Temmuz 11, 2009

Josico'ları da gönderirler...


Bugünleri de gördük sonunda. Büyükler geçen sezonun yaralarını sarmaya devam ediyor. Fenerbahçe'de Josico'nun anlaşması fesh edildi. Burak Yılmaz da Eskişehirspor'a verildi. Böylece Fenerbahçe'nin geçen yaptığı 5 transferden 2'si kaldı, Güiza'da giderse 1'e düşecek.
Temizliğin maliyeti ciddi bir maddi külfet getirdi ama zararın neresinden dönerseniz kardır. Geçen seneki facia büyük bir ders olmuş gibi. Fener Aragones-Josico-Maldonado 3'lüsünden, Galatasaray'da Skibbe-Lincoln 2'lisinden kurtularak bence büyük bir adım attılar. Zaten bunları yapamasalardı yönetimlerin koltuğu tehlikeye girecekti. Yıllar sonra bu sezon güzel bir 3 büyükler kapışması izleyebileceğiz gibi duruyor. Trabzonspor, Bursaspor ve Gençlerbirliği'de bu takımları zorlayabilirse çok güzel bir lig olur.

Fatih Tekke Lazio Yolcusu


Galatasaraydakiler dışında UEFA'da final oynayan tek Türk ve 2008 UEFA finali MVP'sinin hocası Dick Advocaat'la yaşadığı problemler yüzünden satışı gündeme gelmişti. Trabzonspor'un da teklifi vardı. Ancak Zenit Lazio'lu Goran Pandev'i almak için Para+Tekke'yi önermiş. Bakalım ilerleyen günler ne gösterecek.

75 milyonda 2!


Süreyya'dan sonra 75 milyondan 1 atlet daha çıkarabildik sonunda. Doğma büyüme Türk olan bir atlet Nevin Yanıt 25.Universite Olimpiyatlarında 100m engellide altın madalya almış. İsmi de ne kadar kolay okunuyor. Demek ki oluyormuş. İlle de Etiyopya'ya gitmeye gerek yokmuş atlet asimilasyonu için. Onlara yapacakları yatırımı Türkiye'de birilerine yapsalar, 100 tane Elvan çıkar bu ülkeden. Ama olmaz Atletizm takımında Afrika'lı, futbol takımında da Brezilya'lı olacak. Yok çünkü memleketimde onların yaptığını yapabilecek. Sonra duyarsın Nobre'den , Manisaspor'lu Rafael'den milli takıma çağrılırsam giderim diye bi laf, sinir olursun, durursun. Benim Nihat'ım, Semih'im yok çünkü.

Temmuz 10, 2009

9 Numara Keita

Numaraları açıklanmış Gs'nin yeni sezonda, Arda'nın 10'una, Gökhan Zan'ın 5'ine sözümüz yok da Keita niye 9. 9 numara golcü numarasıdır. Numaralara takıntım vardır. 1 numarayı kaleciden başkasının giymesine de, 9'u forvetten başkasının giymesine de tav olurum. 10'u giymişti Hakan Şükür bir ara. Olmaz. Ver 11'i Keita'ya, o da boşta. Ver 9'u Baros'a, Nonda'ya. İlk 11'i düzgün dağıt, 11'den sonrasına kim neyi isterse giysin. Cm'de bile en önemli andır benim için şu numara seçme ekranı.

10 numara Arda'nın


Haldun Üstünel'e göre Metin Oktay'ın forması şimdi Arda'da . Hem kaptanlık hem 10 numara. Bundan sonrası ona kalmış, bu kadar fırsat veriliyor bu yaşta. Tabi bizim için 10 numara Karpatların Maradona'sıdır. Metin Oktay'a pub'ında yetişebildik Konak'ta.

Nikola Tesla 153 yaşında


Bu arada bugün Nikola Tesla'nın doğum günüymüş. Yaşasaydı muhtemelen telefon yerine kablosuz elektrikle falan haberleşirdik herhalde. Parayla arası Edison kadar iyi olmadığından bir çok teknolojiye sahip değiliz şu an. Alternatif akımdan, görünmezliğe, kablosuz elektrik aktarmadan, deprem oluşturmaya kadar uğraşmıştır. 1943'de yaşamını yitirmiştir. Yugoslav Dinarında resmi bulunur. Evinde tüm evraklara FBI el koymuştur. Evinde oturup kitabını okurken 20.000 Voltluk serbest akım dolaştığı rivayet edilir. Resimde Daha fazlasını isteyen arkadaşlar için ;

http://en.wikipedia.org/wiki/Nikola_Tesla
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=nikola+tesla

Not: Ekşisözlükte ilk cümle birçok şeyi anlatmaya yetiyor zaten.

Sanal Fotomaç-Fotospor : Haberturk.Com

Sabah sabah açınca haberturk.com'u Odonkor çarptı gözüme. Beşiktaş ve Galatasaray Odonkor için kapışıyor yazıyordu. 2 senedir neredeyse hiçbir transferini yakalayamadılar GS'nin,hala şanslarını deniyorlar. Lucas Neill'i getirmişlerdi geçen haftalarda. Bu arada ana sayfa'da Ronaldinho Fener'den yıllık €12m istedi, Lugano geri dönüyor, Sheva Fener'e geliyor, Tabata son Kartal gibi haberlerde yok değil. Türkiye'de olmadığımdan Fotomaç ve Fotospor'un muhteşem transfer haberleri kaçırıyorum ama haberturk yetiyor sağolsun. Her sene getiriyorlar bu adamları zaten, ya eşleri ikna olmaz, ya çocukların eğitimi problem olur.



Resimde de görüldüğü üzere anca 3'ün 1'i tutmuş. Ver gazı gitsin. Crespo Fener'e gelemeden futbolu bırakacak. Ze Roberto'da 3 büyüklere gelemeden.

Temmuz 09, 2009

David Villa Nou Camp'ın Kapısında


Laporta David Villa için Valencia'ya €40m önerdiğini açıkladı. La Liga'da şenlik var. Güiza'da Valencia'ya gider artık.

Klüplerimizin Yabancı Transfer Politikası

Aslında başlığa YOK diyerek devam etmek gerek. Her sene değişen politikaları sayesinde milyonlarca euro,dolar,TL boşa gidiyor. Paramız var diye ahkam keseceklerine, kendi beğendikleri oyuncuları alacaklarına, menejerlerin itelediği oyuncuları alacaklarına, transfere ayrılan bütçenin cüzi bir kısmıyla profesyonel bir transfer komitesi kurulup araştırıp-alma sistemine geçilse, son dakikada adam almalarına da gerek kalmaz, gönderirken çektikleri sorunlar da azalabilir. Kurulan ekip de maliyetlerinin kat kat üstünü çıkarabilirler. Ama olmaz o zaman başkan transferler pek gözükemez, karizma çizilir vs.
Galatasaray buna benzer birşey yapıyor son 2 senedir, ve Haldun Üstünel iyi iş çıkarıyor uzuzn saçlarıyla. Skibbe'yi de o getirmişti ama bu sene affetirecek gibi kendini. Lincoln arıza çıkarıyor ama önceki yönetimin bombası,o ve Linderoth.
Az önce Delgado'nun kontratını dondurma başvurusu düştü haberlere. Son aldığı çoğu yabancıda aynı sıkıntıları yaşadı Beşiktaş. Hocalar da dahil. Demekki bu sistem yürümüyor değişmesi lazım,yıllardır. Artık eskisi kadar kolay da değil adamları göndermek. Tazminat ödemek de yetmiyor çoğu zaman. Del Bosque bombası var daha taze.
Fener'de de sorun oldu araştırmadan alınan yabancılar. Josico'nun adını duyamadık, Maldonado da yanlamasına oynadı. Lugano iyidi o da kaçtı. Güiza kendi gidecek gibi. Aragones 2. Del Bosque vakası olabilir. Anelka'lardan, Appiah'lardan Josico'lara geldi klüp. Sportif başarısızlığın 1.sorumlusu da belli oluyor zaten.
Anadolu klüplerinin çoğunda da aynı problem çıkıyor zaten. Bir furyaya takılıp alıyorlar adamları, onlar da kaçıp gidiyor sonra. Kocaeli'nin Sırp'ları geçen seneki örneğin. Şimdi tüm takımlar aldı yabancıları Norveç'den, İngiltere'den, Afrika'dan, Güney Amerika'dan. Devre arası yine sorun, yine değiştirecekler. Hiçbir ilerleme yok. Her sene aynı devam.

Olacağına Bak...

