Aralık 12, 2009

Tuncay'dan Siftah


Güzel de gol attı. Yarı sahadan yedikleri gol ve son dakika penaltısıyla güme gidiyordu golü Tuncay'ın ama Sorensen yediği golü affettirdi kurtararak penaltıyı.

Dream Cheers

Barcelona Cheerleaders.





UEFA CL'de Türk Takımları #2

Ön elemelerden burada bahsetmiştik. Şimdi sıra gruplarda. Galatasaray 10 kez, Fenerbahçe 6 kez, Beşiktaş ise 5 kez yer aldı gruplarda. Galatasaray, eski sisteme göre 2 kez de 2.tur gruplarında yer aldı. Galatasaray 2 kez 1.tur grupları, 1 kez de 2.tur gruplardan çıktı. Fenerbahçe 1 kez gruplardan çıktı ve 2.turu geçerek çeyrek finale yükseldi.

Gruplarda en çok 12 kez ile en çok Barcelona ile karşılaştı takımlarımız. 2 kez yendiler, 2 kez berabere kaldılar ve 8 kez yenildiler. Ardından 8'er kez ile ManU, Milan ve PSV geliyor. ManU'yu 2 kez 1-0'lık skorlarla Old Trafford'da yenerken, İstanbul'da 1 kez 3-0, 1 kez de 0-0'lık skorlarla ayrıldık sahadan. Milan'a karşı San Siro'da 2-2'lik beraberlik ve Galatasaray'ın 3-2 ve 2-0'lık galibiyetleri var. 5 kez sahadan mağlup ayrıldık. PSV ile nispeten daha iyi durum. 3G, 1B ve 4M var. 3.sırada 6 kez karşılaştığımız ekipler var. Juventus, Chelsea, Sparta Prag ve Liverpool.
Ne acıdır ki gruplarda 2 maçta da yendiğimiz tek bir rakip bile yok, şidmiye kadar karşılaştığımız 41 takımdan. Hiç yenilmediğimiz rakipler var Allahtan. Rapid Viyana, Nantes, Roma, Hertha Berlin ve Rangers. Beraberlik ve galibiyetler var bu takımlara karşı. Hiç yenemediklerimiz ise, Spartak Moskova, Borussia Dortmund, Parma, Bayern Münih, Schalke, Lyon, Leverkusen, Roma, Real Sociedad, Sturm Graz, Leeds UTD, Club Brugge, Dinamo Kiev, Bordeaux, Arsenal ve Wolfsburg. Bu takımlarla da en fazla berabere kalmışız.
İstanbul'daki maçlar ve deplasmanlar arası inanılmaz fark var. İstanbul biraz daha iyi. Ancak İstanbul'da da 5-0'lık Chelsea ve 4-0'lık Milan mağlubiyetlerizmiz de mevcut. Deplasman ise şenlik, 8-0, 6-0, 5-0, 6-2, 4-0'lık bomba skorlar var. 5-0 Barcelona'dan, diğerlerinin hepsi İngiltere'den alınan skorlar. Bizim takımların en farklı galibiyetleri ise İstanbul'da Barça, ManU, Sparta Prag, Rosenborg ve PSV'ye atılan 3-0'lar. 4 gole bile ulaşamamışız kendi evimizde. Deplasmanda ise Hertha Berlin'i 4-1, Chelsea ve Lokomotiv Moskova'yı 2-0, Sparta Prag, ManU 2 kez, Nantes'ı 1-0'lık skorlarla geçmişiz.

Serinin bir sonraki versiyonunda grup sonrası maçlar ve gollerimizi inceleyeceğim.

Aralık 11, 2009

Antalya Maçının Ardından.


Ligde 6 maç sonra atılan 3 gol, yenilen 2 gol. 3 maç sonra ilk galibiyet, 10 hafta sonra gelen liderlik. Elano'dan 9 maç sonra ilk gol. Keita'dan 20 maç sonra ilk gol.
Antalya maçının tablosu böyleydi.
Rijkaard'ın gelen durumu da şöyle.

Daddy Cool


Ümidimizi kestiğimiz anlarda çıkıyor sahneye Kewell. Yine çıktı olmadık yerde bir şut çekti, Keita'ya attırdı, Keita'da borcunu ödedi sonra. Son 9 maçta 6 gol, tüm sezon 13 gol attı. Nonda'ya 1 gol daha yaklaştı. 2 haftadır da bomba kartlar yiyor bu arada.
Net, Hagi'den sonra gelen, bana göre en iyi yabancıdır.

Büyük Konuşmayacaksın Yeğennn...


Öyle bir şeydir ki o yenicem dediğin maçta 5 tane yersin Chelsea'den. Yenicem dediğin maçta 87. dakikada kara takılır Rotariu'nun şutu. Öyle birşeydir ki o 2-0 öne geçersin, 3 topun direkten döner, 3-2 yenilirsin. 2-0'da zaman geçirmeye çalışırsın, 2-3 olur hakeme saati gösterirsin.

1986-1987 Şampiyonluk Maçı




Ah nerede o günler...

Sevilla'nın Son Transferleri


Tom Cruise, Katie Holmes ve Cameron Diaz Sevilla Başkanı tarafından Sevilla'nın Rangers maçına davet edilmişler. Tom Cruise son filminin çekimi sebebiyle Sevilla'da bulunuyor. Formaları da kapmışlar tabi bu arada.

UEFA CL'de Türk Takımları #1



1992/93 sezonunda başlayan CL, bu sezon ile birlikte 18.kez düzenleniyor. 1992/93 ve 1995/96 sezonların dışında Şampiyonlar Ligi'nde boy gösterdik. 5 kez 2 takımla yer aldık kupada. Beşiktaş 3 kez, Fenerbahçe ve Trabzonspor 2'şer kez, Galatasaray ve Sivasspor 1'er kez lige ön elemelerde veda etti. Eski sisteme göre 2 kez 1.gruplardan 1 kez de 2.gruplardan çıktı Galatasaray. Fenerbahçe yeni sistemde 1 kez gruplardan çıkmayı başardı. 18 senede sadece 2 kez çeyrek finali gördü ekiplerimiz.
1 kez de Galatasaray grupta 2.olmasına rağmen averajla grup liderliğini kaçırarak elendi.
2'şer kez Beşiktaş ve Fenerbahçe, 1 kez de Galatasaray ön eleme oynamadan gruplara geçtiler. Ön elemede en çok 4 kez ile İsviçre takımları ile karşılaşıp hepsinde turu geçen taraf Türk takımları oldu. 3 kez Bulgar, 2'şer kez İsrail, Belçika ve Ukrayna takımları ile karşılaştık.
Dinamo Kiev ile 2 karşılaşmanın, birinde Fenerbahçe diğerinde Trabzonspor elenerek kupaya veda etti. Anderlecht 1 kez Fenerbahçe'ye elendi, bu sene de Sivasspor'u eledi. 2 kez Ukrayna temsilcisi Dinamo Kiev'e, 1'er kez de Hollanda, İsveç, Norveç, İsrail, Kıbrıs Rum Kesimi, Romanya, Belçika takımlarına takıldı takımlarımız ön elemede.
Gruplarda ise 21 kez yer aldık. 2 kez de 2.gruplarda yer aldık. 4'er kez A, B ve D gruplarına düştük. 3'er kez G ve H, 2'şer kez C ve E, 1 kez de F grupları çıktı kura çekiminden. Galatasaray 2000/01 ve 2001/02 sezonlarında ilk turda D, 2. turda B gruplarında yer aldı. Fenerbahçe G grubundan bir üst tura çıktı.

Galatasaray ön elemelerdeki tek mağlubiyetini geçen sene Steaua'ya karşı aldı, ve bu mağlubiyet kupadan eledi Galatasaray'ı. Galatasaray 10 kez ön eleme oynayıp 9'unda turu geçti. Fenerbahçe 6'nın 4'ünü geçti, Beşiktaş 6'nın 3'ünü geçti. Trabzonspor 2'de 2, Sivasspor'da 1'de 1 elenerek gruplara kalamadılar.

