Trabzonspor'un Hırvat futbolcusu Hrvoje Cale, Yugoslavya'nın dağılmasıyla sonuçlanan Sırp-Hırvat savaşının başlamasına neden olan Dinamo Zagreb-Kızılyızdız maçını kaleme aldı.
Cale, maçta güvenliği sağlayan ve Zagreb taraftarlarını döven Sırp polise, öfkelenen efsane Hırvat oyuncu Boban'ın tekme atmasıyla başlayan ve sokaklara taşan olaylar nedeniyle savaşın başladığını belirterek, ''O maç keşke hiç oynanmasaydı'' dedi.
Cale, maçta güvenliği sağlayan ve Zagreb taraftarlarını döven Sırp polise, öfkelenen efsane Hırvat oyuncu Boban'ın tekme atmasıyla başlayan ve sokaklara taşan olaylar nedeniyle savaşın başladığını belirterek, ''O maç keşke hiç oynanmasaydı'' dedi.
Bordo-mavili takıma sezon başında Hırvatistan'ın Dinamo Zagreb takımından transfer ettiği Cale, Trabzonspor Dergisi için kaleme aldığı yazıda, savaşın başladığı 1990 yılında kendisinin 5-6 yaşlarında olduğunu belirtti.
Milli futbolcu, 13 Mayıs 1990 tarihinde Dinamo Zagreb ile Kızılyıldız'ın karşılaştığını hatırlatarak, ''Yugoslavya'nın dağıldığı dönemdi. Yugoslavya dağılırken, kendi içindeki her grup bağımsızlığını isterken, Sırplar, kendilerinin hakim olduğu Yugoslavya'nın devamından yanaydılar. Tam da tartışmaların alevlendiği zamana bu maç denk geldi. Bu maç bana kalırsa hiçbir zaman oynanmamalıydı'' ifadelerini kullandı.
Karşılaşmada, Belgrad'dan gelen Kızılyıldızlı taraftarların çıkardığı olayların Sırp-Hırvat savaşının ve Yugoslavya'nın dağılmasının başlangıcı olduğunu savunan Cale, şöyle devam etti:
''Maçta polis ile yaşanan atışmalar kavgaya dönüştü. Kızılyıldızlı taraftarlar, Dinamo Zagreb taraftarlarına küfür etmeye başladılar. Karşılıklı tribünlerde oturan taraftarlar tahrik olunca, aradaki bariyerler kırılarak aşılmaya çalışıldı. Güvenlik güçlerinin çoğu o gün Sırplardan oluşuyordu ve kalabalık Zagrebliler, sahaya girmeyi başarmıştı. Doğal olarak da Sırp polisler ve Hırvat taraftarlar arasında büyük bir kavga çıkmıştı. Polis, Dinamo Zagreb taraftarlarına saldırırken, futbolcuları da büyük öfke kaplamıştı. En çok öfkelenen efsane futbolcu Boban, bir anda öne atlayarak Sırp polise tekme ve yumruk attı. Boban'ın bu hareketi onu Hırvatistan'da ilah durumuna getirdi.''
''Maçta polis ile yaşanan atışmalar kavgaya dönüştü. Kızılyıldızlı taraftarlar, Dinamo Zagreb taraftarlarına küfür etmeye başladılar. Karşılıklı tribünlerde oturan taraftarlar tahrik olunca, aradaki bariyerler kırılarak aşılmaya çalışıldı. Güvenlik güçlerinin çoğu o gün Sırplardan oluşuyordu ve kalabalık Zagrebliler, sahaya girmeyi başarmıştı. Doğal olarak da Sırp polisler ve Hırvat taraftarlar arasında büyük bir kavga çıkmıştı. Polis, Dinamo Zagreb taraftarlarına saldırırken, futbolcuları da büyük öfke kaplamıştı. En çok öfkelenen efsane futbolcu Boban, bir anda öne atlayarak Sırp polise tekme ve yumruk attı. Boban'ın bu hareketi onu Hırvatistan'da ilah durumuna getirdi.''