Galatasaray, Fenerbahce, Beşiktaş varken Sivasspor'un şampiyon olmasını istemediğimi yazmıştım daha önce. Sebebi de belliydi. Altyapı, tesis, stad vs gibi 100 yıllık büyüklerin sahip olduğu imkanlara sahip olmadan, Anadolu klüplerini yendi diye kendilerini büyük görmeye başlamaları.(Gerçi geçen yıl büyükleri de yendiler 2 kez) Aziz Yıldırım ve Adnan Polat sayesinde de Şampiyonlar Ligi ön elemesinde oynayacaklar.
Taktikleri belliydi, 5 forvet saldır Mehmet Yıldız kanada dönsün, kanattan orta, arkadan gelen tamamlasın. Kamanan'larla, Tum'larla Süper Lig'de 2. olmak. FB ve GS'yi bu kadar kötü yakalamasıyla ve Anadolu klüplerinin de desteğiyle 2. olmak. Ama Avrupa'da aynı taktik tutacak mı? Zor. Bilica'nın, Balili'nin, Tum'um gitmesi ve orta sahaya oyuncu transferleri takımın saldır taktiğinden, efendi bir oyuna, kalabalık orta sahalı bir oyuna döneceğinin sinyallerini veriyor. Ama sorun takım ayak uydurabilecek mi? Bence zor. Teknik ağırlıklı oyunda bu sene ezilirler, zaten geçen sene son haftalarda küme düşme tehlikesindeki takımlara yenilmesi aslında diğerlerinden farklı olmadığını, karşısında oynayan takımlar olduğunda 6.lıktan sonra yer alacağını gösterdi. Yeni yapılanmanın ilk denemesinde de Heerenveen, Süper Lig 2.sine 5 tane sallayıvermiş. Merak ediyorum Bülent orda da yedek kulubesini dövdü mü diye.
İlk 3'ü zorlayan birkaç takımın olması büyükleri rahatsız ettirir ve geçen seneki gibi bir faciayı zorlaştırır. Kalite artar. Diğerleri de Avrupa Lig'de yollarına devam ederler. Zaten öyle de olmalı. Trabzon'un da 2 kez Şampiyonlar Ligi'ne ön elemede veda etmesine benzer bir kaderi paylaşır Sivasspor'da bu sene. Şampiyonlar Ligi'nde tek takımız yine. BJK-FB-GS'den başka takımda zor görür o ligi zaten. O yüzden isimleri 3 büyükler diyoruz ya.
Geçen sene Sivas'ın yaptığı hareket GS'yi akıllandırmışa benziyor, en azından hoca seçiminde. Fener'de Türkiye'de sıkıntı çekmez Daum'la. Denizli'de sıkılır devre arasına kadar gibi geliyor ama bu sene adam gibi bir kapışma izlesek fena olmaz artık. 3ü bir arada. Büyüklerin farkı görülsün.

Temmuz 08, 2009

Siyahi İtalyanlar

Fransızların, İngilizlerin ya da Hollandanın zencilerine alışkınız da İtalyanların bir garip gelmiştir hep. Cm'de oynattığımız İtalyanın, İtalyan ismine sahip olmasına rağmen siyahi çıkması hep şoke etmiştir beni. Şimdi de Ferrari'nin Beşiktaş'a gelmesi biraz da dikkatimi çekti. Gerçi alışamamız normal 5 tanıdık İtalyan zenci bulabildim. Zaten o kadarı Türkiye'de de var. Neyse liste şöyle sıralanıyor.


1-Matteo Ferrari : Gineli anne, İtalyan baba, Cezayir'de doğum. Gerisini çok duyarız-okuruz zaten. Inter'de başlayan kariyeri birkaç senelik kiralık hayattan sonra Parma ve Roma'da 4 senelik başarılı bir grafik onu İtalyan milli takımına kadar götürür. Kısa bir Everton macerasının ardından Genoa'ya transfer oluyor. Ordan da Yıldırım Başkan kendisini Beşiktaşlı yapıyor.Yaşı da 29.


2-Fabio Liverani : Somalili anne, İtalyan baba. İtalyan milli takımında oynamış ilk Afrikalı oyuncu. Lazio'ya Perugia'dan 2001 yılında gelip 5 sene oynamış, buradaki performansıyla da İtalyan milli takımına seçilmiş. Ancak 2006 Dünya Kupası'na götürülmemiş. Lazio'dan sonra 2 senede Fiorentina için ter döktünden sonra futbola başladığı takım Palermo'ya dönmüş. 33 yaşında hala aktif.


3-Christian Manfredini : Fildişi'li ailenin oğlu. İtalyan Manfredini ailesine evlatlık verilmiş. Juventus'un altyapsında başlamış futbola. Kiralık yıllarından sonra, önce Genoa'ya oradan da Chievo'ya geçmiş. Chievo'nun Serie A 5.si olduğu kadrodaymış. Sonra Lazio'ya transfer olmuş. Orada da ilk 2 senesini kiralık geçirmiş ancak İtalyan ekibindeki mali kriz sayesinde takımda yer bulmuş. Son 5 senedir de Lazio formasını terletiyor. 34 yaşına gelmiş bu arada.


4-Mario Balotelli : Bu aralar pek duyuluyor adı. O da Ganalı bir ailenin İtalyanlara evlatlık vermesiyle İtalyan ismini alıyor. İnter'de geleceğin yıldızları arasında gösteriliyor. İtalya U21'de oynuyor. 18 yaşında olmasına rağmen İnter'de problem yaratıyor. Antrenmanlardaki isteksizliği Mourinho'yu kızdırmış olacak ki kadro dışı bırakmış.


5-Joseph Oshadogan : Nijeryalı baba, İtalyan anne. Kendisini Foggia yıllarından tanırız. Roma transferi hiç oynamadan son bulmuş, daha sonra Reggina, Cosenza'dan sonra Monaco'da 1 sezon geçirmiş. İtalya'da Ternana'da oynamış , Polonya'da Widzew Lodz'da kaptan olmuş, kulüp yönetimi ceza verince bir daha dönmemiş Polonya'ya. Şimdilerde Serie C1/B'de top koşturuyor.

Enteresan olan ayrıntı da 2sinin uzun süreler Lazio'da oynaması. Dünyada 5 tane olan birşeyden birinin Türkiye'de olması da her zamanki gibi yine bize has özelliklerden. Meşhurdun ya bizim bu nokta atışlarımız.

Temmuz 07, 2009

TSL 2009-2010

Fikstür çekildi, derbiler şöyle:
5. Hafta Galatasaray - Beşiktaş
10. Hafta Fenerbahçe - Galatasaray
13. Hafta Beşiktaş - Fenerbahçe

Futbol Şehidi


Bundan 15 yıl 2 Temmuz'da önce bir bar çıkışında öldürülmüştü. 1994 Dünya Kupasında ABD maçında kendi kalesine gol atmıştı, kupa bitmeden ölüm haberi gelmişti. O gol için öldürüldüğüne inanılıyor, ama uyuşturucuyla alakalı olduğunu savunanlar var Medellin'de. Atletico Nacional taraftarları onu anmaya devam ediyor.

Kader Anı...


Bizimde Türk Escobar'ımız varmış, hatta dün tutuklanmış. Tabi bu lakabı Andres Escobar'dan değil, 1989'da dünyanın en zengin 7. adamı sayılan uyuşturucu taciri Escobar'dan almış. Bu vesileyle biz de Escobar'ı hatırladık yeniden.

Youtube Üzerinden Futbolcu Pazarlamak


Arkadaş arasında bolca dönen geyik gerçekmiş meğer. Menajerler youtube uzerinden futbolcu videosu yayınlıyor, hem de sonuna ofis bilgilerini vererek...


Biraz önce kafsinkaf.org'dan Karşıyaka'nın anlaştığı Alman oyuncu Timo Waslikowski haberini okurken gördüm linki. İzleyince iyice tüylerim diken diken oldu. Bu video formatıyla beni bile isteyen takım çıkar. Böyle kolay adam mı pazarlanır be kardeşim, hayran oldum beleşçiliğinize...


Video izlemek isteyenler buradan devam etsin...

Temmuz 06, 2009

Previously on Loan...


2.Fatih Terim döneminde gelmişti Adanaspor'dan. Hagi zamanında iyiydi de, Gerets'li dönemde yıldızı parlamıştı. 10 numaraydı. Real Madrid izlemeye başlamıştı. Ligin bitimine 7 hafta kala lig bitmişti sanki onun için. Manken operasyonunda telefon görüşmeleri yayınlandı gazetelerde, eşiyle sorun yaşamaya başladı dedikodusu yayıldı. O gün bitti Gs bu adam için. Ertesi sene sakatlıklarla boğuştu, döndü 2 haftada Ümit Karan'la beraber 6 gol attılar Ankara'da. Sonra yine sakatlık. Gerets'in de gözünden düştü. Sonra Feldkamp geldi ve malum son. 10 numarası elinden alındı, Ankaraspor, İstanbul Belediye ve en son Real Sociedad'a kiralandı. 2.Ligde gol atar, düzelir dedik, o da olmadı. İlk 2 golü ofsayt gerekçesiyle sayılmadı, 33 maçı 1 golle tamamladı. Zaten bu Real Sociedad Galatasaray'dan gidenlere yaramadı. Arif'te 1 maç oynamıştı, penaltıdan atmıştı ama maç yarım kalmıştı.


Sonuçta 2 sezonda GS'de ve milli takımda attıkları anılarda kaldı. Maliyeti çok diye yine kiralanacak. Ama bu sezon daha zor başlayacak onun için, kiralayacak kulüp bile bulamadı. Ankaragücü söylentileri var. Vassel'la partner fikri iyi de, ne yaptın acaba kulübüne ki hiç kimse dur kenarda yedek ol bile demiyor 3 senedir.

Lauro Esposto











Daha detaylı isteyenler buradan buyursun

Vefa Ne Kadar Zor Olabilir?

Yıllardır dünya kulübü olmayı kafasına takmış büyük kulüplerimiz, hatta zaman zaman kendilerini onlardan sayanlar, taraftar-futbolcu kıyımına devam bu sene de devam ediyor. Hasan Şaş'ı, Ümit Karan'ı, Hüseyin Çimşir'i takımlarından ayrılırken görünce geçmiştekiler de aklımıza geldi. Yıllarca kulüplerine hizmet etmiş, gol atmış, kart görmüş, iyi-kötü bir şekilde yıllarını takımlarında harcamışlar. Yeri gelmiş küfür yemişler, yeri gelmiş omuzlara alınmışlar ama gemiyi hiç terketmemişler, renklerini isteyerek değiştirmemişler. Ama sözde endüstriyel futbolumuz onlara bir türlü bakamadı.
Bu oyuncuları göndermek mi seni ekomonik dar boğazlardan kurtaracak, yapamadığın stadına fon sağlayacak, daha iyi oyuncu almana mı fon olacak? Nedir bu oyuncuları sevdikleri renklerden ayıran? Çok sevmeleri mi, kaptan olmalarımı, profesyonel olamamaları(!) mı? Normalde kaptanlar gemiyi en son terkeder de, fırsat bile verilemiyor. Dünya'da Hakan Şükür'den sonra en çok tanınan Türk futbolcusu yedek oturmasına bile fırsat verilmeden gönderiliyor. Yerli Van Basten denilen de aynı kaderi paylaşıyor. 5-6 senelik kaptanda. Büyüklerimiz bu adamları sığdıramıyorlar 25-30 kişilik kadroya. Bundan önce de gönderildiler, ne değişti. Takımların abileri gidince hangi takım daha iyi olmuş. Hakan Şükür yedekte bile oturmadı UEFA'ya zor gittiler. Aykut'u, Oğuz'u Sakaryalılar dediler gönderdiler, 4 sene ağızlarını havaya açtılar. MAF'ı böldüler, Sergen'i gönderdiler en son 3 büyüklükten çıkıyorlardı. Doğma büyüme safkanları gönderdiler en zor deplasman en tatlı deplasman oldu,4.büyük tarih oluyor.
Yeni değil tabi bu. Benim bildiğim Ali-Feyyaz'la Beşiktaş'la başladı hikaye.Öncesini pek bilemiyoruz yaş itibariyle. 33 yaşlarında yedek kulubenizde bu futbolcular olacak dense hangisi hayır diyecek.

Beşiktaş

Ali Gültiken. Beşiktaş'tan Kayserispor'a. 1 sene sonra futbolu bıraktı. Beşiktaş'a Menejer olarak geri geldi. Yine ayrılmak zorunda kaldı.

Feyyaz Uçar. Beşiktaş, Fenerbahçe, Antalya, Kuşadasıspor. Şimdi teknik direktör.Jübile yapamadı.

Recep Çetin. Az atardı, öz atardı. Yarı sahadan atıp arkasına bile bakmadığı olurdu, Kendi kalesine vole de attığı. Ama takozdu. Beşiktaşlıydı. Trabzon, İstanbulspor yaptı bırakmadan futbolu.

