Aralık 10, 2010

L-A-T-E


Adnan Polat :" 4 transfer yapacağız"
Ertuğrul Sağlam :"2 transfer yapacağız"

resim: charlie/lost

Romantik Serseri


Aralık 08, 2010

Kaderin Cilvesi?



Türk Telekom Arena'nın açılış maçı Ajax'la. Ajax başında Rijkaard ile gelse. Anket De Telegraaf'ın.

Tecrübe Çok Eski Bir Yalan


Tüm ülke Bursaspor'un bu sonuçları alacağını geçtiğimiz Mayıs ayından beri tahmin ediyor az çok. Sebebi de sadece bize has olan kıvırtma mekanizması olan TECRÜBE. Bende burada zaman zaman bundan bahsediyorum bu tecrübeden. Peki nereden geliyor ve nereden kazanılıyor bu tecrübe?

İlk Cl'ye katılan takım Galatasaray. Manchester'a deplasmanda 3 gol atıyor ama tecrübesizlikten CL'de son maçta atıyor ilk golünü. 2.sene tekrar Cim-Bom orada sonuç pek farklı değil ama galibiyet var. O sene 'Tecrübesiz' ManU gençleri 4 tane çakıyor Galatasaray'a.

Sonra 'tecrübesiz' Fener gidiyor. 7 puan topluyor. Sonra Beşiktaş 6 puan.

Bursaspor'da Sercan-Volkan-Ozan üçlüsü dışında takımın neredeyse tamamı uluslarası bir çok maça çıkmış. Ömer-Ali-Insua-Stepanov-Vederson CL deneyimli.

Ama hep oyuncular-takımlar tecrübesiz. Gruptan çıkmak için gereken stratejiyi falan geçtim, takımına gol attırma becerisini bile sağlamayan hocalara kimse bir laf etmiyor. 12 maçta sadece 1 kez galip gelen Denizli'ye, 8 yiyen Ertuğrul Sağlam'a ya da her hangi başarısız bir hocaya tecrübesiz ya da bu işi bilmiyor diyen çıkmıyor. Zico çok dandik hocaydı da çeyrek finale taşıdı Fener'i tarihinde 2.kez.

2 gol 1 puan alan takımı neredeyse göklere çıkaracağız, son maçında o puanı alabildi diye.

Tecrübe bizim her zaman yaptığımız gibi başarısızlığa kılıf uydurma çabamızdan başka bir şey değil. Takım kötü olabilir, futbolcular maça çıkarken dizleri titriyor olabilir, oyuncular çok genç olabilir ama şampiyon olmuşsanız bunları da aşmış olmanız gerekmiyor mu? Bir şehire büyük takım gelsin diye mi katılıyoruz biz Avrupa Kupaları'na?

Alayınızın....


1 Puana seviniyorsak, vay benim ülkemin haline. Nerede Boliç, nerede Tello, nerede Davala. Teşekkürler Türk Futbolu. Nerede dünya kulüpleri, nerede Fatih Hoca, nerede Hakan Şükür, nerede ileriyi gören 3 büyükler, nerede Elano, nerede Stoch, nerede Guti. Bizi CL'de temsil edemeyen herkese teşekkürler.

Aralık 06, 2010

Kondisyon.

Maçtan önceki olaylar, Volkan'ın kırmızısı, sahaya dalan vatandaş gibi birçok tartışma konusu çıktı maçtan ama tarafsız bir gözle izleyince Bursa'nın kondisyonu bayağı bir dikkatimi çekti. Galatasaray-Bursa maçında pas geçmişiz ama Bursa'nın geçen seneki şampiyonluğunun ardında yatan en büyük gerçek budur herhalde.

Defansta doğru dürüst pozisyon vermemelerin ardında, çok iyi oyuncuların olmasından çok, adam kaçıranın, kaçırdığı adama yetişmesi yatıyor. Ya yetişiyor, ya da başka bir arkadaşı oraya geçiyor. Adamı kaçıran da o başka arkadaşının yerine geçiyor. Rakipler de maşaallah çok yavaş oynadıklarından, Bursa'nın eksiğini görmek için CL maçı bekliyoruz.

Geriye de düşseler, önde de olsalar, takım 90 dakika koşuyor. 10 kişi iken bile zor pozisyon verdiler. Zaten dönen toptan geldi gol. Bu da defansın kalitesini ortaya çıkarıyor. Ama bizim lig 60 dakikalık maçlardan oluştuğundan, Bursaspor iyi gibi gözüküyor. Maçın sonlarında yakalanan kontra atak şansında Beşiktaşlı yorgun futbolcuların düştüğü hali gördük.

Beşiktaş çok önemli 3 maçı 1 hafta içinde oynamış da olsa, maçın başından sonuna koşan, mücadele eden Bursa'yı da kutlamak gerek. 3 büyüklerin bir kaç yıldır düşen mücadele gücünü de bize göstermiş oluyor Bursaspor. Sivasspor da benzer bir savaşçı takımdı, kendileri gibi mücadele eden Belediye'ye yenilip belki de şampiyonluğu kaçırmışlardı.

Avrupa'da kondisyon yetmiyor elbet, sonuçlar ortada. Hem çabuk oynayan, hem de biraz yaratıcı takımlar, sadece koşan takımları hallaç pamuğu gibi atıyor. Çok akıllı iseniz, topu koşturursunuz, kendiniz fazla yorulmasınızda olur ama bu topraklar, o oyunu anca TV'de görür.

Aşağıda STSL (sol-üst), La Liga (sağ-üst), Premier (sol-alt)ve Serie A (sağ-alt) gol dakikaları var. Son 15 dakikalarda gollerde ciddi farklar var. İlk kare bizim lig ve ilk 15-son 30-son 15 dakika arası pek fark yok. Diğer liglerde son 15lerde dayanamayan takımlar golü görüyor kalesinde. Biz de ise Bursaspor, bırakın son 15 dakikayı, 2.yarıda yediği tek golü Beşiktaş'tan yiyor 15.haftada. Diğer 3 ligin 38 maç yaptığını düşünürsek, biz de 20 takıma dönersek, ne dökülür takımlar, Allah bilir.


Premier'deki bu aşırı son dakikacılığı pazarlamaya bağlayasım geliyor. Kime sorsanız, 'dün bi maç izledim, son 5 dakika acaipti' lafını duyarsanız. Eğer bunu NBA'e benzer bir pazarlama politikası olarak hazırlamışsa, Premier League Yönetimi'nin ellerinden öperim, net. (NBA'deki, 3 sayı atılmasın, heyecan kaçıyor stratejisi gibi bir showbiz mantığı olabilir mi?)

Aralık 05, 2010

Harry Kewell.


3-4 hafta önce, sakatlıktan yeni çıktığı dönemde, Hagi'nin göndereceği adamların içine kondu, medya tarafından. Ama son Beşiktaş maçında Cenk'in yardımıyla gelen gol sanki Kewell'ı ayağa kaldırmış. Dün gece de golü, pozisyonları hatta son golde Hakan Balta'ya gidip, kendilerini bu hale getirenlerin başlarından birini kutlayabilecek kadar da delikanlı.

Delikanlılık ülkesinde, kaptan herkesle takışırken, bir yabancı da tam tersine herkes ile kucaklaşıyor. Zaten takımın saha içi lideri gibi davrandı dün akşam, direktifler hep O'na verildi. Dün geceki maç bir göstergeyse, bu takımdan son gidecek 2 adam Kewell-Neill'dir.

Related Posts with Thumbnails