Zagreb'in meşhur taraftar grubu Bad Blue Boys ile polis arasındaki kavganın büyümesiyle sahaya küçük kaya parçalarının atılmaya başlandığı anlatan Cale, ''Maçın oynanamayacağı anlaşılınca, maç iptal edildi. Statta büyüyen kavga caddelere sıçradı. Savaş alanına döndü sokaklar. Ben küçüktüm, ancak hikaye hep böyle anlatılır. Bu durum savaşın tetikleyicisiydi. Bugün dahi konuşulurken Hırvatlar, 'Sırplara karşı benliğimizi ortaya koyduk' diyerek bununla gurur duyarlar'' ifadelerini kullandı.
-''TARAFTARLAR SAVAŞA GİTTİ''-
Savaşa Bad Blue Boys taraftarlarının birçok mensubunun da gittiğini belirten Cale, şöyle devam etti:
''Cephede savaştılar. Bugün Zagreb Stadı'nın girişinde büyük bir anıt vardır ve bu anıt da savaşta ölen Dinamo Zagbeb taraftarları anısına yapılmıştır. Belirli aralıklarla taraftarlar bu anıtın önüne giderek saygı duruşunda bulunurlar. Ben futbola 9 yaşında bu takımda başlayıp 14 yıl boyunca alt yapıda oynadığım için onların içinde bulunamadım, ancak Hırvatistan'da saygın bir yere sahiptirler. Biz onların desteğini hep yanımızda hissettik. Herkes onlarlardan övgüyle bahseder.''
Cale, babasının da savaşa gidenler arasında yer aldığını ifade ederek, ''Eve gelip zorla onu askere yazdıklarını hatırlıyorum. Savaşın ön cephesinde olmasa da bire bir içindeydi. Savaşı yaşadı ve ailem de bundan oldukça etkilendi. Dayım özel timle birlikte en ön cephede savaştı. Hem kendi ailemden hem de yakın çevremizden cepheye gidip de dönmeyenlerin sayısı oldukça fazlaydı'' sözlerini kullandı
''Cephede savaştılar. Bugün Zagreb Stadı'nın girişinde büyük bir anıt vardır ve bu anıt da savaşta ölen Dinamo Zagbeb taraftarları anısına yapılmıştır. Belirli aralıklarla taraftarlar bu anıtın önüne giderek saygı duruşunda bulunurlar. Ben futbola 9 yaşında bu takımda başlayıp 14 yıl boyunca alt yapıda oynadığım için onların içinde bulunamadım, ancak Hırvatistan'da saygın bir yere sahiptirler. Biz onların desteğini hep yanımızda hissettik. Herkes onlarlardan övgüyle bahseder.''
Cale, babasının da savaşa gidenler arasında yer aldığını ifade ederek, ''Eve gelip zorla onu askere yazdıklarını hatırlıyorum. Savaşın ön cephesinde olmasa da bire bir içindeydi. Savaşı yaşadı ve ailem de bundan oldukça etkilendi. Dayım özel timle birlikte en ön cephede savaştı. Hem kendi ailemden hem de yakın çevremizden cepheye gidip de dönmeyenlerin sayısı oldukça fazlaydı'' sözlerini kullandı
-''SAVAŞIN DERİN ETKİLERİ OLDU''-
Hrvoje Cale, savaşın çok derin etkilerinin olduğunu, birçok kişinin hala travma sonrası stres bozukluğundan şikayetçi olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
''Akli olarak dengesini toparlayamayanlar var. Hangi aileye giderseniz gidin hala savaşın izlerini ve yıkımlarını yaşayan insanlar bulursunuz. Bizim Dalmaçya kıyısında evimiz vardı ve yazın oraya gider denize girerdik. O canım yerler savaştan sonra mülteci kamplarına çevrildi. Savaş sırasında roketlerle darmadağın edildi. Güzelim deniz kıyısı tanınmayacak hale geldi. O dönemde Hırvatistan'ın çeşitli yerlerine yerleştirilen mayınlar yüzünden birçok kişi sakat kaldı veya hayatını yitirdi. Bugünlerde bile buna maruz kalan insanlar oluyor.
1997 yılında savaştan sonra Dinamo Zagreb ilk kez bir Sırp takımıyla karşılaştı. Partizan ile Belgrad'da UEFA Kupası ön eleme maçı oynadık. Orada kaybettik. Ancak rövanşında Zagreb'te 30-40 bin kişinin doldurduğu statta 5-0'lık bir galibiyet alarak tur atlamıştık ve bugün Hırvatistan'da bu başarı tarihteki en önemli 3 başarıdan biri olarak gösterilir. Bu maçın ardından Hırvatistan'da herkes göğsünü gere gere gezmişti.''
''Akli olarak dengesini toparlayamayanlar var. Hangi aileye giderseniz gidin hala savaşın izlerini ve yıkımlarını yaşayan insanlar bulursunuz. Bizim Dalmaçya kıyısında evimiz vardı ve yazın oraya gider denize girerdik. O canım yerler savaştan sonra mülteci kamplarına çevrildi. Savaş sırasında roketlerle darmadağın edildi. Güzelim deniz kıyısı tanınmayacak hale geldi. O dönemde Hırvatistan'ın çeşitli yerlerine yerleştirilen mayınlar yüzünden birçok kişi sakat kaldı veya hayatını yitirdi. Bugünlerde bile buna maruz kalan insanlar oluyor.
1997 yılında savaştan sonra Dinamo Zagreb ilk kez bir Sırp takımıyla karşılaştı. Partizan ile Belgrad'da UEFA Kupası ön eleme maçı oynadık. Orada kaybettik. Ancak rövanşında Zagreb'te 30-40 bin kişinin doldurduğu statta 5-0'lık bir galibiyet alarak tur atlamıştık ve bugün Hırvatistan'da bu başarı tarihteki en önemli 3 başarıdan biri olarak gösterilir. Bu maçın ardından Hırvatistan'da herkes göğsünü gere gere gezmişti.''
-''SAVAŞLAR KEŞKE OLMASA''-
Cale, bağımsızlıklarını savunmak için savaşmak zorunda kaldıklarını kaydederek, ''Bu durum mecburiyet haline gelmişti. Karşınızda saldıran düşman var ve var olduğunuz toprakları gelecek nesillere taşımak için savaşmak zorunluluk haline gelmişti. Buna rağmen savaş mecburidir diyemem. Yani savaşlar keşke olmasa'' ifadelerine yer verdi.
Bugünlerde eski Yugoslavya'ya dahil olan ülkeler arasında bölgesel bir lig kurulmasının gündemde olduğunu belirten Cale, yazısını şöyle noktaladı:
''Ancak ben böyle bir ligin kurulabileceğine inanmıyorum. Çünkü taraftarlar arasında çok büyük husumetler var. Bu husumetler giderilmediği sürece her maç bir olay çıkacaktır. Sporun birleştirici özelliğini kullanarak böyle bir uygulamaya doğru gibi gözükse de birçok insan hala savaştan kalan hatıralarıyla yaşamaya devam ediyor. Henüz her şeyin dumanı bu kadar üstündeyken bunu yapmak riskli olabilir. Savaş insanların ölmesinden başka bir şey değil. Konuşarak ve uzlaşarak halledebileceğiniz konuları, savaşarak halletmeye çalışmak çok kötü. Ben, ailem ve halkım bunu yaşadık ve yakından gördük.''
Bugünlerde eski Yugoslavya'ya dahil olan ülkeler arasında bölgesel bir lig kurulmasının gündemde olduğunu belirten Cale, yazısını şöyle noktaladı:
''Ancak ben böyle bir ligin kurulabileceğine inanmıyorum. Çünkü taraftarlar arasında çok büyük husumetler var. Bu husumetler giderilmediği sürece her maç bir olay çıkacaktır. Sporun birleştirici özelliğini kullanarak böyle bir uygulamaya doğru gibi gözükse de birçok insan hala savaştan kalan hatıralarıyla yaşamaya devam ediyor. Henüz her şeyin dumanı bu kadar üstündeyken bunu yapmak riskli olabilir. Savaş insanların ölmesinden başka bir şey değil. Konuşarak ve uzlaşarak halledebileceğiniz konuları, savaşarak halletmeye çalışmak çok kötü. Ben, ailem ve halkım bunu yaşadık ve yakından gördük.''
1 yorum:
super yazi valla.. cok ilginc
Yorum Gönder