Eylül 07, 2010

Büyük Başarı.

Sadece 2 maç oynanmasına rağmen büyük ihtimal Euro2012'ye gittik şimdiden. Azerilere ve Kazaklara puan vermeyip, kalacak Avusturya, Almanya maçları ve Belçika maçından 2 galibiyet çıkarsak grup ikinciliği garanti. Tabi asıl başarı bu değil. Asıl başarı takımlarında bile ilk 11'de oynamayan adamlarla kazanıldı bu maç.

2 maçta toplam 18 oyuncu oynadı milli takımda. Emre, Arda, Servet, Onur, Ömer, Hakan ve Selçuk İnan takımlarının sezon başından itibaren ilk 11'inde. Ama geri kalanlar için aynı şeyleri söyleyemiyoruz. Hatta Hamit ve Aurelio bu sezon hiç resmi maça çıkmamıştı. Tuncay sadece 1 kez oynadı, o da kupa maçı. İsmail Beşiktaş'ın yaptığı 9 maçın sadece 3'ünde ilk 11'de başladı, Nihat 5'inde. Kazım ve Selçuk Şahin sadece 1'er kez ilk 11'de çıktı Fenerbahçe'nin 7 maçında.

Sezon başı olması burada en büyük etken ancak sezon sonuna kadar Selçuk, Kazım, Hamit, Tuncay, İsmail, Semih, Mehmet Topal ve belki de Servet bu sıkıntıları çekmeye devam edecekler görünene göre. Soru şu, takımlarında yedek olan oyuncular milli takıma ilerleleyen maçlarda ne kadar faydalı olabilecek?


Yeni oyuncu bulunamazsa uzun vadede Milli Takım büyük sıkıntı çekecek gibi gözüküyor. Türkiye'deki yüksek yabancı sayısı, Milli Takım'a 3 büyükler dışından oyuncu almama ve aynı adamlara takılı kalma sevdası Hiddink'in önündeki en büyük engel olacak. Kendi de bu sıkıntıdan NTV'de bahsetmiş az çok. Hiddink'in yapması gereken en büyük hamle bu olmalı ama federasyon ve klüplerin baskısı altında ne kadar başarabilir bunu? Volkan Şen'i çağırmaması bile sorun olurken, formsuz bile olsa Tuncay'ı veya Nihat'ı çağırmaması tabir-i caizse infial yaratır.

Volkan Şen, Necip, Gökdeniz, Sercan, Ozan İpek ve Nuri Şahin ilk akla gelenler. Fransa'da oynayan Hasan bile alternatif haline getirilmeli. Takımdaki tek striker Semih'ti şu 2 maçta, sebebi de açık, 3 büyüklerin golcüleri yabancı. Anadolu takımları da bu sene yabancılara devredecek gibi. Umut Bulut, Sercan yedekleri oynuyor bu sezon.

Aşağıda bu sezon takımlarının resmi maçlarında kaç tanesine ilk 11 başladıkları listeli. Sakatlıklar ve cezaları çıkarsak yarı-yarıya yedeklerle 6 puan kazanmış gbi duruyoruz.
Arda 7/7
Servet 7/7
Hakan Balta 6/7
Emre 6/7
Onur 5/5
Selçuk İnan 5/5
Nihat 5/9
Gökhan Gönül 4/7
Ömer 3/3
Semih 3/7
İsmail Köybaşı 3/9
Halil 2/3
Sabri 2/7
Tuncay 1/4
Selçuk Şahin 1/7
Kazım 1/7
Aurelio -/-
Hamit -/3

O An #54

19 Haziran 2000. Kral Boudouin Stadı. Brüksel-Belçika.

Bursaspor Avrupa'da.

15 sene sonra Bursaspor Avrupa'da. 25 kişilik kadro UEFA'ya gönderilmiş resmen. Ve 4. Avrupa macerası başlıyor Bursaspor'un.
Tarihinde sadece 3 kez yer almış Avrupa'da Bursaspor. 1974/75 ve 1986/87 Kupa Galipleri Kupası ve 1995/96 Inter-Toto Kupası.
İlk katılımında, kupayı kazanan Dinamo Kiev'e çeyrek finalde kaybederek elenmiş, Kupa Galipleri Kupası'nda. Son katılımda da UEFA'nın kapısından dönmüştü, Inter-Toto Finali'nde.
Toplam 14 maçı var Bursaspor'un Avrupa'da. 6G 4B 4M. 19A 17Y.
1 İngiliz ve 1 İskoç eşleşmesi yaşanmış önceden. Eski Wimbledon ve Dundee UTD. İspanyol takımıyla ilk kez maç yapacak Bursaspor. 1 Fin, 1 Ukrayna, 1 Hollanda, 1 Belçika, 1 Yunan, 1 Alman, 1 Slovak, 1 İsrail eşleşmesi var. Bu eşleşmelerde, en farklı galibiyeti 4-0 ile deplasmanda Wimbledon, en farklı yenilgi Ajax'tan 5-0.
Ertuğrul Sağlam ise 1 sezon aradan sonra Avrupa'da. O'nun da 4.katılımı olacak bu sene. 1 Inter-Toto/UEFA, 1 UEFA ve 1 CL var mazisinde. Kayserispor'u Inter-Toto'dan UEFA'ya taşımış, Beşiktaş'a Liverpool 8-0'lık yenilgiyi tattırmış ve Metalist'ten 4 yiyerek Beşiktaş'tan ayrılmıştı.
22 maçta 12G 4B 6M. 33A 29Y. Galibiyetlerin çoğu ön eleme turlarında. En üst düzey maçları CL'de. 6 maçta 2G 4M var. 2G İnönü'de Marsilya ve Liverpool. Deplasmanda ise gol dahi yok. 3 maçta 14 gol yemiş Beşiktaş.