Ronaldo vs Bolt


"Der Spiegel" en hızlı futbolcu olarak Ronaldo'yu açıklamış (33.6 km/s) Peki Ronaldo'yu düelloya davet eden Usain Bolt'un hızı kaç?...


Son Dünya Atletizm Şampiyonası'nda 100 metreyi 9.58 gibi akıl almaz bir sürede koşan Usain Bolt'un koşu sırasında çıktığı maksimum hız 44.7km/s. Yani C-Ron ile Usain arasında "peak" anlamında 11 km/s gibi bir fark var. Bu sürate çıkış ve iniş eğrilerinin eşit olduğu varsayılır ise Bolt 100 metreyi bitirdiğinde C-Ron'un daha koşması gereken 25-30 metresi kalır gibi gözüküyor.


Yeterince ürkütücü bu tablodan sonra davet çok kabul edilebilir durmuyor...

Seks Partisi vs. Şike


Seks partileri, kelepçeler, şimdi de İbrahim Kızıl'ın şike iddiaları. Şike iddialarına alışığız da bu seks partisi hikayesini Alman Bild'den öğreniyoruz. Hiç büyütülmedi bu iş. Gerçekliği her halukarda tartışılır ama bizim medya bunun niye suyunu çıkarmadı.
Şike iddiasına gelince. Geleneksel şike açıklamalarını bu sene İbrahim Kızıl yapmış. Gaziantepspor kalecileri Hasagic ve Oğuz'un Fener maçlarında iyi oynamaması. Hasagiç'in de mutlaka kırmızı görmesi, geçen sene Fener'in tüm sezondaki ilk penaltısını da Oğuz yaptırmış. İbrahim Kızıl :"Oğuz’un bizde olduğu dönemde her F.Bahçe mücadelesi öncesi Hasagiç kırmızı kart görür ve kaleye Oğuz geçerdi. O da oynadığı her maçta Fener’den 5 gol yedi." diye açıklamış olayı.
Hala bunlarla uğraşıyoruz. Tribünlere de eski tezahüratlar geri gelir yakında. Para şike...
Hakem, şike, yönetim, futbolcu gibi bir ortamda federasyonun muhteşem sakin duruşunu hayretle izliyoruz. Arada bir ceza veriyor, bir de gelirimiz arttı diye açıklama yapıyor. Başka bir numaraları yok. Hala milli takımımız hocasız bu arada.

Sen Bana Birini Android #6



Snoop Dogg - Rigobert Song

Aralık 10, 2009

İKİNCİ ANKARA SEFERİ


Karşıyaka kazanıyor, yeşil kırmızılı taraftarlar takımlarını herzamanki gibi yalnız bırakmıyor. Karşıyakalı taraftarlar bu haftasonu oynanacak olan Hacattepespor maçı için, beşte beş yapmak için ikinci Ankara seferine çıkıyor.


Karşıyaka Taraftarlar Derneği ve Çarşı grubu tarafından organize edilen otobüsler Cumartesi gecesi saat 24.00'da Çarşı'dan hareket edecek. Otobüs fiyatları gidiş-geliş 25 TL olarak açıklandı...

*Sigara içilmeyen ve aileler için otobus talebe göre ayrılacaktır. Ancak bunun erken haber verilmesi gerekiyor. Aile ve sigarasız otobüs talebi olanlar derneğe gelerek bunu belirtmeli ve biletlerini almalıdır.

Hakkını Savunma!


Mustafa Sarp'a 1 maç. Aziz Yıldırım'a 21 gün hak mahrumiyeti. Futbolcuya, yöneticiye ceza var da hakemler maçların içine edince ceza nedir? Kimsenin dinlendirildiği görmüyoruz uzun süredir. Gerçi batıyı örnek alıyoruz. İrlanda'yı yakan hakem bile 15 gün içinde uluslarası maça çıkabiliyorsa!

