Eylül 04, 2010
Eylül 03, 2010
Transfer Şampiyonu Mu?
Süper Lig'de çok transfer yapan takımlardan konuşulur ya hep, gelin Bank Asya'daki duruma bakalım. 17(edit) takım, 1 transfer dönemi ve tam 248 transfer.
Geçen seneden akıllanmayan Diyarbakırspor 32 transferle zirveyi kimseye bırakmazken G.Antep BB 8, Akhisar ve Güngören ise 9'ar transferle kadro istikrarından yana adım atanlar... Karşıyakamız önceki sezonlara göre nispeten az transfer yaparken son gün yapılan 4 transfer ile yine de 18'i bulmuş durumda. 18 transfer yapılan sezon, "Geçen seneki iskelet kadro korundu" diyorsak eğer vay halimize... Tek tek transferler ve isimler kalabalık yaratacağı için sadece takımların yaptığı transfer sayılarını veriyorum
- Adanaspor 10
- Akhisar Bld. 9
- Altay 16
- Boluspor 17
- Ç. Rizespor 13
- Denizlispor 11
- D.Bakır 32
- G.Antep BB 8
- Giresunspor 23
- Güngören Bld. 9
- Karşıyaka 18
- Kartalspor 14
- K. Erciyes 10
- MIY 19
- Orduspor 14
- Samsun 12
- Tavşanlı Linyit 13
Etiketler:
Bank Asya 1. Lig
Nokta Transfer Dediğin
Bu sene bana göre Beşiktaş en iyi transferleri yapan takım. Sadece kazanmak için değil, iyi futbol için de bir adım atmış oldu Beşiktaş. Sadece 1 yıldız oyuncu alıp, onu harcamaya çalışmak yerine, yanına iyi adamlar da alarak destekleme yolunu seçti, alışılmadık bir şekilde. Misal;
Bernd Schuster : Barcelona ve Real'de oyunculuk, Real'de teknik direktörlük geçmişi var. Beşiktaş'a ayrı bir hava katacağı gerçek. Del Bosque'ye göre çok daha şanslı bir kadro var elinde. Kasaba da benzemiyor, alabileceği en kötü ünvan surfçü olabilir.
Quaresma : Porto dışında pek bir şey yapmamış olabilir, tribünlere oynamayı sevebilir, Ronaldo'nun yedeği de olabilir ama Süper Lig'deki sayılı maç çevirebilecek adamlardan. Yedek kalma şansı da yok, oynadıkça daha da açılacak.
Guti : 3 CL, 5 La Liga. Boru değil. Maç kazandırma şansı Quaresma'dan çok daha yüksek. Türkiye'de görmek güzel böyle adamları.
Mehmet Aurelio : Marco olarak kalsaydı GS'ye gelseydi bile sevinebilirdim. Türk olup milli takımda oynaması yüzünden kılım ama ön liberoysa, şu an Süper Lig'de üstüne adam yok diyebilirim. Türk olması ayrı bir avantaj zaten.
Fatih Tekke : Hiç sevemedim ama Beşiktaş'ta iş yapmasını isterim ve yapacağını da tahmin ediyorum. UEFA kupası var kariyerinde. Bobo-Nihat-Nobre tıkansa dahi kilit açar Tekke. Tabi son 1-2 senenin açığını kapatması gerekecek.
Roberto Hilbert : Geçen sene sağ kanatta Serdar'ın, Yusuf Şimşek'in oynadığını düşünecek olursak...
Beşiktaş 6 nokta transfer yaptı. Bu da, şu şartlarda şampiyonluğun favorisi yapmaya yeter Beşiktaşı, hala Beşiktaş'ı es geçenler olsa da.
Bernd Schuster : Barcelona ve Real'de oyunculuk, Real'de teknik direktörlük geçmişi var. Beşiktaş'a ayrı bir hava katacağı gerçek. Del Bosque'ye göre çok daha şanslı bir kadro var elinde. Kasaba da benzemiyor, alabileceği en kötü ünvan surfçü olabilir.
