Aralık 03, 2010

Futbolun Bittiği An #29


Sıra Hakemlerde.


Rijkaard, yabancı oyuncular derken sıra hakemlere geldi. Gidenlerin ardından hiç bir şey düzelmeyince, ibrenin kimi gösterdiği de belli olduğundan, hakem hataları ortaya atıldı, dersi kaynatmak için.

Haklılar mı? Evet, ama bu Servet'in Trabzon ve Manisa maçlarında yaptığı hataları ortadan kaldırmaz. Ankaragücü maçında önünden geçen toplara müdahele etmeyen adamların ya da auta giden topa müdahele etmek için penaltıya sebep olan Ali Turan'ın hatalarını da unutturmaz.

Hakemler bir çok maçta saçma sapan hatalar yapıyorlar. Bazen art niyetli oldukları anlaşılıyor, bazen 2 tarafa da beraber saçmalıyorlar. Hakemlerdeki bu sıkıntı, uluslarası maçlarda uzun yıllardır doğru dürüst yer almamaları olarak karşımıza çıkıyor. Bu sene Bülent Yıldırım ve Cüneyt Çakır'ın yönettikleri derbilerde bile ciddi hata yapmamaları aslında hakemlerin kötü olmadıklarını ve üst düzey maç yönetebildiklerini de göstermiyor mu? El Clasico'daki gibi Messi-Carvalho pozisyonunda Messi'ye kart çıkaracak kadar da yürekli midirler, onu bilemeyiz tabi.

Bu şartlarda bakınca olay, 'Futbol sadece futbol değildir' felsefesinin arkasında gizli. Bir şeyler dönüyor çok açık. Ama madem böyle bir durum var, neden yarı yolda hoca değiştirirsin o zaman. Neden 14 hafta 7 mağlubiyet beklersin hakemleri ortaya atmak için? Çok ciddi bir iktidar sorunu var o, kendilerini ele veriyorlar. Türkiye'nin 3 büyüğünden biri olup, elindeki gücü yönetememek zor zanaat.

Sonunda eskiden görmeye alıştığımız gibi, bu serzenişten sonra, hakemler bize karşı biraz düzelir ama giden puanlar çoktan gitmiştir. Hedef falan da kalmamıştır. Bu saatten sonra hakem hatası yapmaya da gerek kalmamıştır. Listeye bakınca hak vereceksiniz ama bu takım o pozisyonlar lehine dahi olsaydı, o maçları kazanabilecek güçte miydi? Onu da düşünmek gerek.

Maçlar ve hatalar;
1.Hafta: Sivas-GS (2-1)
Hakem: M.Kamil Abitoğlu
45. dakikada Emre Çolak’ın ceza sahası içinde düşürülmesi sonucu verilmeyen penaltı.

2. Hafta: GS-Bursa (0-2)
Hakem: Abdullah Yılmaz
43. dakikada Volkan Şen’in yerdeyken topa eliyle kasten dokunmasına rağmen ikinci sarıdan oyun dışı bırakılmaması. (Volkan bir sonraki hafta 80.dakikada Sivas'a gol atıp, skoru 1-0 yapmıştı.)

7. Hafta: Karabük-GS (2-1)
Hakem: Aytekin Durmaz
Maçın 45. saniyesinde Lucas Neill-Emenike mücadelesinde Galatasaray’ın aleyhine verilen penaltı hatalı. Pozisyonda yardımcı hakemin devam kararını görmezden gelen hakem Aytekin Durmaz’ın Karabük’ün ikinci golü öncesi yine yardımcısının önünde olan ve devam dediği pozisyona faul çalması.

8. Hafta: GS-A.Gücü (2-4)
Hakem: Tolga Özkalfa
Ankaragücü’nün 3’teki ilk golü öncesinde top durmadan oyuna sokuldu, hakem Özkalfa kural hatası yaptı.

11. Hafta: Trabzon-GS (2-0)
Hakem: Halis Özkahya
65’te Pino’ya atılan pasa yardımcının devam verip koşmasına karşın, Halis Özkahya’nın düdüğünü çalarak net pozisyonu kesmesi.

12. Hafta: GS-Manisa (0-2)
Hakem: Fırat Aydınus
8. dakikada Kewell’ın şutunun ceza sahasındaki Isaac tarafından elle kesilmesi. Hakem Fırat Aydınus bu pozisyona devam kararı verdi.

13. Hafta: Kayseri-GS (0-0)
Hakem: Barış Şimşek
19’da Elano’nun ayağına basılması ve verilmeyen penaltı. 39’da Elano’ya ceza sahasında kalkan ayağa verilmeyen çift vuruş. 76’da yine Elano’nun frikiğinde, barajdaki Zalayeta’nın topu dirseğiyle kesmesi ve verilmeyen diğer bir penaltı.

Kaynak : Milliyet.

Aralık 02, 2010

Geçmişi Unut(-ur)mak.


Beşiktaş maçından 2 dev pankart. Sami Yen'deki 46 yıllık maziye ithafen son derbi için hazırlanmış, belli ki Türk Telekom hazırlatmış. Buraya kadar tamam. Ama sonrası, o pankartları orada açanlara gider yapmak.

8 maç yazılmış skorlarıyla, 2000 senesinden maç yok. Yani son dakika Milan'ı yendiğimiz ya da Leeds'i 2-0 yenerek, turu Ali Sami Yen'de geçtiğimiz maçlar. Belli ki Olympiakos, PSV ya da yenip de elendiğimiz Roma maçları daha önemli onlara göre. Kulübün UEFA2000'i artık dillendirmek istemediğini biliyoruz ama bu kadar da değil. Neden dillendirmek istemediklerini, neden unutturmak istediklerini tahmin etmek zor değil sanırım, gidişata bakınca anlaşılıyor.

2.mesele, çok önemli olmasa da, renkler. Pankartlara konan TT logoları neden mavi?. Sorun mavi olması değil tabi, her takım için renk değiştiren TT'nin Sami Yen'e sarının yanına kendi renkleri ile gelmesi sorun. Bunun da cevabını aşağıdaki resimdeki bayan arkadaşımız versin. Maçları, kupaları bırakın renkleri bile unutturmaya çalışıyorlar. Sarı-kırmızının palyaço şapkasında olması da manidar.

Aralık 01, 2010

Şimdi Ne Yapıyorlar? #6

Sadece 9 ay önce çekilmiş bir takım fotoğrafı. Sadece 2'si kaldı. Onların da geleceği meçhul.

Sol baştan;
Mehmet Topal - Valencia'da.
Keita - Arap Yarımadası.
Caner - Anadolu Yakası.
Gio - Tottenham ama Dünya Kupası'ndan sonra pek gözükmedi.
Mustafa Sarp - Artık tribünde.
Elano - Memleketine döndü.
Uğur - Başkentte.
Neill - Bir ayağı çukurda gibi.
Emre Güngör - Antep'te.

El Clasico.

Ama bu, son 10 senede 11 Brezilyalı göndermenin El Clasico'su. Juan Figer yanlış kulüple çalışıyor. Lincoln'den sonra 'Artık Brezilyalı istemiyoruz, sorunlu oluyorlar' ifadeleri dün gibi aklımda. Ama hemen ardından gelen Elano ve Jo transferleri de cepte. Wikileaks'ten bir belge çıkar mı bize de?

Sondan başa;
Elano - Mutsuz.
Jo - Alemci.
Lincoln - Sorunlu.
Flavio Conceiçao - Çok para alıyor.
Cesar Prates - Hatırlamıyorum ama uyum sorunu falandır kesin.
Christian - Gol atamıyor.
Felipe - Sorunlu.
Batista - Para için galiba.
Capone - Yaşlanmıştır.
Taffarel - Yaşlı.
Jardel - Koşmuyor.

Hayatla CM Oynamak!



Al adamı oynat bir sene, ortalaması 7,5'un altındaysa, gol ve asist sayısı da azsa sat gitsin. Yenisini alırsın. Ama €7,5m ödediğin adam, hem de reputation'ı iyiyse, €2,9m'a satarsan 'unrealistic'i yersin müdür. 4 unrealistic de şampiyon bile olsan seni götürür.

Ama biz CM oynamıyoruz, gerçek dünya biraz daha farklı olmalı. İstikrarı transferde yakalamak pek anlamlı değil. Hele senede 2 hoca değiştiriyorsan, her hocaya ayrı oyuncu alacaksan, bu tablo takımı batırır, 2012 kuralları falan da kalmaz.

Tabi resmi siteden alternatif geliştirilmiş hemen. Biz zarar etmedik be aslanlar demek için rakamlar atılmış ortaya.

€9,1m ve $12k'dan kurtulduk deniyor duyuruda.

Peki bu adama €7,5m bonservis verdin, üstüne de €2,5m yıllık verdin, bir de €1,3m yarı yıl için ödemişsin. Etti mi €11,3m.

Santos'dan aldın €2,9m, adam €1,6m, menajeri de €200k'dan vazgeçmiş. Total €4,7m.

Aradaki fark €6,6m. Bu da zarardır müdür.

Gelecek dönem tahakkuk edecek borcu niye yazıyorsun. Zaten göndermişin artık o borç zaten tahakkuk edemeyecek.

€6,6m'lık zararın tek kurtulma şansı, Santos'un Elano'yu 13 ay içinde €16,1m'a satması. Gelecek transferden elde edilecek karın %50'si gelecekse eğer. Ama 1 Ocak 2013'te satarsa güle güle paralar ki, yazın transfer olmazsa 'next transfer window will be opened in 1 Jan 2013'. Madem Cm oynuyoruz, kuralına göre oynayalım.

Aman banane. Akacak paralar Arena'dan. Yenisini alırız, alırız da biz o stada kimi izlemeye gideceğiz, o meçhul! Beşiktaş'tan da alacak free oyuncu kalmadı.

PS. İyi tarafı, numara takıntısı olan benim için, '9' numaranın olası bir forvet tarafından giyilecek olması. Hilbert'e de kılım 9 yüzünden.

Kasım 30, 2010

5



El Clasico'dan çıkan 5 sonuç.
1-Messi > CR7
2-Mourinho'nun zamana ihtiyacı var.
3-Cruyyf'un varisi Guardiola.
4-Xavi Xavi Xavi
5-David Villa €40m'ya değer.

Kaynak:5 things we learnt or had confirmed in Monday's Clasico/Reuters.

Tarih Bunu Da Yazar.


Jose tarihinde ilk kez 5 gol görüyor kalesinde, hem de Ondan en çok nefret eden güruhtan. Kedi-fare oyunu bir sonraki maça kadar Barça'nın, Mourinho'ya karşı elinde bir koz olarak duracak.

Real Madrid ise 1994 yılından sonra bir kez daha Nou Camp'tan 5-0 yenik ayrılıyor. Hemen 1 sezon sonra Bernabeu'dan aynı skorla göndermişti Real, Barça'yı. Rövanş da en az bu kadar heyecanlı ve sert olacaktır.

Messi ve CR7'nin çingeneliklerine maçın sonunda, bizim 2 sene önce yaşadığımız Ardalı, Semihli, Sabrili, Emreli, Luganolu kavganın benzerinin eklenmesi, futbolcuların dünyanın her yerinde aynı olduğunu göstermiş oldu. Arka arkaya topuk pasları da Volkan topu poposuyla kontrol etmesinden çok farklı değil. Her faulde tüm Barçalıların koşa koşa olay mahalline gelmesi de nefretin göstergesi gibi.

Buraya kadar bizimkilerden pek farkları yoktu da, sonrası ders. B plansız Guardiola alenen ders verdi. Casillas'a gelen her topun neredeyse gol olduğu maçta, Mourinho'nun da defansını harcarız dedi Barçalılar. İntikam ağır oldu. Mourinho'nun saha kenarında bu kadar sakin olduğunu görmek de güzel.

Mourinho'nun 3 ve daha fazla golü sadece 7 maçta yedi. Leiria'da Sporting'den 4 gol, Porto ve Chelsea'de 1er kez 3 ve Inter'de 4 kez 3 gol. Tarihine ilk 5 olarak ekledi bunu da Adanalı.

Kasım 28, 2010

Next Destination


Tüm takım, yarın ilk iş öğle namazını müteakkiben Eyüp Sultan Hazretleri'nin ziyaret edilmesine. 5 maç 0 gol (derken saçma sapan bir gol geldi), her maç bir bireysel hata, mis valla.
Related Posts with Thumbnails