Nisan 30, 2011

Real Madrid'in Unutulan Yabancıları Vol.2

1.Capello dönemi sona erince yerine Jupp Heynckes gelir, Şampiyonlar Ligi'ni alır gider yerine önce Hiddink, sonra Toshack gelir.

Hiddink - Toshack - Del Bosque Dönemi

Robert Jarni. Juventus ve Real Betis'ten sonra Coventry'ye transfer olur ancak hiç maç yapmadan Real'e gelir. Betis, Jarni'yi Real'e satmak istemediği için Real'in Coventry ile hülle yaptığı görüşü hakim bu transferde. Madrid'de vasat bir sezon geçirdikten sonra Las Palmas'a gider. Tek golü var Şimşekler adına.

Albano Bizzarri. Illgner'e yedek olarak Arjantin'den alınır. Ancak yeni parlayan Casillas'ın da gerisinde kalır. 2 sezonda 7 CL maçına çıkar.

Perica Ognjenovic. 21 yaşında Kızılyıldız'dan alınır ancak yedekte kalır. 3 sezonda sadece 3 kez ilk 11 başlar, gol atamayan golcülerden. Hala Sırbistan'da Jagodina'da oynuyor.

Samuel Eto'o. Beşiktaş'ın Batuhan'ı göndermesi gibi bir durum. 2 senede sadece 3 kez yedekten gelir. Sonra hikaye herkesçe biliniyor zaten.

Edgar Pacheco. Benfica'daki formuyla Real'e gelir ancak oynamadan Malaga'ya geçer. 2 sene önce Güney Kıbrıs'ta futbolu bıraktı.

Julio Cesar. Valladolid'den alınır. İlk sezonunda oynar ancak daha sonra Sociedad ve Milan'a kiralanır. Daha sonra çok ülke gezer arada Gaziantepspor'a da uğrar.

Geremi. Toshack'ın Türkiye'den yanında götürdüklerinden. İlk 2 sene oynar ancak 3.sene gözden düşer ve Boro'ya kiralanır. Ardından Chelsea, Newcastle, Ankaragücü, Larissa. Şu an freede. Almak isteyenlere duyurulur.

Nicolas Anelka. Sadece 1 sezon. 2 gol. Ancak gollerin ikisi de CL yarı final Bayern maçlarında. Bu da O'na finalde ilk 11'in yolunu açıyor. Ancak sene sonu PSG'ye geri dönüyor. Sonrası malum olanlardan.

Elvir Baljic. Toshack'tan Fener'e büyük kıyak. Dzeko'ya kadar en yüksek bonservis ödenen eski Yugoslav olarak kaldı. Toshack'ın gidişi Del Bosque'nin gelişiyle kulübede takıldı ve Fener'e geri kiralandı. 3 ilk 11, 8 yedekten giriş ve sadece 1 gol.

Rolando Zarate. 21 yaşında Velez'den kiralık gelir ancak sadece 6 maça çıkar, 1 golle ayrılır Real'den. Hala Huracan'da oynuyor.

Edwin Congo. 3 sene takımda kalır ancak hep kiralanır. 2001-02'de yedekte oturduğunu görenler olmuş. Ligde hiç forma giymeden Real'den ayrılmış. İspanya'da devam etmiş futbol hayatına ancak pek fazla gol atmayan golcülerden. Resimde sağdaki.

Esteban Cambiasso. River'dan gelip 2 sezon oynar Real'de. 1.Galacticos döneminde kendine yer bulamayıp, Inter'e geçer. Hala orada.

Real'de büyük eğlence Queiroz döneminden sonra başlıyor. Duyan geliyor deyim yerindeyse. Sıra ile geliyoruz.

Real Madrid'in Unutulan Yabancıları Vol.1

Nisan 29, 2011

Futbol Sanattır

Fener'e Hollywood'dan Yıldız Geliyor!

Takvim, Aykut Hoca'nın transfer listesini açıklamış. Tanıdık bir kaç isim ve Leonard Roberts. Kim derseniz, IMDB'ye bakmak gerekiyor. Kendileri gerçekten de Hollywood yıldızı. Çok yaşa Takvim.

Google'a Lassana yazıp resmi kopyalamakla gazetecilik yapılmıyor tabi. (bkz. Görsellerde ara: Lassana)

Müdür N'aptın? #24

Shakira vs. Sara Carbonero

Yapay Bulut


Katarlıların 2022 Dünya Kupası için bulduğu çözüm. Kışın yapılması muhtemel de olsa çöl havasına yapay bulutla karşılık vermiş Katar Üniversitesi.

