Eylül 27, 2008

Beşiktaş 1 - 1 i.b.b.




Alpaslan Dikmen




Gün gelir taş sopa ile birbirini kovalarsın.Gün gelir belaların en ağırını okursun gıyabında.O senden değildir sevmezsin hiçbir zaman.Ama her zaman insan olmaktan, bir davayı savunmaktan, seninle aynı havayı solumaktan, senin gibi bir birey olmaktan saygını haketmiştir.İşte onlardan birini kaybettik.Ne şahsen tanışmışlığım vardır ne konuşmuşluğum ama üzülmüşlüğü oluyor işte insanın.Hem bir insanın trafik kazasında hayatını yitirmesi üzüyor hem de seninle aynı renkleri sevmese de o sevdası katmerliyor acıyor.Nur içinde yat.Mekanın cennet olsun...Kazadan yaralı kurtulan çocuğu ve eşine de acil şifalar...

Futbol Her Yerde #1 Zago


BEKO & Watford

Kırmızı formayı görünce hemen kırmızı formamı çıkardım bugunki Beşiktaş maçını seyretmek
için.
Ne yakışırdı Pascal'a o forma...

9 yaşında Milanlı oldu!

Çok yaşlı bir kadroya sahip olan ve geleceğe yatırım yapmamakla suçlanan Serie A devi AC Milan; şimdiden Lionel Messi, Sergio Aguero ve Diego Armando Maradona'yla kıyaslanan "Kedi" lakaplı 9 yaşındaki Meksikalı Edgardo Obregon'u reklerine bağladı.

Gençler Turnuvası'nda teknik ekibin gözüne giren Obregon, Guadalajara ekibi Chivas'la antrenmanlara çıkıyordu.

İspanyol devi Barcelona'nın da takibinde olan Obregon'u kapan Rossoneri rakibine de çalım atmış oldu.

Avrupa kulüpleri son yıllarda, genç yetenekleri çocuk yaşlarda renklerine bağlamaya çalışırken, Milan'ın yaptığı Obregon atağı gençleri takip eden Avrupa devleri arasındaki transfer rekabetini daha da kızıştırdı

Eylül 26, 2008

Batigol



Gabriel Omar Batistuta. Arjantin'in yerine Crespo, Saviola gibi adaylar çıkardığı ancak bir türlü tahtından indiremediği gol makinesi. Arjantin'de hem Boca Juniors hem de River Plate forması giydikten sonra Fiorentina'da geçen 10 sene sonrası Roma'da Scudetto'yu kazanabilmiş Batigol, ardından da pek çoğu gibi futbolu Arap Yarımadasında bırakmıştır. Serie A'da hala kırılamayan 11 maç ardarda gol atma başarısı da mevcut olan Arjantinli'nin Fiorentina taraftarları tarafıdnan bronz heykelini diktirmiştir. Şampiyonlar Ligi'nde Nou Camp'da Barcelona'ya attığı gol sonrası yaptığı 'SUS' hareketi birçok futbolcu tarafından hala kullanılmaktadır.

1988-1989 Newell's Old Boys 24 maç 7 gol
1989-1990 River Plate 21 maç 4 gol
1990-1991 Boca Juniors 30 maç 13 gol
1991-2000 Fiorentina 269 maç 168 gol
2000-2003 Roma 63 maç 30 gol
2003 Inter 12 maç 2 gol
2003-2005 Al-Arabi 22 maç 30 gol






Yattara= 1x160!..


2003/04 Trabzonspor 15 (15) 6 2 1
2004/05 Trabzonspor 22 (06) 8 3 0
2005/06 Trabzonspor 26 (06) 7 4 1
2006/07 Trabzonspor 12 (06) 2 1 0
2007/08 Trabzonspor 30 (02) 3 6 0
2008/09 Trabzonspor 02 (00) 1 1 0

5 sezon + 2 maçta; 27 gol ve 17 asist.

İşte Gineli Ibrahima Yattara'nın Trabzonspor kariyeri budur!..

22 yaşındayken 100.000 Dolar karşılığında Belçika'nın Antwerp takımından alınan Yattara, Trabzon'a 6 sene hizmet ettikten sonra 10.8 milyon Avro (yaklaşık 16 milyon Dolar) karşılığında Katar'a gitti.

Her kim ki; 6 sene kullandıktan sonra, 28 yaşına gelmiş bir oyuncuyu aldığının 160 katına bile satmayacağını iddia ederse kulüp yönetmeyi bırakıp oturduğu apartmanın yönetimine girmeye çalışsın.

Maradona olsa satarım!..

