Aralık 23, 2010

Hala Madrid*


Sene 1996. Önceki 2 sezon üst üste Deportivo son maçlarda şampiyonluğu kaçırmış, Barça-Real hegamonyasının 11 yıla çıkmasını engelleyememişti. 96'da ise Real-Barça'yı zorlayan İspanyol Anadolu Takımlarından biri Atletico Madrid, Deportivo'nun hırpaladığı devleri geçmiş ve şampiyon olmuştu. 19 sene sonra sonra gelen şampiyonluk Atletico'ya ağır gelmiş, 4 sezon sonra Hasselbaink'in gol krallığına rağmen küme düşmüşlerdi.

Sene 2000. Atletico sonrası kısmen toparlanan 2 dev 3 sene daha şampiyon olmuş ama bu kez de Deportivo'ya geçilmişlerdi. Irureta'lı Deportivo'nun yanına, Benitez'li Valencia girmiş 31 yıl sonra bir yıl arayla 2 şampiyonluk yaşamıştı.

Bosman kuralının çıkmasının ardından yabancılara saldıran 2 dev ise olaya küçükler kadar hızlı adapte olamamıştı anlaşılan. O yıllarda İtalyan 3 büyüklerinin Lazio-Roma'dan darbe almalarına da şahit olmuştuk. Sadece kendi ülkelerinde değil Avrupa'da da yarı-finaller, finaller peş peşe gelmişti, tecrübesizliğe rağmen.

Ancak ne olduysa ondan sonra oldu. Son Valencia şampiyonluğunun ardından 3.lere 15-1-5-8 ve en son 25 puan fark attı Real-Barça ikilisi. Araya sadece 1 kez Villareal girdi, Rijkaard'ın son yılında. Bu sezon daha 16 hafta oldu ama aradaki fark şimdiden 8. İtalya'da da o şaşalı yılların ardından borç batağında iki klüp artık Lazio ve Roma.

Bosman'dan önce Avrupa'yı titreten Parma, Dortmund, Ajax, kendi evinde yenilmeyen Göteborg, Premier'in ilk ve tek sürprizi Blackburn Rovers, düşüşü en keskin yaşayan Leeds United. Hepsi Bosman Kuralı'nı, hayata geçiren 2 bayan delegenin bizden aldığı takımlar.

Dünyada kim ne için eşitlikten bahsederse bahsetsin, kısa bir dönemden sonra eşitliğin büyükten yana aşırı bozulmasına engel olamıyor ya da olmamak için tüm bu yasalar,kurallar konuyor. O dönemde yeni takımlar geliyor diye sevinirken, sonunun bu olacağını kimse tahmin etmiyordu sanırım. Son geldiğimiz nokta 2-3 hafta arayla hem Barça, hem Real aynı ligde oynadıkları takımlara 8 atıyor ama biz 8-0'lara değil de 1-0'lara daha çok şaşırıyoruz.

Demem o ki, bizde de çok benzer olaylar yaşanıyor. Kocaeli, Antep derken, birdenbire Sivasspor çıkageldi önümüze. Büyükler akıllanır dedik bu kez de Bursa tarih yazdı. Şimdi de Trabzon yıllara meydan okuyor. Aradaki fark 10 sene önceki 2.sınıf Avrupa takımları Avrupa Kupaları'nda şov yaparken, bizim rekabetimiz sadece ligimizle sınırlı. Ligimizin yeni liderleri Avrupa'ya, galibiyet almadan veda etti bu sezon. O kadar da olsun. Avrupa'nın 6.ligiyiz, üstten biri gelince kımıldayamıyoruz.

Büyüklerdeki yönetim hataları devam ededursun, bir kaç seneye bu geçici devrim sona erecek ve elbet büyükleri 'düzgün' yönetecek birileri çıkacak. Ülkedeki sporseverlerin %95'inin 3 büyüğü desteklediğini düşünürsek, bu tez bir gün gerçekleşecek. Bizde şu an İspanya'da yaşananlar ya da 10 sene önce Türkiye'de de yaşananlar gibi ilk 3'te sadece 3 büyükleri göreceğiz. Bugün önüne gelene içeride-dışarıda ezilen İstanbullular da, yeri geldiğinde rakip olarak gördükleri! ancak son bir kaç senedir bir türlü karşılaşamadıkları 'Avrupa Dev'leri gibi 8'lere başlayacaklar.

Çok absürd bir hayal gibi gözükse de, olacağı bu. 8 olmaz 4-5 olur ama ağır olur. Ekonomik gerçekler, güç dengeleri, nüfuzlu muhteremler ve kaçınılmaz kurumsallaşma, geleceği gösteriyor. Ülkesinde bu kadar desteklenen başka hiç bir kulüp yok Avrupa'da. (Zaten bizim kadar bir nüfus da yok.) Ellerindeki gücü farkeden birileri çıkınca da vay halimize. Sıradanlaşma başladığında tüm sene sadece 6 maçı bekleyeceğiz, diğerleri o maçlara hazırlık maçı olacak.

*Hala Madrid= Yürü bre Madrid.

2 yorum:

Salih Çalışkan (ePHe) dedi ki...

Peki ispanyadaki bu 2 linin başarısını sadece bosman kurallarına bağlamak mantıklı mı?

Barçanın altyapıya ektiği tohumlar filizleniyor. Daha epey bir sürede filizlenecek belli ama hasat hep bu kadar verimli olur mu bilemem.

Real Madrid zaten iyi oyuncular = iyi imaj o da eşittir çok para mantığında.

İngilterede ki büyüklerin kimlerin elinde olduğu belli.

Bosman değil, çok para... Sorun orada. Eğer varsa tabi.

Metonet dedi ki...

sadece bosman değil elbet. barça'nın altyapısının çıldırması, ajax'ın altyapısının çökmesi de var işin içinde ama;
Zidane-Figo-Beckham-Roberto Carlos-Emerson-Nistelrooy,
CR7-Mesut-Di Maria-Marcelo-Pepe-Carvalho-Benzema-Higuain,
Van Der Vaart-Sneijder-Huntelaar-Robben-Drenthe-Pepe-Higuain-Gago-Diarra'lar,
Sneijder-Milito-Eto'o-Cambiasso-Stankovic-Samuel-Lucio'nun aynı takımda oynama şansı olmayacaktı.
Farklı takımlara bölünmek zorunda olacaklardı.
Eskiden hatırlarsan;
Koeman-Stoitchkov-Romario ya da Van Basten-Gullit-Rijkaard 3leme olurdu.
Geçen sene Materazzi dışında Inter'in final kadrosunda İtalyan yok.
Yabancı sınırı Bosman kararlarının 2.aşaması. Avrupa Anayasasıyla ilişkili. O kararlar hayata geçmese yabancı sınırları sapıtmayacak, paraya da bu kadar ihtiyaç olmayacaktı. Rekabet daha dengeli olacaktı.
Belki yine Barça şu anki durumunda olurdu ama Avrupa'da 4-5 yerine belki 10-15 takım sayabilecektik.
Bizde de tahminen 2-3 seneye yabancı sınırı kalkacak, maddi olarak güçlü olan 3 büyükler komple yabancıya yatırım yapacak(şu an bile altyapıyı düşünen yok) ondan sonra da uçurum eskiden olduğundan daha fazla açılacak.

Related Posts with Thumbnails