Kasım 08, 2008

Estetik Futbol


Sağ cenahta zaten "estetik futbol" adında bir gadget var ama bunu da ekleyeyim dedim...

İşte Bunu Seviyorum #4


Ciroc Vodka

KSK ÇARŞI


Nerde Benim Damalım


Ne bir lokma ekmek
Ne bir kızı sevmek
Seviyoruz Seni Baki Mercimek, Baki Mercimek...
Dün bütün stad bu tezahuratla inledi.Hem de Baki gönderildikten yaklaşık 5 ay sonra.Peki sebebi neydi?
Hemen açıklayalım.Çarşı'nın resmi sitesi forzabesiktas.com'un forumunda bir kampanya başladı.Adı da "Nerde Benim Damalım".Girizgahı şöyle:
Arkadaşlar karar verildi yaptırılacak bayraklar aşağıdaki gibidir.Bayraklar uzun ömürlü olması amacıyla SATEN yaptırılacak. Hem parlak olacak hem de uzun ömürlü.Yaptırılacak bayraklar stadımızda muhafaza edilecek olup.Daha sonra belirleyeceğimiz arkadaşlarımız tarafından maç öncesi alınıp maç sonrası teslim edilecektir.Yapılacak yardımlarda Herhangi bir limit yoktur.Herkesin bu işe sahip çıkacağını adımız gibi biliyoruz...Vira bismillah!
GARANTİ BANKASI E-5 MALTEPE ŞUBESİ 589-6698568 NO'LU MUSA KABA-FORZAORTAK HESABIIBAN : TR09 0006 2000 5890 0006 6985 68
Bu destekte bulunanlar listesinden bir prt scr:
Oynadığı süre boyunca belki de en çok ıslıklanan adam oldu hep.Yedek diye geldi Runje'den sonra en çok forma giyen adam oldu.Islıklandı yuhalandı ama gerçek Beşiktaşlı olduğunu ancak kovulduktan sonra gösterebildi.Bu kampanyaya 1903 ytl yardımda bulundu.Yeteneği ortada olan bir stoperden fazlasını bekleyip onu yuhalayanlar umarım biraz utanmıştır.Gözünü budaktan sakınmayarak elinden geleni yapmış bir adam böyle gitmemeliydi...


Bu da destekte bulunurken gönderdiği mesaj:
''Bana gösterdiğiniz sonsuz destek ve sevgiye karşılık olarak ufak bir jest yapmak istedim.Nasıl ki sizden aldığım para alın terimin karşılığı ve helal ise, bu güzel organizasyon için benim de her bir kuruşum sizlere helal olsun.''
Teşekkürler Baki.Bizi utandırdığın için binlerce teşekkürler...

SL Benfica 0-2 Galatasaray


Uzun bir aradan sonra dönebildik blogumuza geri hem de 6 sene sonra Avrupa'da alınan bir deplasman maçıyla. 6 sene olmuştu en son deplasmanda güzel oyunla bir galibiyet almayalı. Dilekolay 20 maç. Zaten Avrupa Fatih'liğini bırakalı da 7 sene oldu. Deplasmanlarda kazanılan UEFA Kupası sonrası,artık kendi evinde Galatasaray'la oynayan tüm takımlar korkusuzca Galatasaray'ın karşısına çıkabiliyordu.Bellizona maçında da gördük bunu. Ben ordaki sıkıntıyı rakibe küçümsemeye vermiştim haklı çıktığımı düşünmeme 2-3 maç kaldı.Bu arada Avrupa'da 213. maçına çıkan GS'nin ilk defa bir Portekiz takımıyla maç yapması da enteresan geldi.