Sanal gerçeklik!

Nicolas Anelka (Real Madrid)
Wants to move to a bigger club
Has personal problems.

ÇILDIRMIŞ!..

Eylül 25, 2008

Maskot



1978 Arjantin Gauchito1982 İspanya Narajito
1986 Meksika Pique
1990 Italya Ciao
1994 ABD Stiker


1998 Fransa Footix


2002 Japonya/Güney Kore Kaz,Ato,Nik2006 Almanya Goleo

2010 Güney Afrika Zakumi

70'lerde çizgi karakterle başayıp 90'da Caio ile zirve yapan maskot furyası her 4 senede bir erozyona uğrayarak bu son halini almıştır.Başımız sağolsun

Eylül 24, 2008

Vefa+Aidiyet=A.C.Milan


Önce 1990'daki Benfica finalinin kadrosunu soldan sağa sayalım;
Ayaktakiler :Paolo Maldini,Frank Rijkaard,Carlo Ancelotti,Ruud Gullit,Marco Van Basten,Giovanni Galli
Alt Sıra:Angelo Colombo,Alessandro Costacurta,Franco Baresi,Alberigo Evani,Mauro Tassotti
Şimdi de bu kadrodaki isimlerden Milan'ın hala bünyesinde tuttuklarına bakalım
Paolo Maldini:O daha futbolu bile bırakmadı
Carlo Ancelotti:Milan'ın şu anki Teknik Direktörü
Giovanni Galli:Milan Primavera (U-20)
Alessandro Costacurta:Bıraktıktan sonra Ancelotti'nin asistanlığını yapıp sonra evinde oturmaya karar verdi
Franco Baresi:Milan Berretti (U-19)
Alberigo Evani:Milan Allievi Nazionali (U-17)
Mauro Tassotti:Antrenör
3 Hollandalı'yı çıkarttığımızda neredeyse bu efsane kadronun tümünü korumuş A.C Milan.İşte bunun adı Vefa heralde.
p.s. o değil de Angelo Colombo'nun ne yaptığını bilen varsa haber salsın...

Milan Yaşlılar Evi


Tam da Milan kadrosunun yaş ortalamasıyla ilgili bir post atmayı düşünürken denk bir post Aceto'da belirdi.Son maça çıkan genç Arsenal kadrosu.Ben maça çıkan yerine kadro yaş ortalamasını gözler önüne sermek istiyorum.Gençleşme sinyalini Flamini, Cardacio ve Viudez ile verdiğini sandığım Milan meğerse fake-ü hümayün de bulunmuş bana.Ardından gelen Şevki ve Abbiati'nin dönüşleri,Maldini'nin bırakmaması, herşeyin eskisi gibi devam ettiğini gösterdi.Bir Pato, bir Cardacio ile de gençleşme olmaz ki... düşünün ki Maldini Milan'da Ancelotti'yle beraber forma giyerken henüz Pato doğmamıştı.Bu ikili bir sonraki postun konusu olsun...

1-Dida (35)
3-Maldini (40)
4-Kaladze (30)
5-Emerson (32)
7 Pato (19)
8-Gattuso (30)
9-Inzaghi (35)
10-Seedorf (32)
11-Boriello (26)
12-Abbiati (31miş bana kalsa en az 35 derdim)
13-Nesta (32)
14-Cardacio (20)
15-Zambrotta (31)
16-Kalac (36)
18-jankulovski (31)
19-Favalli (36)
20-Viudez (19)
21-Pirlo (29)
22-Kaka (26)
23-Ambrosini (31)
24-Senderos (23)
25-Bonera (27)
76-Shevchenko (32)
80-Ronaldinho (28)
84-Flamini (24)
Yaş ortalaması: 29.4

Yeni Hoca'dan Satılık Kelepirler


West-Ham'da temizlik başladı...Zola'nın istemediklerini mi satıyorlar yoksa Sheffield'a ödenecek olası tazminat için birikime mi başlıyorlar bilinmez ama talipleri olan oyuncular listede.Liste de şöyle:

1-Robert Green

2- Dean Ashton

3-Mark Noble

4-Luis Boa Morte

5-Matthew Upson


Güle Güle


Eylül 23, 2008

Sevda


Bu Sevdadan vazgeçersem allah belamı versin...

Ivan Zamorano 1+8


Benim efsanelerimin başlarında yer alan isimdir Ivan Zamorano.