Hafif karbondan imal, güneş enerjisi ile çalışacak ve cep telefonu ile yönetilecek. Prototip maliyeti 500 bin Dolar. Yatırım bütçesinin 75 milyar Dolar olduğunu düşünürsek, bedava. Bir de etrafı komple LED ekran ile kaplı stad var. Çok enteresan olacak, yerinde görmek gerek.

Nisan 28, 2011

6. Değerli Lig Vol.1


Burada zaman zaman Süper Lig'in, Avrupa'da 6. değerli lig olmasının, Türk futbolunun marka değeri ile yakından uzaktan ilgisi olmadığı, tek sebebinin Digiturk'un CINE5 ve Tele On'un kaderini paylaşmak istememesi olduğunu yazıyoruz.

Marka değerini bir ihale bedeli ile ya da isim sponsorluğuyla belirlemeye çalışmak göz boyamaktan başka bir şey değildir. Elbette zamanla yükselecektir, bir biri ardına başlayamayan stad projeleri, HD-3D yayınlar, sayısı artan lisanslı ürün mağazaları gösterge sayılabilir. Ancak oyun, uluslarası başarı, hakem ya da alt yapıdan 10 senede bir oyuncu çıkması bu duruma engel olacak gibi gözüküyor.

Rakamsal konuşmak gerekirse, Premier League'in bu sezon itibariyle yayın hakları geliri (isim hakkı ve mobil yayın hariç) 1,811 milyar Euro. Bizde ise her şey dahil 253 milyon Euro. Aradaki fark takımlara yansıyınca takım başı ortalaması EPL'de 90 milyon Euro, TSL'de ise 14 milyon Euro. Ve bu fark her geçen gün artacak gibi duruyor.

EPL yurtdışı yayın hakkı geliri 2007/08 sezonunda yıllık 233 milyon Euro iken, bu sezon itibariyle 582 milyon Euro. Bizde Digiturk 1 milyon Euro kazanıyorsa öpsün başına koysun.

Diğer liglere bakarsak, Serie A 900 milyon Euro yurtiçi, 181,5 milyon Euro yurtdışı gelire sahip. Ligue 1, 668 milyon Euro, Bundesliga 594 milyon Euro yurtiçi gelire sahip.

La Liga'da havuz sistemi olmadığından takımların yayın gelirleri bir hayli düşük. Bu durumun, La Liga'yı diğer Avrupa ligleri benzeri bir sisteme götüreceği bekleniyor.


Bir de Avrupa kıstası var tabi. UEFA'nın Market Pool dediği, ülkelerdeki TV yayınları ile ilgili bir sekme var. CL ve EL için ayrı ayrı hesaplanıyor, geçen sezon CL geçen sezon 342 milyon Euro değer yaratırken, EL sadece 58 milyon Euro yaratmış.

Son 8 sezonda EPL takımları 468 milyon Euro kazanmış CL Market Pool'dan. İtalyanlar 357 milyon Euro, Almanlar 294 milyon Euro, İspanyollar 292 milyon Euro, Fransızlar 247 milyon Euro kazanmış. Biz ise sadece 51 milyon Euro.

Geçen sezon EL ve CL Market Pool'dan BJK, FB ve GS'nin toplam geliri 20 milyon Euro civarı iken, EPL takımları 100 milyon Euro'yu görmüş.

Yayın gelirleriyle ilgili fark ortada. Yıldızlarla dolu liglerle pazarlama anlamında yarışmamız mümkün değil. O ülkelerin gelir düzeyleri ile de.

Ancak son 10 yılda sadece 3 kez çeyrek final görmenin de pazarlama ile alakası yok. Kıyasıya şampiyonluk yarışına giren takımlarımız dahil seneye Avrupa'da bizimkilerden çeyrek ya da yarı final beklemek hayalperestlikten de öte. Ancak kovduğumuz adamlar, çok daha ucuza, çok daha büyük işler yapıyor. Biz ise hala 17 Mayıs 2000'i yaşıyoruz.
Bir de dipnot olsun. TFF, medya ya da bir çok büyüğümüz Avrupa'nın 6. değerli ligiyiz dese de, hiç bir kaynakta 6.ligden bahseden yok. Varsa yoksa 'Big 5'.

Bir sonraki kısım Avrupa'nın büyük futbol markaları ve bizimkilerin arasında CL'de yaşanan gelir uçurumu olacak.

Nisan 27, 2011

Ne Olacak Bu Real'in Hali?


Barça'yı konuşmanın bir anlamı kalmadı artık. Futboldaki İtalyan hegamonyasını, Galacticosları, Ferguson'un 3 neslini, Ajax'ı, Dortmund'u ve elbette 4 nesil
Barça'yı gören biri olarak artık bu bu adamlar uzay futbolu oynuyor demenin bile anlamı yok.