Gelelim bir de maça. Kadroları açıklanınca Benfica'nın da tıpkı biz de olduğu gibi 2.baharlarını yaşamalarını ümit ettiği Aimar, Reyes, Nuno Gomes ile güçlü olduğunu düşündüm.Ama bizim yabancılar daha erken girmişler 2.baharlarına sonuç onu gösterdi.Lincoln,Ayhan,Ümit bir de Arda oynayınca işler değişiverdi.Ayhan 2.goldeki pası hayatında kaç kez verdi acaba? Emre Aşık da İtalyan defansı oldu hem gol attı hem de defansda kimseye geçit vermedi. Baros maç eksikliğindendir herhalde golcülük güvenini kaybetmiş gibi, her pozsiyonda kaleciyi çalımlayımda kesin gol olsun uğraşında.Bilmiyorum bu takım böyle devam edebilirse yıllar sonra tekrar zevkle izleyebileceğim bir Galatasaray göreceğim gibi geliyor. Turuncu formasız da maç kazanılabiliyorlamış demek ki, onu da öğrendik. Darısı pazar gününe.


İşte Avrupa Fatihinin Avrupa Deplasmanlarında son 21 maçı. 6 galibiyet (rakiplere dikkat) 2 beraberlik ve 13 mağlubiyet.

2002/03 UEFA CL Lokomotiv Moskova 0-2 GALATASARAY
2002/03 UEFA CL Club Brugge 3-1 Galatasaray
2002/03 UEFA CL FC Barcelona 3-1 Galatasaray
2003/04 UEFA CL CSKA Sofia 0-3 GALATASARAY
2003/04 UEFA CL Juventus 2-1 Galatasaray
2003/04 UEFA CL Olympiakos 3-0 Galatasaray
2003/04 UEFA CL Real Sociedad 1-1 Galatasaray
2003/04 UEFA Villareal 3-0 Galatasaray
2005/06 UEFA Tromso 1-0 Galatasaray
2006/07 UEFA CL Mlade Boleslav 1-1 Galatasaray
2006/07 UEFA CL Liverpool 3-2 Galatasaray
2006/07 UEFA CL PSV 2-0 Galatasaray
2006/07 UEFA CL Bordeaux 3-1 Galatasaray
2007/08 UEFA Slaven Koprivnica 1-2 GALATASARAY
2007/08 UEFA Bordeaux 2-1 Galatasaray
2007/08 UEFA Panionios 0-3 GALATASARAY
2007/08 UEFA Bayer Leverkusen 5-1 Galatasaray
2008/09 UEFA CL Steaua Bükreş 1-0 Galatasaray
2008/09 UEFA AC Bellizona 3-4 GALATASARAY
2008/09 UEFA SL Benfica 0-2 GALATASARAY

İnternet Haberciliği


İspanya'nın doğusunda Villa real kasabasının da olduğu Castellon bölgesinde yaşayan bir grup Türk, Villarreal kulübü ve Nihat Kahveci adına fan grubu oluşturdu.
Villarreal kulübünün de bilgisiyle oluşturulan Türk grup kendilerini, takımın sarı renginden esinlenerek ''Sarı Türkler'' olarak adlandırdı.
Nihat Kahveci, kendisi için de oluşturulan fan grup için, ''Özellikle, sakatlıktan dolayı karmaşıklıklar yaşadığım bir dönemde kulüp ve benim adıma bir fan grubu oluşturulması gurur verici bir şey'' yorumunda bulundu.
Bu arada yaklaşık 1,5 aydır sakatlık yaşayan Nihat'ın, bu haftadan itibaren takımla birlikte çalışmalara başlayacağı belirtilirken, Türk futbolcu, ''Takım arkadaşlarımla birlikte günlük çalışmak her bakımdan bana iyi gelecek'' açıklamasını yaptı.

Bu yazı direk A.A. tarafından ajanslara düşen haberin kendisi.2 ilginç nokta var bununla ilgili.Sabah, sporx, haber3, f5haber sitelerinde aynen harfi harfine kopyala yapıştır haberciliği yapılmış."Nihat Kahveci Fan Club" yazıp google'da aratın.Hatta buyrun burdan bakın... Buna habercilik, portalcılık deniyor.O zaman biz de 2-3 ajansa kayıt olup bu işi yapalım.Bu kadar mı basit?

