Ekim 03, 2009

Revna Yıldırım'la Toshack Geçiyor


Digiturk Plus'ın birkaç nimetinden biri bu geri sarabilme, durdurabilme. O sayede foto aldım ve muhtesem bir pozlama oldu. Bütün kapalı elleri kolları sallayıp "Demirören Yeter" diye bağırırken, başkanın karısı Revna Demirören tempo tutmaya başladı. İzleyenler anımsayacaktır; O an aklıma gelen sahne, Ferhan Şensoy'un Pardon'unda hapishane müdürü Zeki Alasya'nın "Insanlık onuru işkenceyi yenecek" sloganına gobegine vurarak eşlik etmesiydi...

Rodos'tan Karşıyaka'ya




"Çocuklarım beni özlemiştir. Kaç gündür el kapılarındalar. Kim bilir ne kadar canları sıkılmıştır. Elimizden geldiğince çabuk hazırlanıp İzmir'den Karşıyaka'ya taşınalım" dedi.
Daha taşınmamıştı bile... Ne çabuk Karşıyakalı olmuştu Nuran.
Karşıyakalılar için ilçeleri dışında çıktıkları İzmir'deki her semt ve ilçe, İzmir'di nedense...
( Karşıyakalılar için karşı taraf hep İzmir olduğundan Karşıyakalılık buradan doğarak ayrıcalık kazanmıştır. İzmir'in karşı yakası Karşıyaka... Aynı zamanda İzmir'İn sayfiyesi Karşıyaka'ya, denize girmek ve piknik yapmak için vapur dolusu insan, her haftasonu gelirken onlar çalışmak, okumak ve önemli ihtiyaçlar için İzmir'e gidenlerin dışında, fuar zamanları İzmir'e inerlerdi. Öyle tabir ederlerdi... İzmir'e inmek... Nedense... Herhalde Karşıyaka'dan vapura binip İzmir'de indikleri için. Bu ilçede her türlü ihtiyaçlarını karşıladıklarından İzmir'e inmeleri çok sık olmuyordu)


Rodos'tan Karşıyaka'ya 1685 Sokak
Zühal İzmirli / Yücel İzmirli
Neden Kitap Yayıncılık

Hayatı Iskalama Luksun Yok Senin


Bir aşk için yapabileceğin herşeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun.
Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.
Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin... İki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz.
Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın. Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu.
Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?
Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki....
Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor. Kitap okurken de mutlu oluyorsun Unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası....
Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir. Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu.
Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik
bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...

Nazım Hikmet

Demedim mi? #2

Oraya gitme demedim mi sana?
Seni yalnız ben tanırım demedim mi?
Demedim mi bu yokluk yurdunda hayat çeşmesi benim?

Bir gün kızsan bana, alsan başını yüzbin yıllık yere gitsen
Dönüp kavuşacağın yer benim demedim mi?

Demedim mi şu görünene razı olma
Demedim mi sana yaraşır otağ kuran benim asıl.
Onu süsleyen bezeyen benim demedim mi?...

Ben bir denizim demedim mi sana.
Sen bir balıksın demedim mi,
Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın.
Senin duru denizin benim demedim mi?

Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan benim,
Senin kolun kanadın benim, demedim mi?

Demedim mi yolunu vururlar senin,
Demedim mi tövbeni bozarlar senin.

Oysa senin ateşin benim, sıcaklığın benim demedim mi?
Onu süsleyen bezeyen benim demedim mi?

Ben bir denizim demedim mi sana.
Sen bir balıksın demedim mi,
Demedim mi o kuru yerlere gitme sakın.
Senin duru denizin benim demedim mi?

Kuşlar gibi tuzağa gitme demedim mi?
Demedim mi senin uçmanı sağlayan benim,
Denin kolun kanadın benim, demedim mi?

Demedim mi yolunu vururlar senin,
Demedim mi tövbeni bozarlar senin.

Oysa senin ateşin benim, sıcaklığın benim demedim mi?

Ekim 01, 2009

3 sene sonra ilk galibiyet.


17.10.2006 CSKA Moskova 1-0 Arsenal
Şampiyonlar Ligi'nde son CSKA Galibiyeti. Arada oynadığı 10 maçta sadece 2 beraberliği var CSKA'nın.O beraberliklerden 1'i de 2007-08 sezonunda Fener'den. Geçen sene de UEFA'da olduğundan tam 3 sene sürmüş CSKA'nın CL orucu. Ve o takıma yenilebilen son şampiyonumuzu tebrik ederiz.

Yine matematik.


'Önümüzde 12 puan var.' Mustafa Denizli.
Yine matematiğe başvurdu Denizli. Cm oynar gibi kafadan hesap yapıyor. 8 maçta 8 mağlubiyet CL'de. Son 4 maçta da mağlup Beşiktaş. Her alanda patlak. Tabata kenarda. 1 gol var maçlar sonra. Hala neyin puanı. Adamlar Manchester'da çatır çatır top oynadılar. Seni bırakacaklar mı bu kafayla.