Cruyff'un yıllar önce dediği, "İspanyollar total futbolu öğrenince bizden iyi oynayacaklar" önermesi %100 tuttu. Ancak zerre kadar zevk almıyorum oyunlarından artık. İyice otomatiğe bağlandı. Orta yok, uzaktan şut yok, kısa pas kısa pas nereye kadar.

Messi desen, O ayrı bi havada zaten. Bugün attığı 2.golün FIFA tower cam çekim tekrarında Real'lilerin ne kadar aciz kaldığı net görüldü.

Mourinho tercümanlığa takıntı yapmış olsa da artık O'nun da yapabileceği bir şey yok. Son 8 yılın en büyük hocası da olsa, zekası, basın toplantıları, açıklamaları, aşağılamaları bile kurtaramıyor O'nu artık. Real'de Eto'o da yok sol bekte oynatsın.

Real'i her zaman sevmişimdir ama gerçek bir Real taraftarı olmadığıma da şükrediyorum. En büyük eziyeti onlar yaşıyor. Ronaldo'su, Casillas'ı, Ramos'u dertlerine çare olamıyor.

Biz Fener'e yenildik mi kendimize bahaneler üretebiliyoruz, ama onların öyle bir şansı da yok. Para var, hoca var, yıldız çok. Elde tek kupa Copa Del Rey.

Apaçi Her Yerde Apaçi #9

Nisan 25, 2011

Special


'Mourinho Tactical Board'; Mourinho'nun isteklerini karşılaması için hazırlanmış bilgisayar programı satışta. Bizim hocalara birer tane almalarını hatta mümkünse Mourinho'dan save ettiği bazı dosyaları da edinmelerini şiddetle tavsiye ederiz.

Nisan 24, 2011

Emiliano Insua


2 aya yakın hiç maç yapmamasına, sezon başından beri sadece 1000 dakika oynayan biri olmasına rağmen, dün sahanın en fit oyuncusu olması, Hagi'nin çalışkan oyuncu anlayışındaki tutarsızlığı yine gösterdi.

Bülent Hoca'nın anlamsız 87.dakika sol bek değişikliği sırasında sahanın dışına çıkarken futbolcu yürüyüşüne sahip tek adam olarak Insua gözüküyordu sahada.

Insua ve Baros kısmen ne yapacaklarını bilirken, maç boyu Gökhan Zan'ın topu sağ bekten sol açıktaki Arda'ya atmaya çalışıp, tutturamadığı pası, Neill'in girdikten sonra ilk denemesinde başarıyla ulaştırması da aradaki kalite farkını gözümüze soktu.

Hagi'nin Sabri-Servet oyun kurgusunu, Bülent Ünder'in tüm toplar Arda'ya şeklinde değiştirmesini de taktikte büyük ilerleme olarak gördüm ben.

Arda'nın Sarp'a pas vereceği ve koşu yapacağı yerleri göstermesi, mahalle maçında takımın en yaşlısının yapacağı türden hareketlerdi. Sadece Sarp'a değil bir çok kez bir çok futbolcu bozmasına eliyle oraya pas ver buraya koş demesi, takımın orta sahadan ilerisindeki tek kalburüstü oyuncunun Arda olduğunu da gösterdi.

Arda da giderse, anlamsız Elano-Misimovic satışları sonrası takım olduğu gibi bir mahalle takımı görünümüne dönüşecek belli ki. Arda gitmeyecek, yönetim değişmeyecek diye düşündüğümden, seneye bu takıma 4-5 değil en az 10 ilk 11 oyuncusu alınması gerekecek.

Ayrıca Türkiye'deki hocaların futbolculara takmasını biri bana açıklasın. 6 sene önce Hagi-Saidou-Ümit Karan, sezon başı Rijkaard-Servet, Aykut-Alex, Schuster-Tekke daha sonra Hagi-Misimoviç-Insua ve en son Bülent Ünder-Pino-Çana-Baros-Neill.

Bu olayın adı nedir? Guardiola İbrahimovic'e takmak için niye sezon sonunu bekledi? Niye hadi len deyip, TV'lere bir daha Barça forması giymeyecek bu adam demedi? Türkiye'deki hocaların taktik-teknikten önce bir iletişim kursuna alınmaları şart. Bir de yönetimlere transfer politikası nasıl oluşturulur kursu gerek.

CM Manzaraları #2

İzmir Atatürk Stadı'na bir ihtar da CM yönetiminden. HSE doğu terası kapatır.

İnönü'de çılgın maç. İlk yarı 4-3, ikinci yarı 3-5. CM 01/02'deki kaleci dandikliğini ve forvetlerin inanılmaz formlarını bir türlü çözemedik.

Related Posts with Thumbnails