Sergen Yalçın. Beşiktaş, diğer büyükler, yine beşiktaş ve sonrası. Takımı gençleştirmek için gönderildi. Seçim malzemesi oldu Eskişehirde. Şimdi kimseyi takmayan yorumları şov yapan yorumcu.Jübile yok.

Ertuğrul Sağlam. Geldiği takıma döndü. Hoca olarak geri geldi. Adam gibi(!) gönderilemediğinden kendi gitti.

Alpay Özalan. Aston Villa'ya gitti gitmesine ama öncesinde o da Siirt-Fener gitti. Kore,Almanya derken Jet Fadıl'la şimdilerde.Hala Beşiktaşlı Alpay'dır gözümde.

İlhan Mansız. Para Japonya'ya götürdü onu. Olmadı. Sakatlandı, geri geldi, Almanya'yı denedi. Ankaragücü sahip çıktı. İnönü'de gole sevinemeyecek kadar da siyah-beyazdı. Jübilesiz bıraktı futbolu Altın Gol'cü. Şimdilerde geri dönüyor diye haberler çıkıyor.

Oktay Derelioğlu. Yılmaz Vural'ın futbolcu versiyonu oldu. Yurtdışına da bi baktı. Eşi intihar etti, serdar'ın nişanlısını kaptı, gerçek ailesi diye birileri ortaya çıktı, herkesi çalımlayıp gol attı. Sorunluydu ama maç başı 1 gol ortalamayla oynuyordu nerdeyse. Beşiktaş'tan sonra hiçbir yerde eski Oktay olamadı.Sessiz sedasız futbolu bıraktı.

Bu furyaya hemen akabinde Fener'de Sakaryalıları, ya da bir başka deyişle Ali Şen'in ekibini gönderdi.


Oğuz Çetin. Cem Uzan'ın takımlarında oynadı 4 sene daha. Orda devam etti oyun kurmaya.274 maç 166 gol gibi bir oranı var Fener'de 8 senede orta sahadan. Gol krallarında bu ortalama yok yenilerde.Fener'e geldi Hoca olarak gönderilmesi gerekti.Jübile yok.

Aykut Kocaman. O da Cem Uzan furyasıyla gitti. Bir 4 sene de o attı golleri.İyi Hoca oldu. Fener'e genel menejer oldu. Sonu benzemesin.
Rüştü Reçber. Barcelona'da yabancı kontenjanına takıldı, dayak yedi, gitmedi.2002'de UEFA'nın yılın kalecisi. Oynuyor Beşiktaş'ta hala ama sonu meçhul.

Eee.. UEFA-Süper Kupa'yı alan kadro başarıya doydu. Değiştirmek gerekti. Ben Canaydın'ın Galatasaraylılığından şüphe etmiştim. Adnan Polat'da katıldı. Eski başkanları, futbolcuları maçlara getiriyor, ya da gönderiyor.


Bülent Korkmaz. Büyük Kaptan bile takımda tutulamadı. Yerine gelenler birer birer gitti. Ama ona bir kişilik yer yoktu, yedek kulubesinde bile. Başka takıma bile gitmedi. Hoca oldu geldi, Ali Sami Yen'de ter döktüğü renkleri kupadan eledi. Sonra VEFA ortaya çıktı, takımın başına geçirildi, kendinin ve eski arkadaşlarının ipini çekti. Jübilesi bile yapılamadı finalin tek kollu canavarının.

Hakan Şükür. Recordbreaker for all times. Ama o da yorumculuğa terfi ettirildi. Herkesin beklediği Arap Yarımadası transferini bile yapmadı. gönderildi, geri getirildi. O da kaptanlıktan erken emekli edildi. Parasızlıkta finansörlük de yaptı abilik de. O da gelir, gönderilir bir tur daha. Jübilesiz gidenlerden.

Arif Erdem. Çok kaçırırdı. Onu da kaçırdılar. Yardımcı Antrenör.
Ergün Penbe. İstikrar abidesi. Gitmesi gerekti. Antrenörlük yapıyor o da.
Ümit Davala. Gidip gelenlerden. Antrenör oldu PAF'a. A takımda Skibbe'ye söz geçirilimeyince gönderildi. Antrenmanlara da geç geliyordu tabi!
Suat Kaya. Dinamoydu, durmuyordu, durdurmadılar zaten.
Okan Buruk. Bedelsiz gitti, 250.000$ yüzünden Beşiktaş'a gitti dendi. geri geldi. geldiği gibi de gitmek zorunda kaldı. İBB'de oynadı geçen sezon.