İlker Yasin ve Futbol


Dün akşamı Mustafa Denizli'den de, Nihat'tan da fazla piç eden İlker Yasin'e burdan teşekkürü bir borç bilirim. Ulan allahsız madem GS maçı var diye Istanbul'da kalacaksın yolla bari Emre Tilev'i, o yerinde anlatsın bari maçı. Bak ne diyorum... Emre Tilev'e bile razıyım diyorum, ben diyorum. Ne pis adammışsın be mübarek. Murat Murathanoğlu evden göbeğini kaşıyarak daha güzel anlatırdı. Maçı bırakıp dizi açanlar varmış düşünün...


Yıllar önce Kadıköy'de stad çıkışı demirlerin arasından çıkarttığı kroşe ile sana imzasını atan F.B.'li kuzenim Ahmet'e burdan selamlarımı yolluyorum. İleri görüşlü adammışsın Ahmet bilememişiz değerini. 15 sene önceden görmüşsün herşeyi...

7 kelimeyle Rijkaard.


'Tevazu, heyecan, disiplin, bilgi, birikim, strateji ve insanlık.'

Mustafa Sarp'ın Tam Saha Röportajından. Hoşuma giden diğer cevap,

Galatasaray'da 16 numaralı seçmenin özel bir nedeni var mı?
'Bursaspor takımına, taraftarlarına, renklerine ve şehre duyduğum sevgi nedeniyle 16 numarayı seçtim.'

Gün Olur Devran Döner.

Lucescu'nun ilk senesinde bizi hasta etmişti bu takım. Avusturya'da son UEFA Şampiyonunu 3-0 yenmişti, İstanbul'da da 2-2'lik beraberlikle gruptan lider çıkmıştı. Hatta İstanbul'daki maçın son dakikalarında Rangers-Monaco maçı da 2-2 bitmesini beklerken karşılıklı paslaşmalar yapılmıştı vakit geçirmek için. Nitekim o maç da 2-2 bitince Galatasaray ve Sturm Graz elele bir üst tura çıkmıştı. Sturm orda takılmış, biz çeyrek finalde Real'le eşleşmiştik. Bugün Eskişehir maçının üstüne bir galibiyet isteriz artık. Bugün de kazanırsak rahatlarız iyice grupta.


Klüpte maç için atkı yapmış resimde görüldüğü üzere.

Eylül 30, 2009

Kaset ile Büyümüş Nesil : Biz ...


Bu yazının sporla ya da futbolla yakından uzaktan alakası yoktur ama paylaşmak istedim... Anlayan çok şey anlar :..

Dağılan muhabbeti toparlamak amacıyla sorduğum "Ne konuşuyorduk biz hocu?" sorusunun cevabı olarak, "1 sn" yazıp msn penceresinde yukarı ilerledi, konu dağılmadan önce yaptığım konuşmanın son satırını "paste"'ledi ekrana. Bir diğeri "Abi dedi bu şarkının dördüncü dakikasında giren melodi çok güzel". Winamp'a tıkladı, ilerletti şarkıyı, dördüncü dakikaya. Ötekisi "Bu filmin en çok bu sahnesini seviyorum" dedi, filmin ismine tıklayıp, sevdiği sahneye ilerledi bir çırpıda. Sonuncusu ise "Biz yeniden başladık" dedi, eski kız arkadaşını kastederek, itiraz edecektim, ama ilişkinin bozulmaya başladığı andan başlatmışlardı ilişkiyi. Onlar başa sarma, ileri alma lüksü olan nesildi. Kıskandım.

Plakları olan nesil şanslıydı, cd'leri olan nesilde şanslıydı. Biz kasetleri olan nesil arada kalmıştık. Hiç bir zaman istediğimiz şarkısından başlayamadık dinlemeye bir albümü. İlkel çözümlerimiz vardı tabi, istediğimiz şarkıyı bulmak için ileri alır, durdurur dinler, tekrar ileri alır, durdurur dinler, bunu sevdiğimiz şarkıyı bulana kadar yapardık. Fakat bir daha dinlemek istersek o şarkıyı, tekrar deneme yanılmalara girmemiz gerekirdi, bu sefer başa sararken, ki albümü baştan sona dinlemek daha az zahmetliydi.

Biz bu yoksunluklarımızdan; İyi bir şarkı için tüm albümü dinlemeyi, iyi bir sahne için tüm filmi izlemeyi öğrendik.

İlişkilerimizde böyle gelişti. Sevdiğimiz tek bir yönü için tümüyle kabullenebildik başkasını. Sevdiğimiz bir şeyi yakalamanın zor olduğunu bildiğimiz için, değer verdik fazlasıyla. Sevmediğimiz şarkılara da tahammül etmek zorunda kaldığımız için, bağlandık, alıştık, kabullendik karşımızdakini olduğu gibi. Hiç bir zaman başa sarmadık, hiç bir zaman sıkılıp, ileri atmadık.

by experimental @ uludagsozluk

Chelsea vs Liverpool Sinemalarda



Kelimeler kifayetsiz kalıyor, yalnızca izleyin...

Eyyam Heryerde




"Futbol Heryerde" mottosundan yola çıkıp türevlemesi kolay bir başlık. Busacca'nın parmağına inat, hakemlerin konuşulduğu tek ülke değiliz. Bu kadar konuşulduğu tek ülkeyiz. Başlıkta ısrar ise baki. Malum takipçiler biliyordur geçen haftaki 1-1lik Psg Lyon maçını. Giuly'nin ilk yarı attığı (bana da temiz gözüken) golden sonra devre arası Lyon başkanı hakem Fredy Fautrel'in odasına gider. Pozisyon hakkındaki düşüncelerini söyler ve Lyon 85. dakikada (aynı yan hakemin önünde) alenen ofsayt bir gol ile beraberliği kurtarır. Ne iş? Lyon başkanı da mı 3 yıl şampiyonluk sözü verdi acaba?





Brazil U-17


Önümüzdeki ay Nijerya'da düzenlenecek olan u-17 Dünya Kupası için kadrolar açıklanmaya başladı. Tabi ki gözler 3 kez bu kupayı kazanan Brezilya'nın üstünde. Buyrun potansiyel yetenek avcıları. Size para edecek sabi sübyan listesi. Parantez içindeki takım isimlerinin hepsine kanmayın, çoğu yaş haddinden ayrılamıyor. Mesela Dodo ile Coutinho'nun haklarını çoktan -sırasıyla- ManU ve Inter kaptı. Wellington ise her an Arsenal'e imzalayabilir. Elinizi çabuk tutun...


Goleiros: Luís Guilherme (Botafogo), Alisson (Internacional) e André (Corinthians).
Zagueiros: Gerson (Grêmio), Sidimar (Atlético-MG), Romário Leiria (Internacional) e Guilherme (Atlético-PR)
Laterais: Crystian (Santos), Romário (Vitória) e Dodô (Corinthians).
Meio-campistas: Elivelton (Santos), Carlão (São Paulo), João Pedro (Atlético-MG), Wellington (Fluminense), Philippe Coutinho (Vasco), Zezinho (Juventude) e Neymar (Santos).
Atacantes: Willen (Vasco), Felipinho (Internacional), Geovani (Internacional) e Wellington Silva (Fluminense).

Eylül 28, 2009

Real Mardin


Endüstriyel futbolda son nokta.
foto komikaze.net'ten.

Elektrik Kesintisi


Volkan Twente maçı için elektrik kesintisi oldu. Bu gruptan çıkacağız demiş. Aman Volkan şu gruplarda bir daha elektrik kesintisini bırak voltaj düşüklüğü bile yaşamayalım da biraz ülke puanı biriktirelim. Sonra eziyet çekiyoruz saçma sapan ön eleme turlarında.

Roman Kosecki


kosecki kosecki
bitmez ona taraftarın sevgisi
ne yalman ne adnan
bizde yokuz kosecki sen olmadan

Maçın en güzel hareketleri.


foto:ntvspor.net
Diğeri de Youla'nın Türkçe konuştuğu sahnelerdi ama onun fotosunu bulamadım. Evet abijimm:)

Beklenen An Geldi Sonunda



Herkesin beklediği Galatasaray'ın puan kaybetmesi gerçekleşti ve içlerindeki teknik direktörler uyandı. Herkes bir anda Rijkaard'dan daha kariyerli olduklarını hatırladılar, taraftarlarda aslında birer teknik direktör olduklarını. Gerçek hayat farklıdır cm'den fm'den, B planı diye birşey zordur futbolda o yüzden Eskişehirpsor yaparken Galatasaray yapamaz. Real, Juve, Barça kaç kere yapmış? Futbol aşırı derecede hayata benzer deriz, hayatta kaç kez B planı uygulanmışız? Başarısızsanız veya eksikliyseniz riske girip uygularsınız B planını acil çözüm olarak. Galatasaray zaten önüne geleni yenmiş, Eskişehir'e puan vermemek için sistemle oynamadı adamda. Maçtan sonrada açıkladı zaten değiştirmediğini. Demek ki biliyor o da değiştirmesini. Bu eleştirileri yapanlar sadece yorumcu olsalar birşey demem ama hoca-yorumcularında zamanında neler yaptığını da hatırlıyoruz.
Üzüldük tabi seri bozulmasınada, evde puan kaybedilmesine de ama belki son birkaç maçtır görünmeyenleri görmemizi sağlar. Bize sağlar tabi. Kazanılan her maçtan sonra oh be ne güzel oynadık diyen bir teknik direktör modeli yok daha dünyada.
Related Posts with Thumbnails