2. bomba ise bunu haber yapan sitelerin-Sabah dahil- hiçbirinin açılan sitenin adresini merak etmeyişi,öğren(e)meyişi...Malesef ülkemizde yazılı basın ne ise internet haberciliği de aynı...

"Internet Haberciliği=Copy+Paste Medya"

Çarşı Hüseyin Üzmez'e Karşı

Maçla ilgili konuşacak çok şey var ama hiçbir şey yok.Kazanan her zaman haklıdır.90 saniye civarında iki gol yiyorsun ama 5 atınca haklı oluyorsun.Unutmayın bu rakip ligde 10 haftada sadece 2 puan toplayabilen Kocaeli.Mali sorunlardan yabancısız çıkıyor sahaya.Pembe gözlükleri çıkarmanın vaktidir.
Bahsedilebilecek tek konu var.O da Çarşı.Nükleer Enerji'ye, ırkçılığa, faşistliğe karşı çıktıkları gibi bu seferde çocuk istismarına karşı durdular.Izleyen duymuştur izlemeyen okur ya da görüntüleri bulup izler.Tüm stadın hakeme, futbolcuya, başkana dediğini duymuştum da bunu hiç duymamıştım.
14 yaşındaki bir kıza taciz ve tecavüzle -kanıtlar dahilinde- şuçlanan birini serbest bırakan,bırakılmasına yardımcı olan herkese selam olsun.
ana fikir:"O.Ç. Hüseyin Üzmez"

Kasım 07, 2008

Arshavin & Capel

Arshavin der ki:"Ya ben satın ya da sadece kağıt üstünde futbolcunuz olurum."
Capel der ki:"Ya yeni kontrat yapalım ücretimi zamlayın, ya da beni isteyen Real Madrid'le görüşürüm"
Hiç sevmem futbolcu kaprisini.Burnu büyük Mourinho bile dememiş miydi?"Baskı mı?Baskıyı ancak günde 12 saat çalışıp ayda £500 ile ailesine bakmaya çalışan insanlar yaşar.Bizim öyle bir hakkımız yok"Bu ikiliye vereceğim tek cevap olurdu.Geldiğin yağmurla git, sektir git!

O an #9

Lewis Hamilton

Kasım 06, 2008

İhtar

Dün Estudiantes ile Botafogo arasında oynanan Copa Sudamericana çeyrek final maçında Botafogo'lu Luis hakemin sarı kartını görüp kendisi de sarı kart gösterdi.Hakem de rest diyerek kırmızıyı yapıştırdı.Bu şekilde beraber tarihe geçmiş oldular.Hafızam beni yanıltmıyorsa benzer bir olay daha önce yaşanmıştı ama biz buna blog sürecinde şahit oldugumuz için başka özellik kazandı.

Maçtan da bahsedelim biraz.İlk maçta sahasında 2-0 yendiği Brezilyanın Botafogo takımı ile deplasmanda karşılaşan Arjantin temsilcisi Estudiantes 2-2'lik beraberlikle tur atlayan taraf oldu...

Vergisiz Kazanç Kutsal Değildir



"Ne oldum demeyeceksin, ne olacağım diyeceksin" derler ya, bu da öyle bir hikaye.Koca Gazza'nın kapısına vergi müfettişleri dayanmış ve 9 hafta süre tanımışlar.£200.000 vergi borcunu 2 senedir ödemediği için son şans vermişler.Muhasebecisi ise "Off-shore hesaplarda duran vadeli paralarının dönüşü bu kadar kısa olamaz biraz daha zaman verin bize" demiş.Geçen hafta Gazza benim bunu ödeyecek param yok diyordu.Ne diyelim, rüzgar eken fırtına biçer...