Tek Kişilik Dev Kadro


Akhisar-İstanbulspor maçında, deplasman tribün görüntüsü. Tek başına gelip bayrakları asıp açmış atkıyı. Her takıma böyle taraftar lazım...

Sabri vs. Güiza @ Bobiler.örg


EPL Tattoos





Sercan'ın Arabası


Daha İstanbul'a gelmeden canına okudular çoçuğun. Meyve vermeden taşlamaya başladılar adamı. Gallardo dediler, Corvette çıktı. Kendisini futbol sahalarından magazin sayfalarına taşıyan arabasını satıyormuş şimdi. €300k dedikleri araba $100k'lik çıktı. Nasıl alabiliyor demişti yazarlardan biri, şimdi de çıkıp desin ben bile alırım $100k'lık arabayı.

CL'nin Misafirperverleri


Şampiyonlar Ligi'nde dün sonra grup maçlarında 32 takımdan 10'u kendi evinde galip gelmeden bitirdi grupları. Bunların içinden elbette her zamanki gibi bir İtalyan ekibi, AC Milan, kendi evinde kazanmadan bir üst tura çıktı. Atletico Madrid ve Rubin Kazan'da EL'de yollarına devam edecek. Kendi evinde iki kez 4-1 mağlup olan Rangers ise turnuvanın zayıf halkaları Maccabi Haifa ve Debrecen'den daha kötü performans gösterdi evinde.

Aralık 09, 2009

Menemen Belediyespor


Geniş vizyonuyla önüne koyduğu büyük hedeflere emin adımlarla ulaşabilecek bir takım; Menemen Belediyespor...

Sen Bana Birini Android #5


Ruud V. Nistelrooy - Shrek'in kankası

WC 2010 Takım Lakapları


Bizim "12 Dev Adam" ve "Türko" gibi, her ülkenin milli takımının bir lakabı var. 2010 Dünya Kupası'na katılan ülkelerin lakapları şöyle. Brezilya'ya dikkat...




  • Cezayir – Les Fennecs (Çöl Tilkileri)
  • Arjantin – Albicelestes (Beyaz ve Gökmavi)
  • Avustralya – Socceroos (İngilizcedeki kanguru "kangaroos" ile futbolun birleşimi)
  • Brezilya – Seleção Canarinha (Seçilmiş Kanaryalar) - Fener'in Brezilya ekoli burdan demek
  • Kamerun – Lions Indomptables (Yılmaz Aslanlar) - Tribun grubu gibi olmuş bu isim
  • Şili – La Roja (Kırmızılar)
  • Fildişi Sahili – Les Éléphants (Tahmin edeceğiniz gibi "Filler")
  • Danimarka – Olsens Elleve (Olsen’in onbiri) – Meşhur hocaları Morten Olsen'e ithafen.
  • İngiltere – The Three Lions – (3 Aslan) - Sanırım FA logosuna ithafen
  • Fransa – Les Bleus (Maviler)
  • Germany – National Mannschaft (Ulusal Takım) ya da National Elf (Ulusal 11)
  • Gana – The Black Stars (Siyah Yıldızlar)
  • Yunanistan – To Piratiko (Korsan Gemisi) ya da Galanoleyki (Mavi Beyaz)
  • Honduras – Los Catrachos
  • Italya – Azzurri (Gökmaviler)
  • Japonya – Blue Samurai (Mavi Samuraylar)
  • Meksika – El Tri (3 renkli bayrağa ithafen)
  • Hollanda – Oranje (Tabii ki "Portakallar")
  • Kuzey Kore – Chollima (Mistik bir at(mış))
  • Yeni Zellanda – All Whites (Bembeyazlar)
  • Nijerya – Super Eagles (Süper Kartallar)
  • Paraguay – La Albirroja (Kırmızı-Beyazlar) ya da Guaraní (Yerliler)
  • Portekiz – Selecção das Quinas (5 Kalkan Takımı) – Tamamen Federasyon logosuyla
  • lakalı, fesatlık yok
  • Sırbistan – Beli Orlovi (Beyaz Kartallar)
  • Slovakya – Repre (Sanırım Milli Takım'ın kısa söylenişi)
  • Slovenya – Zmajceki (Ejderler)
  • Güney Afrika – Bafana Bafana (Nasıl ya?)
  • Güney Kore – Red Devils (kırmızı Şeytanlar)
  • İspanya – La Furia Roja (Kırmızı Öfke) - Kırmızı Furya da fena olmazmış =)
  • İsviçre – Schweizer Nati (Almanca "national'deki "t" "z" olarak okunduğundan ilginç bir lakap çıkıyor ortaya "İsviçre Nazileri")
  • USA – MNT (Men’s National Team) Mutant Ninja Turtles da olmaz mı?
  • Uruguay – La Celeste (Gökmavililer) Herkes de gökmavi bu turnuvada...

4 puan €18m


Beşiktaş kazandığı 4 puana karşılık €18,3m kazandı CL'den. UEFA'ya devam edip kupayı kazansa bunun yarısını bile alamayacaktı. Bu seen yapılan tüm transferlerin maliyetini kurtardı neredeyse Beşiktaş, İsmail dışında diğerlerinden neredeyse yararlanmadan.
Gruplardan €7,1m
1G 1B €1,2m
Yayın geliri €10m

Sivasspor'da kalabilseydi yayın gelirini 2 takım paylaşacaktı. Sivasspor'un kasasına girecek miktar en kötü ihtimalle €12,1m olacaktı ki, Sivas tarihini değiştirebilecek bir rakamdı bence.
Yine de şu €18,3m yerine 2.tura çıkıp o heyecanı yaşamayı her türlü tercih ederdim. Benim cebime girmiyor ki para, onu başkanlar düşünsün

FIFA World Club Cup'09


Kupanın 6. bugün BAE'de başlıyor. 7 takımla başlayan kupada enteresan bir de durum var. Barcelona ve Estudiantes yarı finalden giriyorlar kupaya. Çeyrek Finalden önce Al-Ahli ve Auckland ön eleme türünden bir maç yapacaklar bugün ve kazanan çeyrek finale çıkacak.
Katılan takımlar ;
Al Ahli – Evsahibi
FC Atlante Futbol Club – CONCACAF Şampiyonu
Auckland City FC – OFC O-League şampiyonu
Club Estudiantes de La Plata – Copa Libertadores Şampiyonu
FC Barcelona – UEFA Champions League Şampiyonu
Pohang Steelers FC – AFC Champions League Şampiyonu
TP Mazembe – CAF Champions League Şampiyonu

Fikstür'de söyle
Ön-Eleme
1 9/12 20:00 Al Ahli - Auckland
Çeyrek Final
2 11/12 20:00 Mazembe - Pohang Steelers
3 12/12 20:00 G1 - Atlante
Yarı-Final
4 15/12 20:00 G2 - Estudiantes
5 16/12 20:00 G3 - Barcelona
Beşincilik Maçı
6 16/12 17:00 M2 - M3
Üçüncülük Maçı
7 19/12 17:00 M4 - M5
Final
8 19/12 20:00 G4 - G5

*G : Galip ; M : Mağlup
Maçlar 42.000 kişilik Muhammed Bin Zayed ve 49.000 kişilik Şeyh Zayed stadlarında oynanacak.