Quaresma : Porto dışında pek bir şey yapmamış olabilir, tribünlere oynamayı sevebilir, Ronaldo'nun yedeği de olabilir ama Süper Lig'deki sayılı maç çevirebilecek adamlardan. Yedek kalma şansı da yok, oynadıkça daha da açılacak.
Guti : 3 CL, 5 La Liga. Boru değil. Maç kazandırma şansı Quaresma'dan çok daha yüksek. Türkiye'de görmek güzel böyle adamları.
Mehmet Aurelio : Marco olarak kalsaydı GS'ye gelseydi bile sevinebilirdim. Türk olup milli takımda oynaması yüzünden kılım ama ön liberoysa, şu an Süper Lig'de üstüne adam yok diyebilirim. Türk olması ayrı bir avantaj zaten.
Fatih Tekke : Hiç sevemedim ama Beşiktaş'ta iş yapmasını isterim ve yapacağını da tahmin ediyorum. UEFA kupası var kariyerinde. Bobo-Nihat-Nobre tıkansa dahi kilit açar Tekke. Tabi son 1-2 senenin açığını kapatması gerekecek.
Roberto Hilbert : Geçen sene sağ kanatta Serdar'ın, Yusuf Şimşek'in oynadığını düşünecek olursak...
Beşiktaş 6 nokta transfer yaptı. Bu da, şu şartlarda şampiyonluğun favorisi yapmaya yeter Beşiktaşı, hala Beşiktaş'ı es geçenler olsa da.
Etiketler:
BJK
Eylül 01, 2010
Van Der Vaart
Bu sayfalarda Van der Vaart, Real'den ayrılacak, alınabilir-gelebilir demiştik ama bugün Tottenham'a sadece €11m'a satıldı. Misimoviç için €7-€8,5 arası bir rakam dolaşıyorsa, ben Van der Vaart'ı alırım arkadaş. 1 gün önce Bayern €25m veriyordu ancak anlaşılamadı, son gün €11m'a düştü dedi Redknapp ancak Real'den yalanlama geldi bu açıklamaya. Hem Bayern hem de €25m ise neden anlaşılamasın, orada Real haklı gibi.
Neyse, bence Rijkaard kontenjanından gelebilirdi ama hayaller bedavaya uçtu gitti. Seneye €25m'a ManU'ya geçer Van der Vaart.
İşin diğer yanına bakarsak, Redknapp olmasa çok daha farklı yerde olacak Tottenham'a yeni bir yıldız daha geldi. Modric, Krancjar, Van der Vaart, Palacios gibi bir orta saha oldu. İlk 4'teki yeri kaptırmayabilirler. Bir de efsane Giovani var, unutmayalım:)
Etiketler:
Premier League,
transfer
Yurtdışına Ödenen Paranın Haddi Hesabı.
Yabancı sınırının her geçen gün biraz daha yükselmesi, hem yerli oyunculara verilen şansın azalmasına hem de yurtdışına ödenen paranın artmasına sebebp oluyor. Son 11 sene de sadece Süper Lig'in bonservislere ödediği para €425m. Transfermarkt'da bonservisi belli olanlar bunlar. Sadece Inter ya da Real Madrid o dönemde bu kadar harcamış olduğundan para az görünse de, gelen başarı ve gelen oyuncu kalitesine bakınca az falan değil.
Bonservisi yazmayanları, ödenen ücretleri, yabancı hocaların ücretleri, ödenen cezaları ve alt liglere gelen yabancıları da hesaba katarsak, Türk Futbolu 2000'den bu yana aşağı yukarı €1 milyar göndermiş yurtdışına.
Gelene bakarsak, sadece €160m. Gidenlerin Türklerin çoğu yurtdışı sevdasına elinde bonservisiyle kaçıyor. Zaten fazla da adam gitmiyor yurtdışına. Diğer yandan Türkiye'den yurtdışına giden yabancılar da çoğu zaman arkasına bakmadan gittiği veya gönderildiği için onlar da pek gelir getirmiyor.
Büyük sektör ve bu da neredeyse tüm sektörler gibi cari açık veriyor. Her sene €75m zarar yazıyor, elimizdeki rakamlara göre. Ciddi ciddi araştırılsa çok daha fazladır ama bu verilere ulaşmak devlet dışında kimseye nasip olmaz. Arada ne sürprizler vardır üstü örtülmüş. Liste şöyle;
Sezon Giden Gelen
2010/11 € 66,79 € 13,55
2009/10 € 49,33 € 0,00
2008/09 € 67,48 € 7,20
2007/08 € 31,48 € 23,35
2006/07 € 56,08 € 30,03
2005/06 € 33,65 € 14,45
2004/05 € 25,73 € 9,83
2003/04 € 18,10 € 12,15
2002/03 € 21,63 € 1,85
2001/02 € 6,23 € 31,50
2000/01 € 48,63 € 16,25
Toplam € 425,11 € 160,15
Hesap yaparken, yurtdışına ödenen bonservisler ve yabancıların ödediği bonservisler kullanıldı. Yani Almanya'dan gelen gurbetçiye oyuncuya ödenen bonserviste hesabın içinde, Türkiye'de takım değiştiren yabancı ise hesabın dışında.
Bonservisi yazmayanları, ödenen ücretleri, yabancı hocaların ücretleri, ödenen cezaları ve alt liglere gelen yabancıları da hesaba katarsak, Türk Futbolu 2000'den bu yana aşağı yukarı €1 milyar göndermiş yurtdışına.
Gelene bakarsak, sadece €160m. Gidenlerin Türklerin çoğu yurtdışı sevdasına elinde bonservisiyle kaçıyor. Zaten fazla da adam gitmiyor yurtdışına. Diğer yandan Türkiye'den yurtdışına giden yabancılar da çoğu zaman arkasına bakmadan gittiği veya gönderildiği için onlar da pek gelir getirmiyor.
Büyük sektör ve bu da neredeyse tüm sektörler gibi cari açık veriyor. Her sene €75m zarar yazıyor, elimizdeki rakamlara göre. Ciddi ciddi araştırılsa çok daha fazladır ama bu verilere ulaşmak devlet dışında kimseye nasip olmaz. Arada ne sürprizler vardır üstü örtülmüş. Liste şöyle;
Sezon Giden Gelen
2010/11 € 66,79 € 13,55
2009/10 € 49,33 € 0,00
2008/09 € 67,48 € 7,20
2007/08 € 31,48 € 23,35
2006/07 € 56,08 € 30,03
2005/06 € 33,65 € 14,45
2004/05 € 25,73 € 9,83
2003/04 € 18,10 € 12,15
2002/03 € 21,63 € 1,85
2001/02 € 6,23 € 31,50
2000/01 € 48,63 € 16,25
Toplam € 425,11 € 160,15
Hesap yaparken, yurtdışına ödenen bonservisler ve yabancıların ödediği bonservisler kullanıldı. Yani Almanya'dan gelen gurbetçiye oyuncuya ödenen bonserviste hesabın içinde, Türkiye'de takım değiştiren yabancı ise hesabın dışında.
10 senede 103 Futbolcu.
Geçen sene de 10 yılda 100 rakamı vardı, bu sene 3 tane daha arttı. Ekonomisi düzelmez tabi bu takımın. Geçen seneki post.
Edit: Devre arasında daha da arttı sayı. (Culio, Stancu, Kazım, Yekta, Zapata) 10 sene 108. Her sene ilk 11'e az kaldı.
2010-2011
Yabancılar: Lorik Çana, Juan Pablo Pino, Zvejdan Misimovic, Emialiano Insua
Yerliler: Musa Çağıran, Çağlar Birinci, Serdar Özkan, Ali Turan, Mehmet Batdal
2009-2010
Yabancılar: Leo Franco, Abdul Kader Keita, Elano Blumer, Lucas Neill, Jo, Giovani dos Santos
Yerliler: Gökhan Zan, Mustafa Sarp, Caner Erkin, Ufuk Ceylan
2008-2009
Yabancılar: Morgan de Sanctis, Harry Kewell, Milan Baros, Fernando Meira
Yerliler: Ferdi Elmas, Yaser Yıldız, Serkan Kurtuluş, Alparslan Erdem
2007-2008
Yabancılar: Cassio Lincoln, Tobias Linderoth, Shabani Nonda, Ahmet Barusso, İsmael Bouzid
Yerliler: Servet Çetin, Hakan Balta, Serkan Çalık, Barış Özbek, Emre Güngör, Volkan Yaman, Orkun Usak
2006-2007
Yabancılar: Junichi Inamoto, Marcelo Carrusca
Yerliler: Okan Buruk, Mehmet Topal, Tolga Seyhan
2005-2006
Yabancılar: Marek Heinz, Sasa Ilic
Yerliler: Emre Aşık, Yalçın Ayhan, Altan Aksoy
2004-2005
Yabancılar: Flavio Conceicao, Alioum Saidou, Stjepan Tomas, Richard Kingston, Franck Ribery, Rigobert Song
Yerliler: Hasan Kabze, Fevzi Elmas, Hakan Yakın
2003-2004
Yabancılar: Frank de Boer, Daniel Tözser, Ovidiu Petre, Gabriel Tamas, Florin Bratu, Cesar Prates
Yerliler: Hakan Şükür, Orhan Ak, Ömer Erdoğan, Abdullah Ercan, Necati Ateş, Murat Erdoğan, Emrah Umut
2002-2003
Yabancılar: Klodian Duro, Haim Revivo, Jorge Felipe, Ali Lukunku, Christian Correa, Sergio Almaguer, Muhammed Adama Sarr, Abel Xavier
Yerliler: Aykut Erçetin, Elvir Baliç, Cihan Haspolatlı, Suat Usta, Volkan Arslan, Mehmet Polat, Hakan Ünsal, Ümit Davala, Volkan Glatt
2001-2002
Yabancılar: Faryd Mondragon, Jersson Amur Gonzalez Diaz, Mbo Mpenza, Pavel Horvath, Robert Spehar, Radu Niculescu, Andres Fleurquin, Joao Batista, Sebastien Perez, Gustavo Victoria
Yerliler: Ayhan Akman, Berkant Göktan, Ümit Karan, Murat Sözkesen, Sergen Yalçın
Etiketler:
Galatasaray,
transfer
Ağustos 31, 2010
Gece Harekatı.
Misimoviç ve Insua Galatasaray'da. Ön libero-kaleci-stoper yok hala ortada. Geçen sene böyle bir gece Elano haberi ile sarsılmıştık ama transferin bitmesine daha çok vardı o zaman. Şimdi bir daha sarsılıyoruz ama bu kez yoğurdu üflemekte fayda var.
Madem gelebiliyor bu adamlar, Misimoviç'i geçtim, kiralık Insua gelememez miydi 2 hafta önce de, şu UEFA'dan elenmeseydik. Insua'nın gelişi, Balta'ya kapıyı gösterir. Çağdaş 1. yedek moduna geçer muhtemel. Ya da stoper yok Balta'yla idare et, sol beki kurtardık mı dendi, belirsiz.
Bir kaleci, bir Afrikalı ön libero şart hala. Bir de tabi fazla gelmezse Baros'a yedek. Yine Baros tek. Batdal 2 ay yok. Baros'a bir şey olsa yine ağlayacağız.
Misimoviç'in gelişi Barış-Ayhan-Sarp üçlüsünü bozuyor sonunda. Ama sakatlanmama garantisi yok tabi.
Elano geçen sene gibi ön libero benzeri haliyle mi oynayacak yoksa sağ kanatta Pino'nun boşluğunu mu dolduracak? Arda sola mı geçecek? Arda sola geçerse Kewell tribüne mi çıkacak? Bu kadro seneye bizi CL'ye götürür mü?
Şimdiden soru bombardımanı. Rijkaard'a Allah kolaylık versin. Ne yapsa yaranamayacağı bir kadro oldu bu yine.
Yeni stada biraz daha ümitle bakıyorum ama hala Karpaty yarası kalbimizde. O bu sene boyunca cebimizde sarı ya da kırmızı kart olarak bekleyecek.
Albayrak söylentileri de doğruysa, O'nun gelmesini istemeyen diğer yönetici ayrılmışsa ne mutlu bize. Tabi takım ruhunu bir yöneticinin vermesini beklememiz de dip not.
Madem gelebiliyor bu adamlar, Misimoviç'i geçtim, kiralık Insua gelememez miydi 2 hafta önce de, şu UEFA'dan elenmeseydik. Insua'nın gelişi, Balta'ya kapıyı gösterir. Çağdaş 1. yedek moduna geçer muhtemel. Ya da stoper yok Balta'yla idare et, sol beki kurtardık mı dendi, belirsiz.
Bir kaleci, bir Afrikalı ön libero şart hala. Bir de tabi fazla gelmezse Baros'a yedek. Yine Baros tek. Batdal 2 ay yok. Baros'a bir şey olsa yine ağlayacağız.
Misimoviç'in gelişi Barış-Ayhan-Sarp üçlüsünü bozuyor sonunda. Ama sakatlanmama garantisi yok tabi.
Elano geçen sene gibi ön libero benzeri haliyle mi oynayacak yoksa sağ kanatta Pino'nun boşluğunu mu dolduracak? Arda sola mı geçecek? Arda sola geçerse Kewell tribüne mi çıkacak? Bu kadro seneye bizi CL'ye götürür mü?
Şimdiden soru bombardımanı. Rijkaard'a Allah kolaylık versin. Ne yapsa yaranamayacağı bir kadro oldu bu yine.
Yeni stada biraz daha ümitle bakıyorum ama hala Karpaty yarası kalbimizde. O bu sene boyunca cebimizde sarı ya da kırmızı kart olarak bekleyecek.
Albayrak söylentileri de doğruysa, O'nun gelmesini istemeyen diğer yönetici ayrılmışsa ne mutlu bize. Tabi takım ruhunu bir yöneticinin vermesini beklememiz de dip not.
Etiketler:
Galatasaray,
transfer
Ağustos 30, 2010
Ağustos 29, 2010
Lobicilik.
Belirli bir görüşün medya, para ya da türlü baskı unsurlarıyla, bir kurumu etkileme çabası. Şu aralar Fatih Terim için gerçekleştirilen faaliyetler bütünü.
Bütün gazeteler geri getirdi O'nu bugün. Hatta Mehmet Ağar Başkan'ı arayıp, getir bile dedi. Futbolcular Fatih Hoca gelse de kurtulsak diye haykırıyormuş soyunma odasında!
Boş değil tabi bu geyikler, kimin yaptığı da, kimin yaptırdığı da belli. Okullarda ders olarak gösteriliyor bunlar. Fatih Hoca'ya olan sevgimiz, gelirse vereceğimiz destek Rijkaard'dan az değil elbette. O bizim İmparatorumuz her zaman ama gelirse Aykut'un Daum'a yaptıklarını Aykut'a yakışıramazken, Fatih Hoca'ya yakıştırabilecek miyiz?
Tek farkla aynı durum söz konusu. Fark, Fatih Hoca'nın sportif direktör olmaması. Galatasaraylılık diyoruz, kültür diyoruz, büyüklük diyoruz. Bu hareketler ne Galatasaray'a, Fener'e ne de Türk'lere yakışmıyor. Delikanlılığın öldüğünü biliyoruz ama az da olsa kanımızda vardır, olmalıdır.
Skibbe gibi isimsiz ya da güven vermeyen başka bir hoca olsa kısmen anlayabilirim hatta delikanlılık kavramını bende es geçip, Fatih Hoca gelsin bile diyebilirdim ama bu yapılanların Rijkaard'a yapılmamalı. Sözleşmesi bitene kadar beklenip, olmadı hoca yeniden anlaşamayız denmeli. Karşınızdaki, Galatasaray'da başarısız olmuş bile olsa, ağızlarda sakız olan ama gerçek anlamı bilinmeyen bir marka değeridir. 2 gün sonra Avrupa'nın önde gelen gazetelerinde, günden güne ezdiğiniz Galatasaray isminin üzerine bir çizik daha atıldığını görmeye başlarsınız.
Futbolcuların Sezgin ya da Rijkaard karşıtı bir hareket içinde olduğu aşikar. Oynamıyorlar. Bu oynamama döneminde paralarını alacak ama biz Karpaty'e elendiğimizi unutmayacağız. İnanmak istemesem de, böyle bir hareket varsa, çekersin futbolcuları karşına adam olun dersin, diyemiyorsan ceketini alır çıkarsın. Yoksa Rijkaard'a oynamayan güruh, Fatih Hoca ya da bir başkasına aynısını yaparsa ne olacak?