Anorthosis Famagusta


"Bitter was the summer of 1958 for Anorthosis, but even bitterer was the summer of 1974. Anorthosis becomes a refugee as did 200,000 other Cypriots brought on by the Turkish invasion. Deaths, missing people, refugees……pain and tears.
But the tears are of no benefit… Anorthosis wipes her tears and holds her head up high and moves forward. There is just one more reason to exist, to fight and to stand out…the town that is waiting.
In Larnaca, Dasaki and Aradippou….Anorthosis’ mission is difficult but challenges are for winners
In 1986 a new temporary grounds is established “Antonis Papadopoulos” that becomes the heart of each and every Anorthosis fans. Starting from the beginning Anorthosis becomes again one of the leaders in Cypriot sports.
The Spirit of Anorthosis will never die, never be ruined. Our much loved Anorthosis like the Phoenix will live on forever "


"Anorthosis fırtınası devam ediyor.Bu takımı da bir ara inceleyip detaylı dökeceğim" demiştim burada .Daha farklı başlayıp bitirmeyi düşünüyordum ama yukarıdaki yazıyı okuyunca resmi sitelerinde ellerim okudugum sportif hamleleri yazmaya gitmedi.Bu takım gibi gözükse de adadaki insanlar için direnişi başkaldırıyı ifade eden bir simge.Gazimagosa'da kurulmuş, 1974 den sonra yerinden savaş sonucu kovulmuş, ait olduğu bir şehir olmayan takım.O şehire geri dönüş tek ve büyük idea.Sportif kısımlar yalan yani.Yazmaya da gerek yok o zaman Timur Ketsbaya'ları, transferleri...

Seyrantepe Stop


Seyrantepe'de Galatasaray Spor Kulübü için yaptırılan Türk Telekom Stadyumu'nun inşaatında çalışan 750 işçi, ücretlerini alamadıkları gerekçesiyle iş bıraktı. Sabah saatlerinde şantiye önünde toplanan işçiler, yüklenici firma yetkilileriyle görüşmek istedi. Uzun süre bekleyen işçiler, işbaşı yapmama kararı aldı.
İşçiler adına konuşan Recep Bülbül isimli işçi, şantiyede toplam 750 işçinin çalıştığını ve yaklaşık 3 aydır ücretlerini alamadıklarını ifade etti. Çok zor durumda kaldıklarını söyleyen Bülbül, "Maaşlarımız bir yana, sigortalarımızı da tam yatırmıyorlar. Kaldığımız yerler pislik içerisinde. Sağlıksız koşullarda yemek yiyoruz. İş kazalarına karşı bekleyen bir doktorumuz yok. Birçok arkadaşımız yaralandı. Gidip kendi cebinden masraflarını yaptı. Paralarımızı alıncaya kadar işe başlamayacağız. Yetkililere sesleniyoruz; bir an önce gereğini yapın." diye konuştu.
Bu haberin yorumluk bir tarafı yok.Krizden herkesin etkilendiği gibi yüklenici firma da nasibini almış anlaşılan.Ama çalışma şartları biraz endişe verici.Neyse saadete gelelim.Haberi okuyunca aklıma hemen aşağıdaki haber geldi.Koyalım da dursun bir kenarda diye düşündüm.Ne de olsa bir zamanlar tarih yazardı...

Absolut #6




CL Matchday 4/2


Gecenin tek süpriz sonucu Fenerbahçe'den geldi kanımca.Ilk 20 dk'sında iyi dayanırsa cok fazla fark olmayağını öngördüğüm maç Volkan'ın her dakika yükselen özgüveniyle golsüz bitti.Bu futbol Fener'in doğru yolda olduğunu kesinlikle göstermiyor ama skor yazarı medyamız hemen başlamış yapay mutluluklara."Fener Emirates'te ışıldadı" diye bir başlık atmak için ya maçın sadee skorunu görmüş kendisini izlememiş olman lazım ya da cahil.Arsenal hücumlarında Selcuk'u tandemin göbegine gömüp savunmayı beşleyen Aragones'in şansı bu sefer yaver gitti.Hem şans hem Volkan her zaman yanında olmayabilir.Haftasonu bu kadrodan 1 kişi eksilecek ve yerine Alex gelecek.Bu eksiltme görüntü itibariyle Maldonado olur.O maçı başka posta bırakalım.
Tek süpriz sonuç bu derken Juventus'a fazlasıyla güvendiğim için söyledim bunu.2-3 haftadır süregelen ve yükselen takım formu ordan en az 1 puanla döneceğini garantiler gibiydi.Bayrak adamlarımızdan Del Piero önderliğinde Barnebau'dan da 3 puanla dönüp iki maçta da R.Madrid'e puan kaptırmadılar.Bu iki takımın ilginç bir özelliği de devam etti.Bugüne kadar Avrupa arenasında yaptıkları 14 karşılaşmadan hiçbiri berabere bitmedi dün olduğu gibi.Juventus'un 46 senedir Barnebau'da ilk defa galibiyetle tanışması da bir dönemin sonunu getirdi.Barcelona Man utd. gruplardan çıkmayı matematiksel olarak garantileyen 2 takım oldular diyerek bu yazıyı sonlandıralım.


*Ertem Şener lütfen git

Kasım 05, 2008

İşte Bunu Seviyorum #3


Walkers Salt & Vinegar

Murat Birsel ve Karşıyaka


Karşıyakalı olmak ne demek Karşıyakalılar biliyor, olmayanlar da hissediyor..
Mesela NTV koridorunda Karşıyakalılar yanyana geldiğinde gelen geçen “İşte Karşıyakalılar” diyor ve anlıyorlar ki biz yanyana geldiğimizde başka bir hava teneffüs ediyoruz: Karşıyaka havası!Neşe var, çok sağlam bir dostluk var ve (belki sadece burada itiraf edebiliriz) “Kusura bakmayın bu bizim doğum şansımız” hali var o resimde.
Yurdışında sokakta yürürken nasıl “Bu Türk” diye teşhisi koyuyorsanız, Karşıyakalı da Karşıyakalı’yı bir şekilde mutlaka anlıyor; kan çekiyor sanki...Ve “Merhaba”dan sonra kırk yıllık arkadaşlık samimiyeti, güveni, dayanışmasını karşılıklı hissediyorsunuz.
Nasıl Karşıyakalı sadece Karşıyaka’da “bu toprak bu hava bu su benim” hissini sonuna kadar yaşıyorsa Karşıyakalılar dışarıda karşılaştıklarında orası sanki “Karşıyaka” oluyor.
Çocukluk arkadaşlığındaki karşılıksız sevmeye çok benziyor Karşıyakalılık ve aslında en doğrusunu insanın –İstanbullu- karısı söylüyor:
KARŞIYAKA'NIN İÇİNDEN ADAMI ALIRSIN DA, ADAMIN İÇİNDEN KARŞIYAKA'YI ALAMAZSIN!
Murat Birsel


Diego'nun Arjantin'i


Yapılacak maçın bir hazırlık maçı olması, Arjantin'de de ligin finaline gelinmesi sebebiyledir ki heralde takım tamamen Avrupa patentli kurulmuş.Kafasındaki gerçek kadro bundan 6-7 farklı oyuncu barındırır sanırım.Formda Napoli'nin kendi kalesine bile boş geçmeyen formda ikilisi de kadroda.Messi'yi sakatlanmasın diye almamıştır da Woody Harrelson kılıklı Cambiasso neden alınmamış aklıma takıldı.



Kaleci
Juan Pablo Carrizo (Lazio), Sergio Romero (AZ Alkmaar)

Defans
Nicolas Burdisso (Inter), Fabricio Coloccini (Newcastle), Martin Demichelis (Bayern Munich), Daniel Diaz (Getafe), Gabriel Heinze (Real Madrid), Javier Zanetti (Inter)

Orta Saha
Angel Di Maria (Benfica), Fernando Gago (Real Madrid), Luis Gonzalez (Porto), Jonas Gutierrez (Newcastle), Javier Mascherano (Liverpool), Maximiliano Rodriguez (Atletico Madrid), Jose' Sosa (Bayern Munich)

Forvet
Sergio Aguero (Atletico Madrid), German Denis (Napoli), Lisandro Lopez (Porto), Ezequiel Lavezzi (Napoli), Carlos Tevez (Manchester United)

O an #8


John Obi Mikel - Deco - Luis Medina Cantalejo ( Roma - Chelsea)

20 Bayrak Adam


Futbol endüstriyelleştikçe bayrak adamlar daha da değerleniyor.Klüpler holding gibi yönetildikçe sayıları da azalıyor.Bazıları hiç duyulmamış bazılarını dünya biliyor ama onların hepsi gençler için birer rol-model değeri taşıyor.Buyurun size Avrupa'nın 20 bayrak adamı ve takımlarında kaldıkları süreler...



Paolo Maldini ( AC Milan ) 25
Sander Boschker (FC Twente Enschede) 19
Roar Strand (Rosenborg BK ) 19
Ryan Giggs (Manchester United) 19
Jean-francois Douence (FC Libourne St Seurin) 18
Alon Harazi (Maccabi Haifa) 18
Ladislav Pecko (Slovan Bratislava) 18
Francesco Totti (AS Roma) 17
Pedro Roma (Academica de Coimbra) 17
Toni Huttunen (MyPa Anjalankoski) 17
Gary Neville (Manchester United) 17
Paul Scholes (Manchester United ) 17
Pavel Verbir (FK Teplice ) 17
Kim Daugaard (Brøndby IF ) 16
Steve Harper (Newcastle United ) 16
Oliver Glasner ( SV Ried ) 16
Jussi Kuoppala ( Tampere United ) 16
Pedro (Paços de Ferreira ) 16
Vladimir Maminov (Lokomotiv Moskva ) 16
Alessandro Del Piero (Juventus FC ) 16

CL Matchday 4/1

Bu skorlara rağmen bu maçlardan bahis bulan varsa beri gelsin.Elini öperim.Blanc liderliğinde Bordeaux bir iyi bir kötü.Haftasonu Nancy'ye bile diş geçiremeyen takım bu sezonun süprizlerinden Cluj'u deplasmanda yenip Roma Chelsea ikilisine burdayım dedi.Roma hem 3 puanı aldı hem de hocasını kurtardı bu hafta.Fotografta da görüleceği gibi Spaletti yırtmanın verdiği huzurla kim olduğunu unutmuş.
Anorthosis fırtınası devam ediyor.Bu takımı da bir ara inceleyip detaylı dökeceğim.Trabzon'u elediklerinde tanıdığımız bu takım adımları doğru atmanın sonuçlarını her geçen sene daha fazla alıyor.Buraya kadar gelmeleri benim için yeterli.Maddi sonuçları hariç onlar için de hedef bazında yeterlidir sanırım.Herşeye rağmen buraya kadar gelmişken de zorlamak hakları.Uzatmalarda yedikleri gol olası bir gruplardan çıkmayı engelledi ama daha 2 maçları daha var.Ortasahasız Inter çok gol yemeyi alışkanlığa çeviriyor gibi gözüküyor.Mourinho mudahale etmezse ligde de zor günler bekliyor olabilir.

Herkes Barcelona'dan fark bekliyordu.Hem maçın kolaylığı hem de son haftalarda 5'lik 6'lık performansları ister istemez beklenti yaratmıştı.Ordaki maçta güle oynaya kazanan Katalanlar rakibi küçük görmenin bedelini 2 puan kaybederek ödediler.Liverpool maçı hakkında söyleyeceğim tek şey 90+ da çok ucuz bir penaltıyla maçı hakeden A.Madrid'den bir puanı çaldıklarıdır.Dün oynadığım bahiste tek tutan maçta ise Werder Bremen evinde Pana'dan 3 tane yiyerek grupta son sıraya demir attı.Yanlış anlaşılması Pana alır dememiş, üst olur demiştim.Tersten de olsa tuttu.Gomes'den sonra dikiş tutmayan PSV kalesinden bahsetmiştim geçenlerde.Isaksson kabul gününe devam ediyor.Ufak çaplı bir form düşüklüğü yaşayan Marsilya'ya da ilaç oldular dün gece.Shakhtar ise artık eski Shakhtar değil artık.Bakalım bugün ne gibi süprizler bekleyecek bizi.Sıradakiler;

