Nisan 19, 2011
Semih Saygıner'den Albüm
Üstad da albüm yapanlar kervanına katılmış. Bilardo sanatçısı derken şimdi de müziğe giriş. 13 şarkılık TSM albümü. Ses de fena değilmiş.
Semih Saygıner - Gizli Aşk (2011)
01. Gizli Aşk Bu
02. Bir Gece Ansızın Gelebilirim
03. Duydum Ki Unutmuşsun
04. Söyle Naz Mı Bu Kaş Çatış
05. Nasıl Geçti Habersiz
06. Yarım Kalan Aşk
07. Ayrılık Rüzgarı
08. Çaresizim
09. Tadı Yok Sensiz Geçen
10. Seninle Bir Sonbahar
11. Susma
12. Silinmeyen Aşk
13. Sensiz Saadet Neymiş
Etiketler:
Müzik
Nisan 18, 2011
Çinli Real Madridliler.
Rıdvan Dilmen, El Clasico için Madrid'deydi Cumartesi. Hem maç öncesinde çimlerin üzerinde, hem de dün canlı yayın %100 Futbol'da bir konuya bir hayli takılmıştı.
Maça gelen Çinli, Afrikalı Real Madridliler.
Çinli, Japon, Afrikalı Fenerli, Galatasaraylı görememekten muzdaripti Rıdvan Hoca. Programda Güntekin Onay 2000 yılında müslüman ülkelerdeki Galatasaray sempatizanlığından bahsetti azıcık da olsa ama gerçekleri net görememişler demek ki.
Hala Mısır'a giden her Türk'ün duyduğu Hasan Şaş'tan, Malezya'daki Hakan Şükür hayranlığında haberleri yoktu belli ki. Burada bir kaç kez daha yazdığım gibi Bordeaux maçında Sabri'nin golü sonrası Arnavutluk'ta Arnavutlarla birlikte delice sevindiğimiz de bir gerçek, Fransa'da 2000 yılında Galatasaray'ın kadrosunu net sayabilen saf kan Fransızlar da, 1994'te Türkiye'ye gelen bir CEO'nun oğluna almak için aradığı ve bulamadığı Galatasaray forması da.
Tabi 2001 sonrası zaten dünya kulübü olmuş Galatasaray'ı dünya kulübü yapacağız diye gelip 8 sene sonunda Anadolu Kulübü'ne çeviren ekol de, böyle bir gücü yönetemeyecek kadar aciz adamlar da gerçek.
Galatasarayı.com'dan alıntı bir videodan kestiğim bir kaç Japon, Koreli, Vietnamlı vs. Galatasaraylı'nın resimlerini de paylaşalım da, nerede bunlar demesinler. Manu Chao'nun bir dönem konserlerine Galatasaray formasıyla çıktığı da unutulmasın.
Bu arada ille de canlı canlı yabancı Galatasaraylı görmek isteyen varsa, Seyrantepe'de VIP Lounge'a gelip, Hollandalı, Japon ve Koreli Galatasaraylılarla da tanışabilirler.
Maça gelen Çinli, Afrikalı Real Madridliler.
Çinli, Japon, Afrikalı Fenerli, Galatasaraylı görememekten muzdaripti Rıdvan Hoca. Programda Güntekin Onay 2000 yılında müslüman ülkelerdeki Galatasaray sempatizanlığından bahsetti azıcık da olsa ama gerçekleri net görememişler demek ki.
Hala Mısır'a giden her Türk'ün duyduğu Hasan Şaş'tan, Malezya'daki Hakan Şükür hayranlığında haberleri yoktu belli ki. Burada bir kaç kez daha yazdığım gibi Bordeaux maçında Sabri'nin golü sonrası Arnavutluk'ta Arnavutlarla birlikte delice sevindiğimiz de bir gerçek, Fransa'da 2000 yılında Galatasaray'ın kadrosunu net sayabilen saf kan Fransızlar da, 1994'te Türkiye'ye gelen bir CEO'nun oğluna almak için aradığı ve bulamadığı Galatasaray forması da.
Tabi 2001 sonrası zaten dünya kulübü olmuş Galatasaray'ı dünya kulübü yapacağız diye gelip 8 sene sonunda Anadolu Kulübü'ne çeviren ekol de, böyle bir gücü yönetemeyecek kadar aciz adamlar da gerçek.
Galatasarayı.com'dan alıntı bir videodan kestiğim bir kaç Japon, Koreli, Vietnamlı vs. Galatasaraylı'nın resimlerini de paylaşalım da, nerede bunlar demesinler. Manu Chao'nun bir dönem konserlerine Galatasaray formasıyla çıktığı da unutulmasın.
Bu arada ille de canlı canlı yabancı Galatasaraylı görmek isteyen varsa, Seyrantepe'de VIP Lounge'a gelip, Hollandalı, Japon ve Koreli Galatasaraylılarla da tanışabilirler.
Etiketler:
Galatasaray,
Medya
Nisan 17, 2011
Hüseyin Göçek
Dün belki de maçın bu kadar karışmasının en önemli sebeplerindendi Hüseyin Göçek ama kimse kızmasın. Bu adamı bu hale getiren yine kendileridir.
Biz Lincoln'ün bal gibi serbest vuruşuna, en direk dediğinde ne kadar kızdıysak, dün de Fenerlilerin, kazanmalarına rağmen, bu kadar kızması doğal. Saçma sapan kartlar, verilmeyen penaltılar, veril(e)meyen kırmızı kartlar. Ama kızmaya hakkımız yok, bizim hakemler bu kadar.
Sadece Göçek değil, neredeyse hepsi cacıklamış durumda. Avantaj kuralını uygulayamayan, ele değen topun çarpma mı kasti mi olduğu ayıramayan, ofsayt kuralındaki değişimi daha çözememiş adamlardan fazla bir şey beklemiyoruz elbet.
Ama oynanan futbola da bu hakemler yakışır. Dünya kadar transfere rağmen başlarına adam gibi bir hoca koyamayan onlarca kulubümüz var. Avrupa'da 3 senedir tabir-i caizse sıfır çekiyoruz. 15 dakika top oynayan takımlar maç kazanıyor bu ligde. Fazla üstüne gitmemek gerek hakemlerin bu yüzden. 15 yerine 30 dakika oynasanız zaten hakemler sonuca etki edemez.
Yine de şanslıyız, Türkiye özgür bir ülke. Chelsea'ye her Şampiyonlar Ligi senesinde yapılan kıyım bizimkilere yapılsa sesimizi çıkarıp, hakem odası basabilecek miyiz acep?
Etiketler:
Eyyam
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)