Nedir bu kupa? Şampiyonlar Ligi Şampiyonu ile Copa Libertadores Şampiyonu arasından Japonya'da oynanan Kıtalararası Kupa'ya FIFA'nın el atmasıyla başlayan bir kupa. 2000 yılında ilk kez Brezilya'da düzenleniyor. Corinthians kazanıyor ilk kupayı. Daha sonra Galatasaray'ın da UEFA Şampiyonu sıfatıyla katılacağı 2001'de İspanya'da düzenlenecek kupa bazı sorunlar sebebiyle iptal oluyor. 2005'e kadar da yapılamıyor. 2004'te Porto son Toyota Kıtalararası Kupası'nı kazanıyor. Daha sonra Japonya'da 4 yıl üstüste düzenleniyor. 2005'te Sao Paolo, 2006'da Internacional, 2007'de Milan, 2008'de de ManU kupayı kazanıyor. Bu sene ve gelecek sene kupa Abu Dabi'de.
Şu an 5te 5 giden Barcelona, bu kupayı da alırsa katıldığı tüm kupaları almış olacak 2008/09 sezonuna ait. Kupayı almak için ise sadece 2 maç yapacak.

Iddaa 09/12/2009



  • Inter - Rubin Kazan İ.Y. 0 - 2.35

  • Olympiakos - Arsenal İ.Y. 0 - 1.75

  • Lyon - Debreceni M.S. 1 1.30

  • Toplam 1 x 5.35

Zaira Nara









(*Diego Forlan WAG)

Cevabı Sahada Vermek


Yıllar sonra ilk hat-trick, hem de Almanya'da. Ümitlerimizi de söndürdü, yedeklerle de olsak burdayız da dedirtti ManU'ya.

Sahadakiler vs Kulübedekiler


Kazanmanın bile yetmediği bir maça çıkan takımın sahadaki ve kulübedeki hücumcularını koyalım ortaya, herşey netleşiyor böylece...


Sahadakiler: Bobo, Tello


Kulübedekiler: Nobre, Nihat, Yusuf, Tabata


Bu devirde - hele ki Avrupa'da- kazanman şart ise sahaya 10 kişi çıkmaz hiçbir takım. Mustafa Denizli'nin şapkasından çıkan "Günün Tavşanı", 90 dakika tek görevi Dzagoev'i kilitlemek olan İbrahim Toraman'dı. Daum'un yapamadığını Slutski yaptı. Markajı görünce Dzagoev'i hücuma gömdü ve maçı çözdü...


Biz ne desek boş. Dahilikle delilik arasındaki çizgi, Tello'nun maç başı kaçırdığı pozisyon kadar ince...

Sıkıldım Kendi Ligimize Dönmekten.


Kendi evinde puan almadan grubunu 4 puanda tamamlayan ilk takım diye tahmin ediyorum Beşiktaş'ı. CL gelirleri de sadece Tabata'ya yaradı bu durumda. Geçmiş olsun. Sıkıldım ben artık kendi ligimize dönmekten. Her sene dönüyoruz zaten. Hiç mi ilerleme kaydedilemez, hatta geriye gidilir bu kadar yılda. CSKA'ya ceza versin diye beklicez artık Platini'den.

Aralık 08, 2009

Ballon de Plomb Kezman'ın


Ballon d'Or'un çakması, Ballon de Plomb, Kurşun Top geçen yılın en kötü oyuncusu seçilen Kezman'a verildi. İkincilik ise Keita'nın. Fransa'da oynadıkları futbolla bu ödülü almışlardır inşallah diyoruz ve ekliyoruz: Gürcan Bilgiç haklı mı ne? :))))