Aalborg - Villarreal
Celtic - Manchester Utd.
Fiorentina - Bayern Munich
Lyon - Steaua Bucuresti
Arsenal - Fenerbahçe
Dynamo Kyiv - Porto
BATE Borisov - Zenit St. Petersburg
Real Madrid - Juventus

Kasım 04, 2008

Absolut #5


Futbol Her Yerde #2


9 Hafta 9 Hoca


Bugün Samet Aybaba'nın da bırakmasıyla 9 haftada 9 hocanın kellesi gitmiş oldu güzide Süper Lig'imizde.Önce listeleyelim sonra konuşalım...

Gençlerbirliği : Mesut Bakkal
Hacettepe : Osman Özdemir
Bursa : Samet Aybaba
Denizli : Ali Yalçın
Beşiktaş : Ertuğrul Sağlam
Antalya* : Jarabinsky
Ankaragücü : Hakan Kutlu
Konyaspor : Raşit Çetiner
Kocaelispor : Engin İpekoğlu


Yıldızlı pekiyisi olan Antalya ile başlayalım.Onlar bu sene adeta şov yapıyorlar.Sezon başı Hikmet Karaman'la anlaşıp, lig başlamadan 1 hafta önce yollarını ayırdılar ve Jarabinsky'yi getirdiler.Geçen hafta onu da kapının önüne koydular ve 3 hafta önce onun yardımcılığına getirilen Orhan Atik'e emanet ettiler takımı.Ama sadece 1 günlüğüne.Ertesi gün Mehmet Özdilek ile anlaşıldı.9 haftada 4 hoca eskiterek bu alanda sıkı bir rekoru ellerine geçirdiler.

Ligin 3 Denizlili'sinden ( Ali Yalçın, Mesut Bakkal , Ersun Yanal ) ikisi aynı gün istifa etti(rildi).Cavcav aynı gün 2 hoca kovmuşsa o da başvursun Guiness'e.Denizli'den ayrılan Ali Yalçın'ın yerine diğer boşa çıkan hemşerisinin adı geçiyor.Ondan boşalan G.Birliği koltuğu için de Samet Aybaba adı geçmeye başladı.Bursa için ise Güvenç Kurtar telafuz ediliyor.Kimin eli kimin cebinde gibi durumlar resmen.

Hacettepe'ye de futbol bilgisine zerre kadar inanmadığım Erdoğan Arıca gelmiş.Buraya 5 hafta ömür biçtiğimi not düşüyorum.Arıca'nın yardımcısı da Lig Tv mamülü Ergun Pembe.Şu kanala bir şekilde kapak atan boş çıkmıyor orası kesin.Gündemde olmak ve kalmak iş kapılarını daha kolay açıyor anlaşılan.

Kocaeli'nin başına Taklacı Yılmaz geçmişti Engin İpekoğlu'ndan sonra.Burda bahsetmiştik kendisinden.O da cezaya doymuyor yedikçe açılıyor.Artık o da pek ömürlü durmuyor çünkü takımda değişen birşeyler yok.

Beşiktaş'taki değişimi zaten herkes canlı seyrediyor.Değişim denebilirse tabi.Antalya ve Kayseri maçlarının ilk 60'ar dakikası bana birebir Sağlam zamanının iç bayan uyku getiren futbolunu anımsatıyor.Eski tas eski hamam demekten de alamıyor insan kendini.Değişimi ve çareyi hoca değiştirmekte arayan yöneticiler ve Başkan için artık bu opsiyonu kendi üzerinde deneme zamanı geldi de geçiyor.

Ankaragücü başka bir alem.Onlar da Cemal Aydın diktatörlüğünde sürünüyorlar.Beter olsunlar sevmem zaten ne Ankara'yı ne Ankara takımlarını.Kenan babaları sayesinde Süper Lig'e döndükleri hala hafızalarda.Bütün suçu Zalad'a yıkıp yırtmaya çalıştıkları şike lekesi de hala alınlarında.