Bursaspor'u zor bir grup bekliyor desek de Valencia'nın David'leri satmış olması ve Rangers'ın her zamanki hali bizi ümitlendiyor. Ancak bana göre en büyük engel, Ertuğrul'un vizyonu ve Bursasporlu oyuncuların Avrupa tecrübesizliği olacak. Ertuğrul'un 'Ben yıldız oyuncu almam.' felsefesi Avrupa'da iş yapmıyor. Aynı sıkıntıyı Beşiktaş'ta da yaşamıştı. Higuainlarla, Tellolarla, Gordonlarla Avrupa'da bir yere kadar. Avrupa tecrübesi olarak oyunculara bakacak olursak, Ömer Erdoğan, Vederson, Ergiç, Kirita, Hüseyin, Ali ve Stepanov en tecrübeliler gibi duruyor. Diğer oyuncuların çoğu ilk kez çıkacak Avrupa sahnesine. 2 hafta sonra CL'de ilk kez 3 büyükler dışında bir takım sahne alacak. Hatta bu sene ilk defa İstanbul dışında bir CL maçı izleyeceğiz. Yüzümüzün akıyla çıkmak temennisiyle.

Eylül 05, 2010

Futbolun Bittiği An #27

Elano @FIBA2010


Senin Yerin Ayrı.




Etik ve Kayserispor


Dün Polat'a Atletico Madrid'in Arda hamlesini reddetmesine destek geldi Kayserispor'dan. Polat olayı yalanladıktan sonra tabi. Muhtemelen Kayserispor'un aklı hala Ali Turan mevzusunda kalmış, hesapta da intikam alacaklar. GS, gerçekten klüpten izin almadan Ali Turan'la görüştüyse, kıl olmakta haklı olabilirler ama olay sadece para ise, bu havanın sebebi nedir diye sormadan edemiyorum.
Web sitesinden mesajla Galatasaray'a etik ayarı vermeye çalışmışlar ki kendileri gerçekten çok etik bir yönetimdir. Zaten kulübün internet ağzı da pek seviyelidir.
Kayserispor'un etik olduğu bir kaç nokta, hatırladığım kadarıyla.
- James Troisi transferi.
- Andre Moritz transferi.
- Ali Turan'ın kadro dışı bırakılması.
- Bir yöneticinin Ali Turan'ın bonservisi ile ilgili GS ile dalga geçtim demesi.
- Mido'ya verilen ders
- Önder Turacı vakası.

Bayağı malzeme varmış. Daha da kim bilir neler vardır atladığımız. Neyse sorun Kayserispor'un bu pervasız hareketleri değil de, Galatasaray'da şu adamlara cevap ya da ayar verecek biri yok mudur arkadaş? Ha Ali Turan o dönem kaptandı da GS son gün teklif etti diyeyse bu hava, geçmiş olsun.

Bu arada artistik yapayım derken en azından Atletico'nun nasıl yazıldığını araştırsalarmış. Ya da asıl mevzu Atlatico'da mı gizli, biz atladık:)

Yeter Habertürk Yeter

Habertürk'ün saçmalamasına alıştık ama suyunu çıkartıyor bir müddettir, özellikle Galatasaray ile ilgili konularda. Son bomba Misimoviç'in Almanya'da verdiği röportaj. Röportaj Sport1.de'den.
Schalke mevzusu sorulmuş Misimoviç'e. O da 'Bu saatten sonra artık gidemem, gitmeyi de düşünebilirdim ancak olmadı, gitseydim, çok enteresan olabilirdi.' demiş.
Habertürk kanadında doğru çevirinin yanında, bir de 'Aslında Schalke’ye gitmek isterdim ama olmadı. Yapacak bir şey yok.' eklenmiş.
Orjinal röportajda sadece 1 cümle Schalke ile ilgili. İstanbul, Galatasaray ve Bosna ile ilgili sorular ve cevaplar var.
Başlık ayrı bir bomba, eklenen kısım demeç diğer kısımlar röportaj olarak geçiyor. Demeç diye bir durum yok sport1.de'de.
Her gün saçmalayan Habertürk'te, acaba Fatih Altaylı başkan mı olmak istiyor, yoksa birileri istiyor onlara kıyakçılık mı yapıyor çözemedim bu işi. Ya da Habertürk'ün işi gücü kalmadı, reyting mi arıyor?
Bir de herkesin şu atlamasına hastayım. Yorumlarda şov var. Bu röportjaların Lugano ve Lincoln'lü versiyonları da vardı bi dönem. Q7 ve Guti direk dergiye röportaj verince Onlara sallayamadılar demek ki.
Related Posts with Thumbnails