RE: Dünya Futbolu Çöküşün Eşiğinde


Dar Alanda Uzun Paslar çok güzel değinmiş burada. Ben de yorum yazacaktım ancak çok uzun olduğundan bir postla yazdıklarına birşeyler eklemek istedim.
GKSLSRT'nin de dediği gibi Avrupa Futbolu'nda rekabet yerlerde. UEFA EL'yi kimse kaale almıyor. CL'de eski hazzı vermiyor. Bana göre 2 büyük sebebi var bu çöküşün.
Birincisi, Bosman Kuralı ve yabancı sınırının AB ülkelerinde kaldırılması. Eskiden Milan'da Gullit-Rijkaard-Van Basten, Barca'da Stoitchkov-Romario-Koeman varken şu an binlerce yabancı futbolcu, iyi ya da kötü tüm kulüplere yayılmış durumda. İtalyanların, İngilizlerin, Hollandalıların, Almanların kendine has sistemleri yerle bir. Herkes başka futbol kültürlerinde oynuyor hatta yetişiyor. Del Piero, Baggio, Zidane, Haessler, Moller, Klinsmann, Hierro ve daha fazlası aynı dönemde oynarken, şu an Messi, Ronaldo, Kaka'dan başka yıldız saymakta zorlanıyoruz. Bu 3ü dışındakiler birbirinin kopyası. Romario gibi gol atamıyor, ne Ronaldo ne Ibrahimovic. Zidane gibi görünmeyen yere pas veremiyor hiçbiri ve Baggio gibi yarı sahadan kaleciyi önde görüp vuramıyor. Baktığımızda bu sıradanlaşmanın sebebi, aynı eğitimi alıyor oyuncular, aynı şeyleri yiyorlar dünyanın her tarafında ve en önemlisi kendilerini geliştirmeye gerek görmüyorlar eski maçları izleyerek. Nasıl olsa bir klüp buluyorlar artık. Eskiden sadece kendi ülkesindeki takımlara bakan futbolcular şu an dünyanın her yerinde kendilerine klüp bakabiliyorlar gitmek için. Altyapılarda yabancı dolu. Arsenal'in, Chelsea'nin altyapısında Türkler, Sırpların olduğunu göz önünde bulunrursak, bu çocuklar başka ülke karakterinde oynayacaklar ama nasıl kendi milli takımlarında adapte olacaklar? Olamıyorlar zaten. Euro'da ve WC'de oynanan oyunlar, yıllarca çeyrek finali geçemeyen İspanya'nın kupa alması, bizim yarı finali çıkmamız tesadüf falan değil. Çünkü İngilizler, Fransızlar, Almanlar, İtalyanlar yok ortalıkta. Arshavin İngiltere'de yetişseydi belki Ruslar bile orada olmayacaklardı.
İkinci sebebi de, elbette endüstriyel futbol. Herşey para olduğundan başarı eskisi kadar önemsenmiyor, UEFA EL'yi kimse kaale almıyor. CL'de gruplarda kazandığını kazanıyor EL'yi alırsa. O yüzden geçen sene Milan Werder maçından önce para kazanacağı için Dubai'de maç yapmaya gidiyor. Yorgun futbolcular da 2.yarı Werder'e teslim oluyor. Eskiden liglerin 2.,3. ve 4.leri UEFA'ya giderken şimdi bunların hepsi CL'ye gidiyor. O yüzden UEFA'ya 5.,6. hatta 7.ler katılıyor. Normal olarak da bir kupada bir senede tek favori Bayern, diğer sene tek favori Milan gösterilebiliyor. Eskiden Parma, Juventus, İnter, Lazio, Valencia, Barcelona, Arsenal, Liverpool gidiyordu bu kupaya.
Ve Kupa Galipleri kaldırılınca kupalarında anlamı kalktı. Kazanan UEFA'ya gidiyor. Zaten o kupaları kazanabilenler, genelde kendi liglerinde 5.,6. olabilecek ekipler. O yüzden FA Cup dışında ciddi giden bir kupa kalmadı ülkelerde.
Sonuç ne oluyor? Sonuç, Liverpool'un da arena'dan çekiliyor olması sebebiyle, Chelsea, Barça ve ManU oynuyor futbolu. Chelsea lig 2.sine deplasmanda 3 atabiliyor. Barça ezeli rakibine 6 atabiliyor. Çünkü futbolcular Real'li değil. Bir Casilla bir Raul gerçek Real'li. Belki bir de Sergio Ramos. Nerede Hierro, nerede Michel, nerede Amavisca. Bunların yeteneklerinin yanında bir de takım taraftarlıkları vardı. Şimdi birçok kulüpte bu yok. Olan tek kulüp Barça olunca kupalar ardı ardına geliyor. Cl'de kimse bir Fransız, bir Alman takımına şans vermiyor. Ya İngiliz, ya İspanyol. Porto milyonlarca Euro'yu kasasına atınca kupayla falan uğraşmıyor.
Biz bunun neresindeyiz? Aynı yerdeyiz bizde. Son yıllarda çıkan Türk yetenekleri kaç tane. UEFA finalinde Hakan Ünsal, Ergün Penbe gibi adamlar oynayabilmişken, Baros'lu, Alex'li, Kewell'li kadrolar oynayamıyor. Niye? Çünkü GS o finale çıkarken bunların hiçbiri yoktu. 3 yabancı vardı. Rakip Arsenal 18 yabancılı idi. Hoca da Türktü. Kimsenin ihtimal vermeyeceği adamlarla bu işi yaptı. Süper Kupa'da yenilen Real ve GS'nin kadrosu karşılaştırılabilir miydi? Elbette hayır. Ama yine yabancı sayısı ile çıktı GS işin içinden ve o yabancılarda aslında Türkleşmişti, artık yabancılık çekmiyorlardı. Şimdi gelenler gidicem diye tutturuyor, Milli Takım'da oynamak için buraya geldim diyor. Biz bu yabancılaşmanın zararını göremeyip hala yabancı sınırı kalksın diyoruz.
Altyapısından çıkardıkları ile övünen takım, yabancı alarak sükse yapmaya çalışıyor. Altyapıdan gelenler Anadolu klüplerine gönderiliyor. Ya da her sene yabancı bir forvet alındığından gol krallığı ve EURO2008'de attığı goller unutularak yedekte bekletiliyor. Herşeye karışan yönetimler, kendi oyuncusuna güvenip, oynat bunu diyemiyor hocalara.
Futbol ciddi çoküşte. PSV'nin son maçının özetini izledim EL'de, ortalama takımlar oynuyormuş gibiydi. Sıradan. Bütün yıldızlar 3-4 takıma yayılınca diğerleri doğal olarak elde kalanlarla ya da onlardan kalan eskilerle yoluna devam ediyor.
Bu kadar karamsarlık yeter, iyi ya da kötü oyunla, EL'de ortalama bir rakibi bile yensek bütün hepsini unutuyoruz. Çünkü kendimizi de ortalama görüyoruz. Yukarı çıkarmak isteyenleri hain ilan edip unutturuyoruz ya da siz onu dinlemeyin kupayı alalı 10 sene oldu diyoruz. Sanki ondan önceki 50 sene çok kupa almışız gibi, son 10 senede hiç kupa alamadık diyoruz.

