Nisan 17, 2010

Kendi Kendini Yakan Takım.


Önce Emre, Leo Franco, Aykut, Mehmet Topal. Son 5 haftanın 3ünde puan kaybetmemizi, bugünkü maçta da son dakikalara rahat girmememizi sağlayan adamların bizim oyuncular olması enteresan. Rakibe pek iş düşmüyor. Manisa bu hatalardan yararlanamayan tek takım oldu. Onlarda Sami Yen'de aldıkları puana saysınlar.
Yabancı yine idare ediyor da, bu yerlilerle işimiz zor. Ve yabancıların kralı da Baros. Sakatlanmasaydı ya da çabuk dönseydi, şampiyonluğa hazırlanıyorduk şimdi. Ve UEFA yarı finalinde Atletico diye bir takım yoktu. Neyse eşek ölseydi k.çı gülseydi. Haftaya Bursa'yı yenip diğer maçları bekleyeceğiz. Kayseri ve Beşiktaş'a bel bağlayacağız, ya da aman Bursa olmasın Fener, Beşiktaş şampiyon olsun diyeceğiz.
Pembe Caner'i unutmadım elbette ama o sinsi çalışıyor. Atletico maçları, Fener maçı ve Manisa maçı başları.

FXPro Girls @WRC



Günün Fotoğrafı.


Muhtemelen sadece Türk yarışçılar için hazırlanmış bu pankart. Yoksa sadece Türkçe yazmazlardı değil mi?

Türkiye Kupası Finali Sorunsalı.


Ne zaman olursa olsun, sorun değil çözüm üretmek bize göre değil. Olimpiyat'ta gece oynanacak final maçı, siyasi amaçla Şanlıurfa'ya alınmış, bunu da TFF değil de Trabzonspor açıklamış. Bu nasıl iş öncelikle.
Hadi finalin yeri değişsin de bunu TFF'nin açıklaması gerekmez mi önce? Büyük ölçüde netleşmesi sebebiyle Trabzonspor açıklamaya karar vermiş. Karar değişmemişse ne diyecek Trabzonspor? Böyle sorumsuzluk yapılır mı, tabi sorumsuzluk öncelikle federasyonundur. O zaman cezalar netleşmeden, duyumlarla açıklansın kulüpler tarafından.
Diğer yandan ışıklar yetersiz olduğundan gündüz oynanacağına da karar vermiş Trabzonspor. Yeni stad yapıyorsun ki 1992'de temeli atılmış, o sebeple eski tip stad ve ışıkları yetersiz. İlginç. Revizyona kalksalar 5 sene daha atardı muhtemelen proje.
Mayıs ayında güneydoğu yanarken bir de gündüz oynanması muhtemelen sıcak ve güneş sebebiyle saçmasapan bir maç olacaktır. Özellikle tabi bir de çarşamba günü oynanacak olması birçok kişinin izleyememesi anlamına gelir ki federasyonun marka değeri dediği şeye ne kadar dikkat ettiğinin de bir göstergesidir.
2000 yılında GS-Antalya finali Diyarbakır'da gündüz oynanmıştı ve hatırladığım kadarıyla GS çok zorlanmış, uzatmalardan önce Fatih Terim fırçasıyla ya nasip deyip oynamaya başlamışlardı. Bu kez durum daha farklı olacak, 2 takım da gece maçına alışık, her 2 takım açısından da zor olacak maç.

Nisan 16, 2010

Güle Güle Sami Yen.


Güzelim stad gitti 416 milyona. Kriz döneminde ihaleye girmek müthiş tabi. İstanbul'un göbeğinde arazi para etmedi. Bravo herkese. Rahmetlinin arkasından konuşmak gibi olmasın ama Galatasaray'a büyük zarar verdi. Evet, bir stad kazandık ama, Ali Sami Yen arsası bugünkü değerine bakılmaksızın 3 tane Seyrantepe yapardı.
TOKİ'de beklediğini bulamadı tabi. Eren Talu patlayınca 416 milyon YTL'ye fit oldu TOKİ. Yandaki likör fabrikası kadar etmedi stad. Kısmet artık. Ama Galatasaray tarihi zarar etti bu işten. Bedelsiz kullanma hakkı olduğu araziyi bir stad uğruna kaptırdı. Rahmetli Canaydın Likör Fabrikasını almaya çalışıyordu ilk geldiğinde, şimdi elde avuçta bir Seyrantepe arsası kaldı. Seyrantepe hiç bir zaman Sami Yen'in yerini tutamayacak. Ne maddi olarak ne de manevi olarak. Maç öncesi Mecidiköy'deki trafik sıkışıklığı bile ayrı bir havaydı. Stad önü belkerken solunan o hava Seyrantepe'de hiçbir zaman yaşanamayacak.