Hasan Şaş. 2002 Dünya Kupasında adının dünyaya ezberletti. Türklerin sevildiği her ülkede onun adı geliyor ilk. Geretsle bir daha patladı. Cebinden maaş ödedi. Şampiyonluk 20.45'de geldi. Sakatlandı, kilo aldı, Hamburg maçında bileti kesildi. UEFA'yı kazananlardan son kalandı. Gitmesi gerekti. O da kaptanlıktan emekli edildi.


Ümit Karan. Lucescu geldi. Avrupa'da tüm golleri o attı o sene nerdeyse. Roma'ya, Lazio'ya. Terim'le anlaşamadı pek iyi, ama oradaydı. Hagi geldi Ankara'ya gitti. Gerets'le Necati-Hakan Şükürle şampiyonluk yaşadı. Fener istedi,gitmedi. Doğuştan cimbomluydu ama söylemedi bile. Jeneriklikti çoğu golü. Formsuzluk ve Baros'un yerine oynatılınca Eskişehir'e gitti. Kaptanlıktan terk. Jübile hayal.

Karadeniz Fırtınası da 4.büyük olunca bu fırtınaya o da kapıldı tabi.


Hami Mandıralı. Hız sınırını aşan frikikleri vardı. Lyon'da horon tepti. Schalke'de 3 gol attı geri geldi. Ankaragücünde futbolu bıraktı, İlhan gibi. Jübilesi horonla olamadı.

Ogün Temizkanoğlu. Karadenizde doğdu, Trabzonluydu ama ona da bakamadı hamsiler. Fener'e geldi Türkiye'nin son liberosu da bordo-maviyi giyemedi son maçında.


Abdullah Ercan. Ogün'le aynı kader. Şampiyonluğa en çok yaklaştığı sezonda Fener'e frikik golünü atmıştı Avni Aker'de. Fener'den sonra GS'ye de getirdi milli takımdan hocası ama dikiş tutmadı. Sarı saçlarıyla kaldı akıllarda.

Ünal Karaman. Kaptanlık yaptı yıllarca. Avrupa'da farklı oynadı hep. Ama ona da yar olmadı son maçında o forma. Anakragücü'nde bırakanlardan.

Hüseyin Çimşir. Karadenizli ön liberoydu. Kontratı bitti,yenilenmedi. Belli ki Trabzon'da büyük takım olmayı kafasına koydu.

Hepsinin suçu aynıydı aslında. Sadece futbolcuları değildi takımlarının. Taraftarlarıydı, abileriydi, çoğu kaptanıydı, sorunları çözerlerdi. Ama sorun oldular. Yedek kulubesine bile oturamadan yolculandılar. Yerlerine doğuştan takım tutabilenler getirildi milyonlarca euro'lara. Ama onlara yaranılamadı. Parayı az buldular aylardır kontrat yenilemediler. Yukarıdakiler çoğu zaman boşa mukaveleye imza attı. Ama o zaman mukavele vardı. Kontrat profesyonel işi. Onlar amatördü. Başka formalarla poz verip numara yapmadılar, başkanlar şöförlük de yapmadı onlara. İstenmedikleri yerde de durmadılar. Gittiler adam gibi toplarını oynadılar başka kulüplerde. Kaypak değillerdi en azından.

Bizede dünya çapındaki yıldızlarımızdan abiliği, delikanlılığı beklemek kalıyor.


Yazı uzundu, yanlışlarımız varsa affola. Aralarından iade-i itibar yapılan olmuşsa da benim haberim yoktur, etkisiz olmuşdur zira.

Temmuz 05, 2009

Feder / Federer / Federest


Roger Federer üst üste 7. Wimbledon finalinden 6. şampiyonluğu çıkardı. Hem tüm zamanların en çok Grand Slam kazanan (15) oyuncusu oldu, hem de bir numaralı koltuğa yeniden oturdu.

Ferrari, Yespica & AtanalırSpor


Bundan 6 ay önce misafir etmişiz Aida Yespica'yı blogumuzda. O zaman görmediği rağbeti Ferrari transferi yüzünden görür oldu. Bütün bloglarda boy boy fotografları var hem de fütursuzca en nü haliyle. Biz yine aynı seviyede duralım, buradan daha önce yayınladığımız fotoları size sunalım...

Brooklyn Decker


















Related Posts with Thumbnails