Inter'in birincil forvetiyken hem görevi hem numarası alınmıştı 98 Mayısı'ndaki Ronaldo transferiyle.O da bu formayla teknik olarak 9 numarayı giymeye devam etti.Düşük tozlukların yaratıcılarından Zamorano, Real Madrid'de bir gol krallığı yaşadığı kariyerine 612 maçta 302 gol ve başta La Liga, UEFA olmak üzere birçok kupa sığdırdı.


Bam-Bam (bkz. The Flinstones) lakaplı efsane 1994 yılında Pelé tarafından "Dünyanın yaşayan en iyi 100 futbolcusu" içinde sayılmıştır...Forması alınası, saklanılasılardandır...

1899 Hoffenheim


Avrupa'nın en büyük software şirketi SAP'ın sap olmayan futbolsever patronu Dietmar Hopp birgün memleketinin Bundesliga'da takımı olsun ister.Bütün hikaye de böyle başlar...




1990ların başında 8.lige eşdeğer bir kümeden oynayan Hoffenheim, Dietmar Hopp'un kolları sıvamasıyla 1996'da 5 lige eş olan Verbandsliga Nordbaden'dedir artık.1999-2000 sezonundan sonra büyük çıkış başlar ve takım 2008-2009 yılında Bundesliga'da oynamaya hak kazanana kadar devam eder.Yükselme süreci de yukarıdaki gibidir...





1999 yılında kendi adıyla bağışladığı 6000 kişilik stadın undesliga şartlarına uymayacağını anlayan patron hemen yeni bir stadın da inşaatına başlar takım 2. Bundesliga'da iken. 30.000 kişi kapasiteli bu stad €50m' a malolur.






Herkes işlerin buraya kadar sürebileceğini ve klubun Bundesliga'da tutunamayıp iflasa sürükleneceğini düşünerken sezona da bomba gibi girer 1899 Hoffenheim.Almanya'nın (belki de dünyanın) en zengin köy-kasaba takımı Bundesliga'nın tozunu atarak başlar.Fazla hiperbolik davranmak da iyi değil ama kimsenin beklemediği bir başlangıçtır bu...Ilk 5 maçta 3 galibiyet (Cottbus(d) 3-0, M'gladbach 1-0, Dortmund 4-1), 1 beraberlik (Stutgart 0-0) ve 1 mağlubiyet ( Leverkusen(d) 5-2) alırlar.Su an ligde 2. durumdalar.Lig sonu planladıkları yer kesin bu değildir ama bizdeki Vestel Manisa örneğini de yaşayacaklarını sanmıyorum.



Dietmar Hopp ne kadar da bu takım bir projenin ürünü değildir dese de profesyonel ellerden çıktığını düşündüğüm bu başarının - bu zihniyetle pek mümkün olmasa da - bizim kluplere de örnek olabilmesini dilerim ama sanırım sadece dilediğimle kalırım.Leeds'in yükselişini anımsatan bir başarı yakalayan Hoffenheim'ın umarı sonu da Leeds gibi olmaz.

Eylül 22, 2008

Bursaspor forması


Bu formayı kim dizayn ettiyse tekstilden, kim kabul ettiyse yöneticilikten, süresiz men edilmeli...

Rus,Arap,Nijeryalı...Sırada kim var?


Takımda Obafemi Martins oynuyor diye mi cesaretlendiler, yoksa o mu ülkesindeki ağır abileri gaza getirdi bilinmez ama artık Nijerya'nın da Premier'de boy göstermek istediği netleşti.
Takıma £400m fiyat biçen hali hazırdaki patron Mike Ashley 350'sini toplamış olan Nijeryalı konsorsiyuma kapıyı kapamamış ama fiyat konusunda galiba "400 den bir penny aşağısı kurtarmaz" demiş.Nijeryalılar da biraz daha para arayışına girmişler.Başka bir arap ya da rus grup kapmadan almak istiyorlar NUFC'i.
Hem ağır abilerden bahsediyoruz hem de £50m muhabbeti yapıyoruz ya ayıptır.Olaki Cem Uzan'ın cebini bilen vardır hemen bir sms geçsin.Suriyeli olan hayli hayli Nijeryalı da olur...
kaynak:kickoffnigeria.com

Arabada 5, evde 15!..

Kadıköy'de 3-4'lük bir maç hatırlarım, o günden beri ilk kez bir Beşiktaş maçından bu kadar keyif aldım. Mükemmel miydi Beşiktaş? Kesinlikle hayır, ama istedi ve aldı.

"Gaziantep 10 kişi kaldığı anda maç bitti" yorumlarına hasta oluyorum, iddia ediyorum; maç sabaha kadar oynansa Beşiktaş gol yemezdi, yese de fazlasını atardı.

Nereden bu özgüven diyecek olursanız; uzun zamandır ilk defa Beşiktaşlı oyuncularda gördüğüm arzuya güveniyorum. Elbette sadece istemekle olmuyor, yetenek de lazım ama sahadaki isimlerde bu yeteneğin olmadığını da kimse iddia edemez sanırım. İşin taktiğinden falan ötesi Beşiktaş iki forvetle oynamalı; yese de fazlasını atar. Pazar günü bir Manchester City-Portsmouth maçı izledim, korkunun ecele faydası yok modeli, Portsmouth yememek umuduyla bir yaslandı geriye yedi 6 tane, 16 olmadığına dua etsin. Sonra gece Sporting Gijon-Barcelona maçı vardı, senaryo aynı; Gijon yaslandı, Barça 6 attı, 10 da olurdu.

Dönelim Beşiktaş'a; futbol oynadığı ve sakat veya cezalı olmadığı sürece o kale Rüştü'nün ama Hakan'ın asistini atlamayalım, zor gözüken maçı 3. dakikada bitirdi. Ultimatom Üzülmez'e yaramış; eli kolu oynamıyor, defansın solunda kaldığı sürece oynar bu takımda. Sağda Toraman iyiydi, orada oynamaya çok bayılmasa da son yaşananlardan sonra çok ses çıkarabileceğini sanmıyorum, kötü de oynamıyor. Defansın ortası ilacını buldu; Zapo-Sivok ikilisi 100. yılda şampiyonluğu getiren Zago-Ronaldo iklisinden beri takımın gördüğü en iyi stoperler, hatta ligin en iyileri. Son golde asisti yapan Zapo, ilk yarıda direkten dönen topa kafayı vuran (Beşiktaş'ta çok alışmadığımız bir durum!..) Sivok. Herşeyden önemlisi birbirlerini çok iyi tanıyorlar ve aynı dili konuşuyorlar, forma tartışmasız onların.

Cissé geçen seneye oranla inanılmaz iyi oynuyor, neredeyse Monaco'yla Şampiyonlar Ligi finali oynadığı günlerdeki kadar faydalı. Takımın önemli bir lüksü de Uğur; bence defansif orta saha (Ön libero lafına gıcık olanları kızdırmayalım!..) pozisyonunda Cissé'nin yedeği olmalı, bu defansın önüne tek defansif orta saha yeter, fazlası lüks, hele İnönü'de. Göbekte oynayacak adam belli; Delgado bu lige çok fazla. Bu konuda iddialıyım; Ülkemizdeki birçok oyuncudan hızlı düşünüyor ve önce karar veriyor. Solda Serdar, sağda Holosko (Kabul ediyorum orada hapis oluyor ama birisi orada oynamalı); tadından yenmez.

Forvete gelince; dediğim gibi kesinlikle çift forvet olmalı. Nobre'yi oynatmak için defansif orta sahadan ödün vermek zorundasınız ama zaten O da gerekli presi yaptığı için sıkıntı yaşamazsınız. Bobo iyi golcü ama biraz daha paylaşımcı olmalı, Antep maçında gerekli pasları verse 5-6 olurdu. Ayrıca Beşiktaş iki forvetle hücum ettiği zamanlarda rakip alanda o kadar etkili oluyor ki; Serdar ve Holosko da kenarlardan giriyor, forvet hattı 4 kişi oluyor.

Fark ettiyseniz kurduğum 11'de Tello, Uğur, Serdar Kurtuluş veya Batuhan gibi oyuncular yok; kadro lüksü yerinde. Kartal yıllarca tranferde para saçtı, sonunda aradığı stoperleri buldu. Defansın beton kıvamına gelmesiyle Cissé'nin performansı da arttı, 100. yıldaki Giunti (Hastasıydım futbolunun!..) modeli oynuyor.

Yönetim hatalardan ders çıkarmayı öğrendi, çok konuşmuyorlar. En önemlisi takımda huzur var, sezon başında yaşanan kavga olayı takıma inanılmaz bir şekilde yarar sağladı (Sn. S. Engin doğru hamleyi yaptı, bence bilerek olmasa da!..). Sıra Ertuğrul Hoca'da; inat etme, oynat şu takımı çift forvet, sonunda sana faydası var, erken yaşlanmazsın stresten saha kenarında.

Not: Seyirciye değinmedim, bence gerek bile yok; mükemmeller. "Kartal gol gol gol!!!" ses kirliliğinden de vazgeçilmesi doğru karar, "Seni düşündüm, dün akşam yine!!!" tezahüratı ömre bedel. Kimse bozulmasın ama "Ekinler"e de bayılıyorum, itiraf edeyim.