Bir Garip WRC Startı





2 sene sonra geri gelmiş WRC, hem de İstanbul'a. Belki de dünya üzerinde en güzel start verilebilecek noktaya. Arkada Ayasofya, önde World Rally Car'lar. Ama yine seyirci sıkıntısı. İş saatine denk gelmesi de bir sebeptir elbet ama organizasyon komitesi şu kadar insanla bile baş edemedi. Otomobiller çıkışı birer birer alırken, 2 araç arası güvenlik şeritlerinin altından üstünden karşıdan karşıya geçenler 3 zabıta, 5 polis, 3-5 ralli görevlisi üniversite öğrencisi görünümlü görevli tarafından engellenemedi doğal olarak.
Sultanahmet'e gelen turistlerin küçük bir kısmının aaa! yarış varmış edasıyla sıraya dizildiği, turla gelenlerin programa riayet etme zorunlulukları sebebiyle bölgeden transit geçtiği ve tanıtım diye yırtındıkları şu dönemde yarışın programa dahil edilmediği tur operatörleri.
Fatih Belediyesi'nin Eminönü'nde küçük bez afişi, Beşiktaş meydanda 2-3 gün kalan bilgi noktası (Hatta bilgi noktasının önü 2.gün kazıldı ve o noktaya bile ulaşmak eziyetti), ve sayıca yetersiz olan outdoor reklamlar, bu organizasyona ne kadar önem verildiğini gözler önüne seriyordu günler öncesinden.
Sponsorluklardan belli idi herşey aslında. ADAC harici uluslarası sponsor yoktu işin içinde. Spor-Toto ve TRT ile bir yere kadar tabi. Birçok spor organizsayonunu destekleyen hiç bir firma yoktu orada, e bu halde reklamlar yetmedi. TV'de döndüğünü bile görmedim. Dönmüşse TRT'de ve belki radyoda Power'da dönmüştür muhtemel. Turkcell'in, TT'nin, Vodafone'un, herhangi bir benzin firmasının, bankanın ya da bir global firmanın sponsor olmadığı bir organizasyona ne kadar reklam bütçesi sağlayabilirsiniz? Suyun bile elinde çakma buzluklu biri tarafından satılması, bir firmanın oraya su satmaya bile gelmemesi yarışa ne kadar iyi hazırlanıldığının göstergesi.
Açılış konuşmasının siyasi şova dönüşmesi, 6.kez yapılan rallinin ilk kez yapılıyormuş gibi lanse edilmesi ve 1 kişiye atfedilmesi de ayrı bir bomba. Dünyada kaç yerde kaldı siyasilerin açılış konuşması yapması. Amerikan Başkanı Nascar'ı mı açıyor ya da İngiliz Kraliçesi F1'de ödül mü veriyor? Bakan açılış konuşması yaptığı sırada, fotoğrafçılar dahil, büyük bir izleyici kitlesi dikkatini başka yönlere kaydırdı. İlkokuldan başlayan müdür konuşması psikozuna girdi bir anda herkes.
Tarihi ve Türk araçlar ile WRCler arasında yapılan dans gösterisi, yurtdışında sıkça yaşadığım Türkler gaydir önermesini doğrular biçimde erkek çengi koreografisi ile başladı. Gördüğüm kadarıyla platformda erkek dansçı, asıl ilgiyi çekecek kızlar ise aşağıdaydı. Ve tabi her uluslarası organizasyondaki gibi, yeni bir fikir üretecek adam olmadığından mıdır nedir, yöresel müzikler ve danslar. Zaten onlar da olmasa Tarkan'a konser verdirirlerdi. Power'ın sponsorluğu ve Funky C olmasa muhtemel TRT Korosu şarkı falan dinleyecektik mazallah.
Neyse ki bu sıkıntılar WRClerin egzost sesleri ile kesildi, huzura erdim. Büyük isimlere sıra geldiğinde, onların selamları ve sonlarda kalmış 5-10 kişilik ralliseverle kendimizden geçtik. En delikanlısı Petter Solberg çıktı startın. Bir tek O, kapıdan sarkarak geçti düzlükten. Bir de kameralarıyla çekim yapan co-pilotlar vardı ilginç. 2 Finlandiyalı turist bayraklarla destekledi pilotlarını. Raikkoneni WRC'de izlemek ayrı bir heyecan oldu. Bu arada Loeb bayağı bir kısaymış.
Darısı yarın Kadıköy'e. İşin en zevkli kısmı, 2li startlar. Biraz daha profesyonel işler olacak orada gibi. Red Bull, Sütaş tribünleri falan var. Bugüne göre kısmen iyi.
13 milyonluk şehirde topu topu 20.000 kişiye yakın izleyici kitlesi olacak galiba. İlk defa yapılan yarışa bu ilgi nereden geliyor acaba? 1günden daha az zaman kaldı özel seyirci etabına ama biletix'te hala bilet var. Gidince göreceğiz ilgiyi artık.

Nisan 15, 2010

Kızım Kusura Bakma.

Şansal Büyüka vs. Sine Büyüka @ 14/16, NTVSpor. Şansal Büyüka'yı Yavuz Seçkin oynuyor tabi. Sine Büyüka'da yayın boyunca gülme krizi geçiyor. Devamı NTVSpor'da.

Milli Takımın Beşiktaş'a Tevdi Edilmesi


5 Mayıs 1952 Tarihli Türkiye Futbol Federasyon'unun Beşiktaş'a gönderdiği yazı...

Nisan 14, 2010

Mutfakta Roberto Carlos


@Marriott Istanbul Mutfak

Hoşgeldin Ya Şehr-i Transfer


Kuranyi - Fenerbahçe (Yıllık €6m)
Kuranyi - Beşiktaş
Deco ya da Krasic - Beşiktaş (Mustafa Denizli karar verecek)
Krasic - Fenerbahçe
Van Bommel - Beşiktaş
Mehmet Topal - Valencia

Koyu yazılanlar her gazetede var neredeyse. Resimi de Kuranyi yazdım Google'dan çıktı. Zamanında Gs'ye de transfer edilmiş belli ki.
Start verildi transferlere. Beşiktaş'ın sponsoru Mansimov. Bir yıldız oyuncu bonservisi sözü vermiş Demirören'e.
Bu arada Kewell ve Delgado'nun Fener'e gitmesine kesin gözüyle bakıyorum, ondan yazmadım:))) Dünya yansın koyverdim, bize biraz renk ver Türk Medyası:)))
PS. Fenerbahçe resmi sitesinin işi zor bu yaz da. Yalanlama bizim işimiz.

Nisan 11, 2010

100. Gol Neill'den.


Protestolarla beraber 4 gol. Havayı yakalarsa ki Arda-Baros-Hakan Balta kadroda olduğu sürece önümüzdeki maçlarda sevinme ihtimali artıyor Galatasaray'ın. İlk 6 gibi son 6 yapabilirse şampiyon olabilir bu takım. Manisa ve Bursa maçları bu seride en önemli maçlar.
Baros'un da ne kadar önemli olduğu çıktı karşımıza. Sakatlığı kısa sürse belki Nonda bile hala İstanbul'da olabilirdi. Gerçi Jo geldiğinde çok sevinmiştik ama şu Brezilyalıların profesyonel olamaması bıktırdı artık bizi. Bizim de Porto modeli Arjantinlilere geçmemiz gerekiyor ille de Güney Amerika'dan adam gelecekse.
Ankaraspor maçlarında verilen 4 golü hesaba katmazsak bu sezon 100.golümüzü Lucas Neill attı. Son golle de 49 maçta 101 gol oldu takım.

Baros'suz Geçen Günlerimin Ec...



Related Posts with Thumbnails