Şampiyonlar Ligi'nde Son 2 gün.


Juventus, Bayern Münih, Marsilya, Milan, Inter, Stuttgart. Devam mı, Europa League mi sorusunun arifesindeler. Bayern kalırsa Juve, Juve kalırsa Bayern EL'ye düşecek. Stuttgart yenemezse ki işleri iyi değil bu aralar, onlar da EL'de bir tur sonra. Marsilya'nın işi zor. Dinamo Kiev Barcelona'ya 3 atarsa, o grup olduğu gibi karışabilir. Beşiktaş kazanıp Wolfsburg'u bekleyecek. Atletico Madrid 3.lük 4.lük arasında sıkıntıda. Son yıllarda en karışık gruplar oldu bu sene herhalde. Favorim Chelsea bu sene ama üst turlar neler getirir bilinmez. Belki yine verilmeyen penaltılar olur.

Sivok'tan Taraftara Övgü


UEFA.com'a CSKA maçıyla ilgili açıklamalarda bulunmuş Sivok. Son 2 maçı kaybetmiş olsak da bugünki maçı mutlaka kazanacağız demiş. Çarşıyla da ilgili birkaç kelam etmiş.
"Taraftarlar muhteşem. Geçen sene kazandığımız 2 kupadaki en önemli etken onlardı" demiş. Devamı uefa.com'da.
Related Posts with Thumbnails