Aslında hesap basit... Harcanacak rakam da aşağı yukarı belli, kazanılacak rakam da... Süper Lig'e her yükselen takımın kasasına, ertesi sene sıfır puanla düşse bile 8 milyon dolar, yani 13.5 milyon lira gibi bir rakam giriyor. Forma reklamları, üç büyüklerle oynanacak maçların hasılatları, İddaa gelirleri derken, kaba taslak bir hesapla bu rakam 15 milyon lirayı buluyor ve hatta aşıyor.
Evet bu feryadı duy İzmir... Çünkü kazanacak olan sadece kulüpler değil, bu kentte yaşayan herkestir. İki kulübe futbolcuların transfer taksitlerini ödeyebilecek, bu kritik dönemde antrenman boykotlarıyla gündeme gelmemelerini sağlayacak kadar yardım, belki de iki adet Süper Lig temsilcisi anlamına gelecek. Bu da yukarıda belirttiğim kaba taslak rakamla 30 milyon lira demek... Üstelik bu sokaktaki ticari taksi işletmecisinden, lokanta işletmecisine kadar gelir kapısı yaratacak büyük bir rakam... Üstelik İzmir "Süper Lig'e temsilci gönderememe" ezikliğinden kurtulacak. Yani bugün yapılacak yatırım, 9 hafta sonra büyük bir kazanca dönüşebilir. Böyle bir fırsat kaçırılır mı?Şimdi görev iş dünyasına düşüyor. Çünkü belediyelerin 3-5 bin bilet alması yaraya pansuman olmuyor. İşadamları, ticari ölçekleri oranında bu çorbaya tuz koymalı... İzmir Büyükşehir Belediyesi son bir hamle yapmalı... Meslek kuruluşları "yasal engel var" mazeretine sığınmadan, KSK ve Altay'ın Süper Lig mücadelesine destek verebilme formülünü bulmalı. İki kulübün yöneticileri bu yolda kapılarını çalacakları, kişi ve kurumları belirleyip, harekete geçecekler... Biz de onların takipçisi olacağız. Çünkü İzmir belki de son kozlarını oynuyor. Eğer bu kent futbolda yine vurdumduymazlığın kurbanı olursa, gelecek sezon ve uzun bir dönem daha bu heyecanı yakalayamaz. Şimdi İzmirliler, Süper Lig maçlarını televizyonda mı, Alsancak ve Atatürk statlarında mı izlemek istediğine karar vermeli...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder