Uzun süredir bu düşünce içerisindeydim ama sadece fazla hassas düşünüp ince elediğimi sanıyordum. Ama artık gerçekten emin oldum. Bursaspor'da yüksek dozda bir Beşiktaş düşmanlığı, buna paralel yoğun bir saplantı yaşanıyor. Bunu gerçekten sempati ya da antipati amaçlı dile getirmiyorum. Yavaş yavaş kronik bir vaka haline gelmiş bir sorunu gözler önüne seriyorum. Bursaspor'u çalıştıran hocalara bir göz atarsanız ya eski Beşiktaşlı (bkz: Samet Aybaba) ya da Beşiktaş kökenli ( Güvenç Kurtar ) olduğunu rahatça görürsünüz. Daha da önceleri Gordon Milne bile geçti bu takımın başına. Hatta John Benjamin Toschak'tı ismi anılan hocasız dönemlerde. Beşiktaşlı'yı alıp Beşiktaşlı'yı çatlatmaya çalışmak heralde bu projenin adı ama ne maya tutuyor ne de amaca ulaşılıyor. Bu fakir zihniyetin son mahsülü de Ertuğrul Sağlam oldu. 500 taraftar eşliğinde attığı imza ile Bursa'nın başına geçen Beşiktaşlı. Kimbilir belki bu sefer maya tutar. Ama tutarsa da bu maya kredi tamamen Ertuğrul'a gider. Çünkü bu eksik zihniyet başarılı kalıcı bir proje yaratabilecek gibi durmuyor. Yaratamadıkça da bu şekilde ne uzalır ne kısalır Bursa. Borç içinde yüzüp ya zenginler elinde vaatler altında oyuncak olur ya da asansör olur...
2 yorum:
Maya ve Bursa kelimeleri aynı cümle içinde ilginç duygular uyandırıyor bünyede :))
Ah Bursa ahhh!..
Sen adam olmazsın.
Yorum Gönder