Şubat 28, 2009

Ekrem Kurt (1934-1997)


1934'te Salihli'de doğan Ekrem KURT'un jokeyliği meslek olarak seçmesi 1948'lere dayanır. Başladığı ilk günden itibaren tehlikeli mesleğini efendice ve diğer meslektaşlarına örnek olacak prensiplerle sürdürmüş usta jokey çocukluğunu Salihli'de geçirir. Daha küçük yaşlarda at sevgisini benliğinde tatmaya başlar ve atların üstünden inmez olur. Eniştesine ait Göksu ve Fidan isimli iki atla Salihli'de devamlı çalışan geleceğin ünlü jokeyi, 1948 yılının Mart ayında İzmir Hipodromu'nda yapılan 1000 metrelik bir koşuda Göksu’ya biner ve girdiği bu ilk yarışta bütün rakiplerini geride bırakarak hayatının da ilk birinciliğini elde eder. O günün Ekrem KURT için bambaşka bir özelliği de vardır. Çünkü 14 yaşındaki bu genç bileğinin alçıya alınmış olmasına rağmen her şeyi göze almış, alçıyı söküp atarak, sakat eliyle koşuya katılmış ve birinciliği elde etmiştir. Bu koşudan sonra Ekrem KURT’un ünü yayılmaya, at sahipleri tarafından aranılan bir jokey haline gelmeye başlamıştır. Bir süre sonra Sedat EVLİYAZADE aracılığıyla Girauld Ekürisine geçen jokey Ekrem, kısa zaman içinde mesleğinin bütün inceliklerini öğrenmiş, büyük ekürileri peşinden koşturur olmuştur. 1952-1959 yılları arasında Mehmet KARAMEHMET Ekürisi’nde at koşan Ekrem KURT daha sonra sırasıyla Fehmi SIMSAROĞLU, Özdemir ATMAN ve Cemal KURA ekürilerinin atlarına binmiş, sonra da devamlı olarak ELİYEŞİL ekürisinde kalmış, 14.02.1993 tarihinde de Türkiye Jokey Kulübüne üyelik kaydı yapılmıştır. 33 yıllık yarış hayatı boyunca yaklaşık 15 bin koşuya iştirak etmiş, 4.000 civarında birincilik kazanmıştır. En çok yarış kazandığı yıllar 1955-1959 yılları olmuştur. Unutamadığı atlardan biri de hiç kuşkusuz Karayel'dir. Bu güzide safkan ile 1973 yılında Gazi Koşusu’nu ve toplamda da 17 yarış kazanmıştır. Kurt, yarışçılık ve jokeylik hayatında toplam 7 tane Gazi Koşusu şampiyonluğu elde etmiştir.


Şubat 27, 2009

Catalonia Is Not Spain


Bu sözü Katalanlar'dan duymaya aşinadır futbol takipçileri. Ancak bu kez söyleyen istisnai bir isim; Thierry Henry

Katalan La Vanguardia gazetesinde bugün yayımlanan röportajında Thierry Henry, ''Katalonya, İspanya değil. Bunu hissetmek gerekir. Barça başka bir tarih. Arsenal'den buraya geldiğinde bu kadar fazla insanı görmek seni şaşırtıyor. Kalabalık bir grubun seni yakından izlemesi şok edici birşey. Bunu anlamak için yaşamak gerekir. İngiltere'de başka bir anlayış var. Arsenal'deki 8 yıldan sonra yeniden insanların güvenini kazanmam gerekti'' demiş.

Geçen sene sorsalar aynen böyle konuşur muydu acaba?


Yeşil Kırmızı Haftasonu


Karşıyaka'nın gerçek anlamda bir spor kulübü olmasının güzelliğini bu hafta bir kez daha yaşayacağız. Futbol, basketbol ve bayan voleybol takımlarımız bu hafta içeride mücadele verecekler.

Taraftarlarının desteğini arkalarında hissetmek isteyen yeşil-kırmızıılı sporcularımızdan ilk sahaya çıkacaklar, yarın ( 28.02.2009 ) saat 16:00'da Karşıyaka Arena'da Ankaralı rakibi Türk Telekom'u ağırlayacak olan sultanlarımız. Bu maçı taraftarlar ücretsiz olarak izleyebilecekler.

Pazar günü (01.03.2009) ise futbol takımızı Atatürk Stadı'nda saat 13:30'da Sakaryaspor'u ağırlayacak. Bu maçın bilet fiyatları ise kapalı ve açık tribünler için 5 TL. Ayrıca öğrenci biletlerinin dağıtımı Karşıyaka Taraftarlar Derneği'nden devam ediyor. Aynı zamanda bu maça tüm kombine sahipleri kapalı tribünden takip edebilecekler.

Bu maçtan sonra ise Karşıyakalı taraftarlar Arena'ya doğru yola çıkacaklar. Basketbolcularımız Banvit karşısında saat 17:00'de başlayacak maçta ter dökecekler.

*kaynak : yeşil-kırmızı

Gli Italiani Sono Fuori / Восточных славян в*

Dün yapılan Uefa ikinci maçlarından sonra son 16 takım belli oldu. Geçen sene UEFA'yı alan Zenit de dahil olmak üzere Doğu Slav ekolü ülkelerin yükselişi devam ediyor. Dinamo Kiev, Shakhtar Donetsk ve Metalist Kharkiv Ukrayna'dan, Zenit ve CSKA da Rusya'dan yollarına devam ediyorlar. Eledikleri takımlar da az buz değil. Sırasıyla Valencia, Tottenham, Sampdoria, Stuttgart ve Aston Villa.


Slavlar yükselişini sürdürürken İtalya'nın artık UEFA'da tek temsilcisi kaldı. O da Udinese. Zor da olsa Lech Poznan'ı eleyen Udine'nin siyah beyazlıları ülkenin şerefini kurtardı bir nevi. Ama onların da yolu çok uzun gözükmüyor. AC Milan 2-0 öne geçtiği maçta Werder Bremen ile 2-2 berabere kalıp havlu atarken, ilk maçı evinde kaybeden Sampdoria deplasmanda da Metalist'e yenilip stop etti. Metalist'e UEFA Kupası'nda tek gol atabilen takım hala Beşiktaş olmaya devam ediyor. Fiorentina ise ligdeki istikrarsızlığını UEFA'ya da yansıtarak formsuz Ajax'a boyun eğdi.


Son 16'da 5 tane slav takım kaldığını göz önüne alırsak bu kupanın o coğrafyada bir sene daha kalması hiç de az bir ihtimal değil artık...






*İtalyanlar out / Doğu Slavlar in

Şubat 26, 2009

Bosmankolik Olmuşuz


Ajansspor'dan Koray Düşova güzel bir araştırma yapmış. Ulkemizden yurt dışına giden futbolcuları bedelli ve bedelsiz olarak ayırmış. Referans teşkil etmesi amacıyla bloga koymayı uygun buldum. Buyrun Bosman sayesinde yurt dışına giden oyuncularımız...


Sıfır Bonservisle Yurtdışına transfer olan Türk futbolcular:


Hakan Şükür
01.2003 FC Parma Blackburn Rovers - Bedelsiz
01.2002 Inter'den Parma'ya - Bedelsiz
07.2000 Galatasaray'dan Inter'e - Bedelsiz

Rüştü Reçber
07.2003 Fenerbahçe'den Barcelona'ya - Bedelsiz
Çağdaş Atan
08/09 07.2008 Trabzonspor'dan Energie Cottbus'a - Bedelsiz

Sinan Kaloğlu
08/09 07.2008 Bursaspor Bochum'a - Bedelsiz

Tuncay Şanlı
07.2007 Fenerbahce'den Middlesbrough'a - Bedelsiz

Fatih Akyel
03.2005 Bochum'dan PAOK'a - Bedelsiz
01.2005 Fenerbahce'den Bochum'a - Bedelsiz

İbrahim Kaş
07.2008 Besiktaş'tan Getafe'ye - Bedelsiz

Emre Belözoğlu
07.2001 Galatasaray'dan Inter'e - Bedelsiz

Okan Buruk
07.2001 Galatasaray'dan Inter'e - Bedelsiz

Okan Yılmaz
07.2008 Orduspor'dan Pantrakikos'a – Bedelsiz
(2005 yazında Bursa'dan Marsilya'ya bir bedelsiz transferi vardı. Bu atlanmış. B takıma gönderilince geri kaçmıştı...)

Ümit Özat
07.2007 Fenerbahçe'den Köln'e – Bedelsiz

Deniz Baykara
01.2008 Xanthi'den Panserraikos – Bedelsiz
07.2002 Gaziosmanpaşa'dan Xanthi – Bedelsiz

Devran Ayhan
09.2008 Sivasspor'dan Khazar Lenkoran – Bedelsiz

Tolunay Kafkas
01.2005 LASK Linz'den FC Admira Wacker – Bedelsiz
07.2004 Pasching'den LASK Linz – Bedelsiz
07.2002 Denizlispor'dan Pasching – Bedelsiz

Tümer Metin
01.2009 Fenerbahçe'den Larissa – Bedelsiz

Ceyhun Eriş
07.2008 Vereinslos'dan FC Seoul – Bedelsiz
04.2008 Konyaspor'dan Vereinslos – Bedelsiz

Mehmet Aurelio
07.2008 Fenerbahçe'den Real Betis'e - Bedelsiz
*Bunların dışında benim aklıma gelen kaleci Volkan Kilimci ve Kemalettin Şentürk var. Başka hatırlayan varsa not düşsün...

O An #34


Euro 2008 Turkiye Hırvatistan maçında gözlerden kaçan bir pankart. Paraya dayalı Modern futbola karşı duruş. Güzel duruş...

Eva González











Iddaa UEFA


Dün Alt/üst kuponundan yatırdığımı kurtarınca bugunkü kuponu yazayım dedim


  • 325 Galatasaray - Bordeaux 1 2,15
  • 333 AC Milan - Werder Bremen 1 1,50

Toplam : 1x3,225


  • 316 CSKA - Aston Villa Alt 1,70
  • 321 Metalist - Sampdoria Alt 1,45
  • 334 S. Liege - Braga Üst 1,90
  • Tottenham - Shaktar Alt 1,70

Toplam : 1x7,5



*Cant130'dan dün yaptığı 200bin liralık sistem kuponun bir benzerini bugün de bekliyorum...

Şubat 25, 2009

Atem Totem Ben Seni


Hepimizin totemleri ve o totemlere aşırı bağlılığı vardır. Bu totemler hakkında uzun uzun yazılabilir. Maçtan önce içmek/içmemek, dua etmek, tuvalete girmek, uğurlu forma ,uğurlu atkı, uğurlu ayak, uğurlu yer vs. vs. vs. Bir de bunun futbolcu tarafı var. Totemli futbolcu tehlike olurmuş dün gördük. Kolo Touré'nin soyunma odasından çıkan son futbolcu olma batılı, ikinci yarıya Arsenal'i 9 kişi başlattı. İçeride tedavi gören Gallas odayı terketmediği için kendisi de çıkmayan Touré içerden bir hışımla çıkıp hakemin izni olmadan sahaya dalınca da sarı kartı gördü Yılların kurdu Gallas ise kenarda ayakkabıları bağlama sekansı yaratıp hakemden izin bekleyerek, karttan yırttı.




Bu olaya istinaden birkaç futbolcu totemi daha buldum. Mesela 2003 yılında 5 numaralı forma Desailly tarafından boşalınca sırtına geçirmeyerek 26 numaraya totem yapan Terry... Bununla kalmıyor elbette. Terry tam bir totem-manyak. 2004 yılında Barcelona deplasmanında kaybedene kadar 10 yılı aşkın aynı -uğurlu- tekmelikleri giyen Terry o maça onlarsız çıkar ve Chelsea maçı kaybeder. Kendi deyimiyle daha birçok " aptal ritüeli " olan Terry'nin diğer birkaç totemi de şöyle; Maçlardan önce tekmeliklerini tam 3 tur bantlamak, Stamford Bridge'deki maç günleri uyandıktan maç başlayana kadar hiçbirşey içmemek, soyunma odasının sol tarafında bulunan iki tuvaleti kullanmamak, evden stada giderken yoldaki tüm trafik ışıklarını saymak...


Kaleciler futbolculardan farklıdır derler ama konu Peter Schmeichel olunca durum pek farklı değil. Maçtan önce ısınmak için sahaya çıkan Peter, kalesine 100 (evet tam yüz) şut gelmeden ısınmayı tamamlamazmış. David James ise tuvalete gidip oturur, tuvaletin boşalmasını bekler ardından kabinin kapısına tükürürmüş.


Daha nice totemler vardır bilinmeyen, paylaşılmayan ama akılda kalanlar da mevcut. Mesela Perşeme günü Bordeaux'nun başında ASY'e çıkacak olan Laurent Blanc 1998 Dünya Kupası boyunca maçlardan önce Barthez'in kelini öperek totem yapmış ve takımı kupaya uzanmıştı. Geçen Eylül, Hırvatistan karşısında, İngiliz milli formasıyla hattrick yapan en genç oyuncu ünvanını alan Theo Wallcot ise maç sırasında yırtılan kramponunu değiştirmemiş ve onunla 3 gole ulaşıp ünvanı kazanmıştı.


Herşeyin azı karar çoğu zarar diyelim ve dilimizi ısıralım, popomuzu kaşıyalım, şaşı bakalım...

CL 1/8 #1


Dün oynanan maçlarla son 16 takımın yarısı ilk maçlarını tamamladı. Günün tek galibi, Roma'yı penaltıyla geçen Arsenal. En gollü beraberlik olan Atl Madrid Porto maçında Helton öyle bir gol yedi ki, Porto beraberliği yakalayınca arkadaşları ona sarıldı. Ağlıyorlar sandım bir ara hatta...
Barcelona zor da olsa Lyon'dan beraberlikle dönüyor. Maç net olarak Lyon dominasyonunda geçti. 1-1'den önce de sonra da golü arama iştahı Lyon'daydı. Belki de Nou Camp'ta başlarına gelebileceklerden korkuyorlardı ama korkunun ecele faydası yok...

Inter ise Julio Cesar'a duacı. Brezilyalı kaleci bu gidişle Toldo'yu kulübeden emekli edecek. Toldo da bunun farkında olacak ki maçın ilk sarı kartını kulübeden görme başarısını gösterdi. C-Ron kendisiyle ağız dalaşı yapan Ibra-Kadabra'ya üstünlük sağlamış, pozisyon yaratmış gözükse de, merakla beklenen ikili dişe dokunur birşey yapamadı.



Son söz olarak Maicon'a değinmek istiyorum. Cruzeiro'dan Monaco'ya transfer olmadan önce Manchester United tarafından anlaşma sağlanıp sözleşme imzalatılan Maicon, İngiliz yasaları tarafından belirlenen kriterlere göre yeterli görülmeyince çalışmı izni alamamış ardından Monaco'nun yolunu tutmuştu. Dünkü maçtan sonra Sir Alex'in o kurumdakilere söyleyecek iki çift lafı olmuştur heralde...

Şubat 24, 2009

En Güzel Blog İsmi Anketi

3puan.net böyle bir başlık açıp ardından ankete başladı. Siz de katılmak istiyorsanız buradan oy verebilirsiniz...

Sen Bana Birini Android #3


Raul Gonzales - Taner Gülleri

Steakhouse @ Burger King


Ekşisözlük'te kısaca özetlenmiş aslında bu ürün: "Burgazm".
Besin değerleri aşağıdaki gibi olsa da, ekmeğin içinde kaybolan köfte devrine son verip, burger içine "Dürümcü Gökçen" modeli karamelize soğan koyarak cana can katmıştır. Moralini bozmak istemeyenler devamını okumasın, yemeye devam etsin...


steakhouse burger nutrition facts

calories 950
total fat (g) 59
saturated fat (g) 21
trans fat (g) 2
chol (mg) 140
sodium (mg) 1950
total carb (g) 55
dietary fiber (g) 4
total sugar (g) 12
protein (g) 40
svg size (g) 329



*Değerler, mayonezsiz değerlerdir, dikkatinizi çekerim =)

Türkiyemspor Set*


Hollanda'da en üst düzeydeki amatör kümede (Hoofdklas) mücadele eden geçmişte büyük başarılar yakalayarak profesyonel lige çıkma hakkını da kazanmış olan Amsterdam'daki Türkiyemspor'un, vergi borçlarını ödeyemediği gerekçesiyle iflas ettiği açıklandı.

İflas kararı, taraflar arasında uzlaşma sağlanamaması üzerine Amsterdam Mahkemesi tarafından bugün alındı. Amsterdam Mahkemesi'nde bugün yapılan duruşmada, mahkeme, kulüp yönetimiyle vergi dairesine son kez uzlaşma çağrısında bulundu. Kulüp yönetimi, vergi dairesinin talep ettiği 700 bin avro dolayındaki borcu ödeyemeyeceğini, bunun düşürülmesini istedi. Kulüp yönetimi borcun ancak 80–100 bin avro arasında bir miktara çekilmesi halinde bunu kapatabileceğini bildirdi. Vergi dairesi ise bu öneriyi kabul etmedi. Uzlaşma sağlanamayınca mahkeme kulübün resmi olarak iflasını açıkladı.

Kulüp yönetimi adına duruşmaya katılan ikinci başkan Servet Yaraş, kararın ardından şöyle konuştu: ''Türkiyemspor, özellikle 2003–2006 yılları arasında Hollanda amatör liginde büyük başarılara imza attı. Profesyonel lige çıkma hakkı kazandı. Yeterli maddi güç olmayınca bu fırsat kullanılamadı. Hollandalı kimi kurum ve kuruluşlar bu başarıları hazmedemedi. Bu başarılı yılların arkasından vergi dairesi amatör kümedeki oyunculara maaş verildiğini ve bu maaşların primlerinin yatırılmadığını öne sürerek ceza ve faizleriyle birlikte 1 milyon 200 bin avro vergi borcu çıkardı. Ödeyemeyeceğimiz bildirince bunu 700 bine düşürdü. Buna da gücümüz yetmedi. Biz 200 bin avroya inerse Türk toplumundan gelecek destekle bunu karşılayabileceğimizi bildirdik. Gerçi bu parayı bulamadık, ama bu önerimiz de kabul edilmedi.''



Türkiyemspor, Hollanda'da yaşayan Türk gençlerini kahve köşelerinden uzaklaştırmak ve onlara spor sevgisini aşılamak amacıyla Çağlayanspor adı altında 1 Haziran 1987 tarihinde kuruldu. Türk gençliğini bir çatı altında toplamayı başaran kulüp, ilerleyen yıllarda kulübün Türkler'e ait olduğunu vurgulamak için Türkiyemspor adını aldı. Her yıl ülkede oynanan Amstel Cup'ta 1999 yılında adını finale yazdırdı. 2002- 2003 yılında Türkiyemspor aldığı şampiyonlukla amatör takımın gelebileceği en yüksek yere gelmeyi başardı. Türkiyemspor, yakaladığı başarılar sonrasında amatör liginde Hollanda Şampiyonu olarak ülkede tek yabancı ve ilk Türk takımı olarak tarihe geçmişti. 29 yıldır 'Hoofdklas'ta şampiyon çıkaramayan Amsterdam şehri, Türkiyemspor sayesinde bu zevki tatmış oldu.