9 hoca değişince ligin yarısının yenilendiği görülüyor.Kalan yarısına bakalım biraz da...

Sivas : Bülent Uygun
Kayseri : Tolunay Kafkas
Trabzon : Ersun Yanal
Galatasaray : Skibbe
Fenerbahçe : Aragones
İst B.B. : Abdullah Avcı
Ankaraspor : Aykut Kocaman
Eskişehirspor : Rıza Çalımbay
Gaziantep : Nurullah Sağlam

Burası Türkiye olduğunu hatırlatıp kimsenin yerinin garanti olmadığını söyleyerek başlamak istiyorum bu kısma.Ancak yönetim biçimleri ve istikrarları itibariyle bu ekibin içinde yerleri en sağlam duranlar Tolunay ve Bülent Hoca gözüküyor.En sallantıda olan da Aragones.P.tesi bavullarını toplama ihtimali hiç de azımsanacak oranda değil.Eskişehir'de işler düzelmeye başladı.Gaziantep Nurullah Hoca ile zaten artık özdeşleşti.Kendi evladıyla gitmeleri mantıklı.Karşıyaka serüveninde şahit olduğum Nurullah Sağlam'ın ne kurduğu kadroyu ne hocalığını beğenmiştim.Ama Antep'te oluyor her seferinde.Düşünsenize bu topraklarda Capello'nun belini bükebilen tek Türk Hoca.(G.Antep - Roma) Aykut iyi hoca ama oğlunu başkan kendini onursal başkan yapan bir adamın himaysindeki camiasız bir klupten herşey beklenir diyor geçiyorum Ankaraspor'u.Skibbe ise aslında yarım kovulmuş olarak diğer listede anılabilir keza kendisi Almanya'dayken sorgusuz sualsiz yardımcıları kovulmuştu.Son sonuçlar biraz tutunmasına yardımcı oldu ama haftasonu Kadıköy'den çıkacak sonuç onun da geleceğini etkileyebilir.İst BB için ise hiçbirşey diyemiyorum.Çünkü ben değil o klübü kimse bilmiyor.Bilmiyor ki taraftar bile edinemiyor...

O an #7

Lionel Messi (Malaga - Barcelona)

Kasım 03, 2008

Allahtan Reva mı?



Bu haftasonu F1 de yaşanan drama yoğunluktan dolayı yeni şahit oldum.Sanıyorum ki -haftasonu okuğum haberlerden - 4. cepte başlayan Lewis Hamilton yarış sonuna kadar dişe diş mücadele etmiş, Massa da 1. olmasına rağmen rakibinin sadece bir sıra düşmesiyle şampiyonluğu kaçırmış.Son tura 4. gire Glock sondan 2. virajda öyle bir yavaşlıyor ki hem Vettel hem Hamilton geçiyor kendisini.Bu olayı farkedemeyen Ferrari Pit'inde pınarbaşı çekilirken biri geliyor "Ayık olun abiler Glock Hami'ye yattı diyor".O yüz ifadesini görmek bile yıkıyor insanı.Varın siz düşünün yaşaması nasıl bir çöküntüdür.
Alonso 2 hafta önce ben şampiyon olamıyorsam "Massa olsun isterim.Seviyorum adamı kardeşim o kadar, kimi arkadaşın olur kimi dostun.Massa da benim dostum" demişti.Bu durumda ya Glock Hamilton'a kanka çekiyor ya da takım direktöründen gizli bir sinyal alıyor.O turun o virajına kadar gelip 2 viraj kala "Lastik değiştirmediğimiz için viraja hızlı tutunmamız olanaksızdı " açıklamaları bana kılıfın minareye biraz ufak geldiğini düşündürtüyor.
Herkesin yorumu kendine ama benim gözümde kendini her fırsatta yerden yere atan Serdar Özkan neyse artık Glock da o...
Related Posts with Thumbnails