Eylül 21, 2008

Çamaşır makinası!..


Günümüzde dünya futbolunun en sivri dilli ismi olarak bilinen Portekizli teknik adam José Mourinho ilginç açıklamaları ve çarpıcı iddialarıyla her zaman gündem oluşturmayı başarır. İngiltere'de çalıştığı dönemde Manchester United Menajeri Sir Alex Ferguson'la sürekli sürtüşen Mourinho, Inter'in başına geçtikten sonra da boş durmadı ve kendisini "Seçilmiş Kişi" olarak tanımlayarak Çizme'ye "Ben geldim" dedi.



Tabi bu tarz bombalar ülkemizde de yok değil. Yıllardır futbolla ilgilenirim ama bomba açıklama denildiğinde tek geçeceğim olay eski Trabzonspor Başkanı Mehmet Ali Yılmaz'ın bekleneni veremeyen İngiliz golcü Kevin Campbell için verdiği demeçtir.


"İngiltere'den gol makinası diye aldık adam bariz çamaşır makinası çıktı. Bir daha yamyam (Campbell'ın zenci oluşuna değiniyor) almak mı? Allah korusun."


Tabi bu açıklamanın altında yatan sebep ayrı; o dönemde Trabzonspor'u çalıştıran Milne, yardımcısı Wilson ve golcü oyuncu Campbell paralarını alamadıkları iddiasıyla Gaziantepspor deplasmanına gitmeyi reddedince kızıyor başkan, RTÜK'ü de kızdırmayacak bir açıklama yapıyor.

Hayalet Gol


Resimde çıldırmış bir halde gördüğümüz kişi Watford teknik direktörü Aidy Boothroyd .Çıldırmakta ve zeka işareti yapmakta haklı keza gerçek bir hayalet gol yedirdi bu haftaki maçın 25 yaşındaki genç yardımcı hakemi onlara.3 direğin arasına dahi yaklaşmayan top gol olunca,ona da maçın kalanını tribunde takip etmek düştü.

Derbi Sevillano


Bugun Ispanya'nın en büyük şehir derbisi var; "Derbi Sevillano"
Tarihlerinde yarım kalan maçları eksik olmayan(bkz.1915 Dük Kupası, 1916 Endülüs Kupası,2003 La Liga,2007 Kral Kupası 1/4 Final) bu 2 ekip bugun 120.kez karşılaşıyorlar.Daha önce oynadıkları 119 mactan Betis 44'ünü kazanırken Sevilla ise 51 kez galibiyet sevinci yaşadı.Son 10 maçlarında Betis'in 2 Sevilla'nın 6 galibiyeti bulunuyor.

Endülüs'ün bu güzel şehrinin derbisini vermeyen, yerine Valencia-Osasuna maçını veren NTVSpor'a selam ederim...

D10S ve Kun Milano'ya mı gidiyor?


La Gazetta'ya açıklama yapıp Maradona'yı Inter'e danışman olarak getirmek istediğini açıkladıktan sonra Moratti,doğal olarak komplo teorileri patlamaya başladı.Son bomba Maradona'nın Aguero'yu Inter'e gitmesi için ikna etmeye çalıştığı ve bunu devre arasında başaracağı yönünde.Şubat ayında doğum yapacak olan Giannina erken doğum yapmazsa çocuk Milano'da doğacak gibi duruyor.
Konuyla ilgili konuşan menajer Salvatore Bagni esprili bir şekilde, "Eğer bir erkek çocuk olursa doğduğu gün imza attırırım. Böyle bir büyükbaba ve babadan genler taşıyan bir çocuğu hayal edebiliyor musunuz?" derken, kontratı dolmadan transfer edilebilmesi için 45 milyon poundluk bir ücreti olan Aguero'nın Maradona sayesinde Inter'e katılabileceğini ifade etti.


Dipnot;Inter bu yaz Agüero için Madrid ekibine 20 milyon pound artı Dejan Stankovic'i önermişti...

1 Bilet = £ 50 ?


Fotografa bakarak F1 bileti sanabilirsiniz ama yanılıyorsunuz.Bahsi geçen bilet QPR'ın evindeki bir maçın bileti ve onun fiyatı.Premier'in baş altı takımlarının bile maçları £14 ile £20 arası bir fiyata izlenebiliyorken bu abiler balatayı sıyırmış,olayı Fıratpen reklamına çevirmişler.Allah şaşırtmasın...
Related Posts with Thumbnails