Türkiyemspor, 17 Şubat 2007 tarihinde Amsterdam da silahlı saldırı sonrası öldürülen eski kulüp başkanı Nedim İmaç'tan sonra maddi sıkıntılar yaşamaya başlamıştı. Kulüp bünyesinde 15 takım bulunuyor



*Türkiyemspor Battı

Hayaller ve Gerçekler


Hafta sonu Azerbaycan'ın Baki FK kulubu tarafından düzenlenen "Hayaller ve Gerçekler" konulu panele onur konuğu olarak katılan Bülent Korkmaz, yoğun ilgi görmüştü. Havalimanında yüzlerce kişi tarafından karşılanan Bülent Korkmaz, Bakü'de bulundugu süre içerisinde Azeri Galatasaraylılar tarafından biran olsun yanlız bırakılmamış. Baki FK - Nefci derbisini izleyen ve canlı yayında maçı yorumlayan Korkmaz, Azeriler'in "Seni Galatasaray'da teknik direktör olarak görmek istiyoruz" şeklindeki isteklerine gülümseyerek karşılık vermişti. Pazar günü yurda dönen Korkmaz, kısa sürede bu temenniye nail oldu...



Bülent Korkmaz



Bir gün geri döneceğim dedi,döndü.Hayırlısı olsun.En azından Galatasaray'lı bi hocamız var artık.

1 Süper Kupa,
1 UEFA Kupası (sol üst resim),
8 Türkiye Ligi Şampiyonluğu,...
18 yıl sadece Galatasaray.630 Maç 15 Gol.
Avrupa'da 100 maç barajını aşan ilk Türk futbolcu.
A Milli Takım 105 Maç 3 Gol...

Bu da ilk antrenmandan

Şubat 23, 2009

Futbol Her Yerde #9


Top Gear @ Hong Kong

Hagi ve Türk Medyası


Maçtan hemen önce, gündüz yoğun derecede alınan biranın bastırdığı mahmuriyete karşı koyamamış, İstiklal Marşı'nın akabinde tv karşısında bayılma sinyalleri veriyordum. Hagi'yi gördüğüm an "Aha" dedim yanımdakilere. G.Saray kaybetmeyegörsün yarın "Hagi G.Saray'da" yazarlar...Bayılmışım. Uyandığımda skor 1-3'tü ve o an ertesi günkü başlıkları görebiliyordum.
Adam halbuki kendi akademisinden öğrenciler getirmiş bildiğim kadarıyla Türkiye'ye. Ama hemen yazıldı. G.Saray belki gerçekten de teklifte bulunmuştur ama "Denenmişi denemek" ne zamandan beri dertlere derman oluyor onu ben bilmiyorum. Bilen bana anlatsın...

Şubat 22, 2009

Kasap Ballack



Ipswich'le yapılan FA Cup maçından önce ısınırken çektiği şut ile bir kuşun sebebi olan Ballack'ı bir taraftar yakalamış...

Tobias Linderoth İçin Yolun Sonu


Geçen senenin büyük bir kısmını futbol dışı bir sakatlıktan dolayı takımından uzak geçiren Tobias Linderoth, kalça kemiğinde büyüme teşhisi ile daha önce ABD’de ameliyat olmuş ve bir süre rehabilitasyon dönemi geçirep yeniden sahalara dönmüştü. Kayseri maçında ayak bileğine darbe alıp yine takımdan ayrı kalan Linderoth’un asıl sorununun yine kalçasında olduğu ve ikinci kez ameliyat edileceği belirtildi. Galatasaray Sağlık Kurulu bu gelişmeleri kamuoyundan gizlerken, Linderoth’un ameliyatından sonra futbol hayatına devam edemeyeceği kaydedildi. Geçen sezon 2.5 milyon euro bonservis bedeli ile alınan Linderoth’a yılda 1.2 milyon euro ödeniyor...


Daniela Cicarelli







Related Posts with Thumbnails