Fatih Hoca gelirse, 2.gelişinden farklı olmayacak. Malzeme belli. O geliyor diye Şampiyon bir hoca bile gönderildi zamanında da ne oldu? Hele bir de bu şekilde gelirse, O'nun adına da kötü olacak.
Demem odur ki, yollar ayrılacaksa sezon sonunda ayrılsın en azından. Türk Futbol'una Lincoln, Ortega, Aragones, Del Bosque lekelerinin yanına bir yenisini eklemeyelim. Varsın şampiyon da olmayalım, kupa da almayalım, 2 senedir dert çekiyoruz, 1 sene daha çekeriz ama en azından karaktersiz olmayalım, olmak isteyenlere de şans vermeyelim.
Bütün gazeteler geri getirdi O'nu bugün. Hatta Mehmet Ağar Başkan'ı arayıp, getir bile dedi. Futbolcular Fatih Hoca gelse de kurtulsak diye haykırıyormuş soyunma odasında!
Boş değil tabi bu geyikler, kimin yaptığı da, kimin yaptırdığı da belli. Okullarda ders olarak gösteriliyor bunlar. Fatih Hoca'ya olan sevgimiz, gelirse vereceğimiz destek Rijkaard'dan az değil elbette. O bizim İmparatorumuz her zaman ama gelirse Aykut'un Daum'a yaptıklarını Aykut'a yakışıramazken, Fatih Hoca'ya yakıştırabilecek miyiz?
Tek farkla aynı durum söz konusu. Fark, Fatih Hoca'nın sportif direktör olmaması. Galatasaraylılık diyoruz, kültür diyoruz, büyüklük diyoruz. Bu hareketler ne Galatasaray'a, Fener'e ne de Türk'lere yakışmıyor. Delikanlılığın öldüğünü biliyoruz ama az da olsa kanımızda vardır, olmalıdır.
Skibbe gibi isimsiz ya da güven vermeyen başka bir hoca olsa kısmen anlayabilirim hatta delikanlılık kavramını bende es geçip, Fatih Hoca gelsin bile diyebilirdim ama bu yapılanların Rijkaard'a yapılmamalı. Sözleşmesi bitene kadar beklenip, olmadı hoca yeniden anlaşamayız denmeli. Karşınızdaki, Galatasaray'da başarısız olmuş bile olsa, ağızlarda sakız olan ama gerçek anlamı bilinmeyen bir marka değeridir. 2 gün sonra Avrupa'nın önde gelen gazetelerinde, günden güne ezdiğiniz Galatasaray isminin üzerine bir çizik daha atıldığını görmeye başlarsınız.
Futbolcuların Sezgin ya da Rijkaard karşıtı bir hareket içinde olduğu aşikar. Oynamıyorlar. Bu oynamama döneminde paralarını alacak ama biz Karpaty'e elendiğimizi unutmayacağız. İnanmak istemesem de, böyle bir hareket varsa, çekersin futbolcuları karşına adam olun dersin, diyemiyorsan ceketini alır çıkarsın. Yoksa Rijkaard'a oynamayan güruh, Fatih Hoca ya da bir başkasına aynısını yaparsa ne olacak?
Fatih Hoca gelirse, 2.gelişinden farklı olmayacak. Malzeme belli. O geliyor diye Şampiyon bir hoca bile gönderildi zamanında da ne oldu? Hele bir de bu şekilde gelirse, O'nun adına da kötü olacak.
Demem odur ki, yollar ayrılacaksa sezon sonunda ayrılsın en azından. Türk Futbol'una Lincoln, Ortega, Aragones, Del Bosque lekelerinin yanına bir yenisini eklemeyelim. Varsın şampiyon da olmayalım, kupa da almayalım, 2 senedir dert çekiyoruz, 1 sene daha çekeriz ama en azından karaktersiz olmayalım, olmak isteyenlere de şans vermeyelim.
Etiketler:
Galatasaray
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)