Eylül 25, 2009

Frank'in Teknik Direktörlük Geçmişi


İlk geldiğinde Barcelona ve Hollanda Milli Takım'ındaki başarıları göz ardı edilip Sparta'yı küme düşürmesi ve Galatasaray'ın Barcelona olmadığı konuşuldu oldukça bir süre. Hala da emin olamayanlar veya emin olmak isteyenler mevcut. Şöyle az biraz araştırınca bayağı ciddi bir geçmişi varmış aslında abinin. Enteresan başarıları ve ödülleri de.
Hollanda Milli Takımı'nda Koeman ve Neeskens ile birlikte Guus Hiddink'in yardımcılığını yaptıktan sonra 1998'de takımın başına geçmiş. Euro 2000'de yarı finalde İtalya'ya penaltılarda elenerek veda etmiş kupaya. Kupanın ardından istifa etmiş hemen.
2001-02 sezonda Sparta Rotterdam'ın başına geçtikten sonra klübü tarihinde ilk kez küme düşürmüş. Sparta ülkenin en eski profesyonel futbol klübü. Ardından işine son verilmiş.
2003'te Laporta'nın başkan seçilmesi ile Barcelona'nın başına geçiyor Rijkaard. Başlangıç pek iç açıcı değil. İstikrarsız sonuçlar 5-1'lik Malaga mağlubiyeti ve Nou Camp'ta Real'e 2-1 kaybetmesi taraftar tarafından istenmeyen adam ilan edilmesini sağlıyor. Laporta'nın sabrı ile o sezon 2.liğe kadar yükseliyor Barcelona. UEFA'da 4.turda Celtic'e kaybediyor aynı sezon.
Bir sonraki sezon şampiyonluk geliyor. Şampiyonlar Ligi'nde Mourinho ile ilk eşleşmesinde kaybediyor Rijkaard 2.Turda. Ertesi sezon Şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi dublesi geliyor. 2.Mourinho eşleşmesinden galip ayrılıyor bu sefer Rijkaard.
2006/07'de Ronaldinho, Eto'o ve Deco'nun sorunları ve Real'e Capello'nun gelmesi takımın şampiyonluğuna mal oluyor. Avrupa'da da 2.turda eleniyor Liverpool'a.
2007/08'de sorunların sürmesi ile yolları ayrılıyo Rijkaard ile Barcelona'nın. 1 Şampiyonlar Ligi, 2 La Liga ve 2 İspanya Süper Kupası bırakıyor müzeye. Bir de Messi. Gerçi o dönem de kim hoca olsa Messi altyapıdan çıkacaktı elbet ama Messi'nin Rijkaard için söylediği 'Ona çok şey borçluyum. Bunu şöyle ifade edeyim. Onun için bir yerimi yaralasam, acıyı hissetmem.' sözleri A Takıma çıkarmaktan fazlasını yaptığını gösteriyor. Takımı bıraktıktan sonra takımın bu derece başarılı olmasında payı vardır elbet ama ne kadardır o kısmı bilinemeyecek hiçbir zaman.
Bir sezon boşluktan sonra Haldun Üstünel diye biri takımının hocasından memnun olmayacak ki Ocak'09 da onu takımın başına geçirmek için uğraşmaya başlıyor. Milan'a gidecek, City'ye gider derken tatilinizin en güzel yerinde Galatasaray'ın başında görüyorsunuz.

İlk başta spor yorumcularımız memnun olmuyor pek. 3'er, 5'er senelik şampiyonluk sözlerinin uçuştuğu bir dönemde, söz vermeyen birileri inanılmaz bir vizyon örneği göstererek 2 sene önce Şampiyonlar Ligi'ni almış bir hocayı, kasasında para olmamasına rağmen getiriyor, 4 senede yaptıklarının sonraki 9 senede yapamayan takımının başına ve 9 senedir acı çeken bir taraftar topluluğu artık, özellikle geçen sezon ki fiyaskonun ardından koltuğuna kurulup zevkle izliyor bu adamı, yardımcılarını. Futbol da son yılların en iyisi olmasına rağmen 3 atılan bazı maçlarda bile oyuna mırın kırın edilerek. 13 maç 11 galibiyet 2 beraberlik ve alışık olmadığımız bir rotasyonla emin adım ilerliyorlar aslanlar.
Sonuçta Rijkaard'ın bir Sparta örneği var ama, unutmayalım Terim'in de kötü birer Göztepe ve Ankaragücü maceraları vardı, UEFA'yı getirdi. Demek ki iyi arabayı iyi kullananın, kötü arabayı da iyi kullanacak diye bir şartı yok.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails