlar, yönetim ve oyuncular o kadar alıştı ki artık fenere yenilince hocaya ya da futbolculara suç bulunmuyor. Normal diyoruz geçiyoruz. 12 maça çıkardık Saraçoğlu efsanesini. Kimilerine göre dünyanın 2. kimilerine göre 4. büyük derbisinin sarı-kırmızılısı Real Madrid'in Nou Camp'da 33 maçlık nagalibiyet rekoruna göz dikmiş durumda. Hayırlısı.

Maça gelince. Benfica'daki oyunu oynarsa yener dediğimiz takım Fenerin baskısına dayanamadı Kewell,Arda boşluk bulamayınca kanatlar çalışmadı. Strese girildi ve Lincoln'ün golü ve frikiği dışında pozisyon dahi bulamadı gs. Fenerbahçe 5 pozisyon buldu 4'ünü attı ki Güiza'nın kaçırdığı da gerçek fenerli olmasını bir sonraki maça erteledi.Bu sene gs ya 4 atıyor ya da 4 yiyor zaten.

Sonuçta Gs pek bişey kaybetmedi Fener hem moral kazandı hem de yarıştan kopmadı. Aragones'i göndermediğimize de sevinmiyor değilim. Gs 3 maç üst üste kazanabilirse düzelir ama kazanabilir mi meçhul. Fb 1-2 hafta sonra spor yazarlarının Aragones gitmeli yorumları ile karşı karşıya kalır. Bu durumda Mustafa Denizli alışkanlığına devam edip yönettiği 3.büyüğü de şampiyon yapar gibi.

Kasım 09, 2008

Fenerbahçe 4 - 1 Galatasaray


Bugune kadar yazdıklarımı okuyan ama yorum yapmayan Arkhe, yorumu bugune saklayıp ayırdığım posta birşey yazmadan yorum yapmış.Galibiyet sevincine veriyorum :)
Maça geçelim.Önce skor yazarlarının gözünden bakalım.Zaten uzun değil onların ağzından yazmak."Fener 4 köşe", "Fener ışıl ışıl", "Fener kaldığı yerden".Altına da bolca şişirilmiş boş cümle.Skor yazarlığı bitti.
Aslında yazmak istediklerimin, kafamdakilerin çoğunu Tarkan yorumlarda yazmış.Derbi dediğinin neredeyse yarısı sinir harbidir.Galatasaray bu kadar (2000 yılından beri ilk defa) favori çıktığı maçta bile bunu avantaja çeviremedi.Hem de maça 1-0 önde başlamasına rağmen.Hem de Fenerbahçe'nin tek yapabildiği sahasını iyi paylaşıp kapatmak olmasına rağmen.Selçuk'un(daha kaç kere denese aynısını atabilir acaba?) şans dozu yüksek golünden sonra yine ayaklar birbirine dolandı, takım arkaya yalandı.Ardından Emre Aşık kendi kalesine atınca ilk yarıda maç bitmiş kadar oldu.
İkinci yarı başı yapılan değişiklikleri anlayan varsa beri gelsin zira ben anlayamadım.Fenerbahçeli arkadaşlar yanılıyorsam eğer düzeltsin ama benim gördüğüm R.Carlos geldiğinden beri ilk defa frikiği sayesinde gole sebep oldu.Carlos'dan çok De Sanctis'in payı da var.Geldiği zaman forumlarda bas bas bağırılan, daha iyi kaleci nerde bulunur diye yazanlar da bu pozisyonu bir değerlendirse ya.11 yaşında başladığım kalecilikte bana ilk öğretilenler cepheden gelen şutları ve kanatlardan gelen ortaları tutamayacaksan tehlike hunisinin dışına uzaklaştırman gerektiğiydi.Bu yaşta hala mı öğrenememiş?
Bu 3 golü üstüste koyunca zaten iş formaliteye döndü.Formaliteye imza atan da Deivid oldu.Ben bu adamı çok seviyorum ve nedendir bilinmez gol atınca mutlu oluyorum.

Bir derbi daha beklendiği gibi olmasa da alışılagelmiş şekilde bitti.Maç öncesi postumda yazdığım beklentilerden güzel futbolu göremedim ama 2 takımı da tutmayan biri olarak hakemin yönetimini beğendim.Maç boyunca hiç öne çıkmadı.Aragones ve Skibbe birbirini bu şekilde dengelemeye devam ettikce yukarısıyla makas açılır ve Trabzon Beşiktaş mücadelesine döner bu lig.Onlarda da pek bir ışık yok ama hersene olduğu gibi kötünün iyisi olan takımlar kafaya oynamaya devam eder, bir sonraki yıl CL ön elemede ecel teri döker ya da evine döner.

Fenerbahçe - Galatasaray


İkisini de sevmem ama futbolu severim, büyük maçları severim.Umarım iki takım da dün kamplarındayken Arsenal-Man.Utd. maçını seyredip büyük maç raconunu öğrenmişlerdir. Heyecanı ve mücadele gücü yüksek olacağı kesin bir maç.Dileğimiz futbolun da pozitif olması, hakemin adının duyulmaması, iki takımın bize güzel bir maç seyrettirmesi...
Muhtemel 11'ler:
FENERBAHÇE
V.Demirel-Gökhan-Lugano -Edu- R.Carlos- Deivid (Emre)- Josico- Selçuk- Uğur- Semih - Güiza
GALATASARAY
Sanctis- Sabri- E.Aşık -Servet -H.Balta -Ayhan- Meira- Lincoln -Arda -Baros-Ü.Karan
SAAT: 19.00, STAT: Şükrü Saracoğlu, HAKEM: Hüseyin Göçek, YAYIN: Lig TV,
SAKATLAR
Tümer, Alex (Fenerbahçe), Linderoth, Barış, S.Çalık, E.Güngör, Uğur, Hasan Şaş, Aydın,
CEZALI
Kazım (Fenerbahçe)
Related Posts with Thumbnails