Yine karışmış ortalık. Olaya geç müdahil olsak da yine başrolde Aceto var gibi görünüyor. Tanımam kendisini, TV ile de fazla işim olmadığından 1-2 kez görmüşlüğüm vardır ama medyadan olduğunu bilirim sadece. Benim için blog peygamberi midir derseniz değildir ancak ben blogun ne olduğunu bilmezken kendimi blog yazarken bulduysam sebebi önce Tuner, dolaylı olarak da Aceto'dur.
Sorun bu değil tabi. İş paraya falan sarmış. Aklı selim herkesin, liseli değilse:), Türkiye'de bu işten para kazanılamayacığını bilmesi gerekir. Telifi zaten hiç hesaba katmıyorum. Reklamla falan da olacak iş değil, sebebi de hangi bloga reklam vereceksin. Kendinizi düşünün, yönetici olsanız verir misiniz? Vermezsiniz, çünkü ne kadar güzel yazı da yazsanız, ne kadar iyi bilginiz de olsa, siz birer amatörsünüz. Bu işi her an bırakabilirsiniz ve her an tekrar geri dönebilirsiniz. Sizin için kimse riske girip de binlikleri size saçmaz.
Neyse sadede gelelim. Bu kadar internet delikanlılığı yapacağımıza, adam gibi oturup konuşalım, niyeti ciddi olanlar toplaşsın, bırakalım şu blogger deliliğini, ciddi bir site açalım. Emin olun bu site, günlük (farklı) post kalite ve sayısına bakarsak, ortalama üstü birçok spor sitesinden daha fazla, daha hızlı ve daha güvenilir olacaktır.
Neredeyse her branştan anlayan insan var. Neredeyse her ülkeden de anlayan var. Site açacak kadar html,cgi,css bilen de vardır elbet. Çoğu yazının bir çok spor yazarından iyi olduğunu ve onların göremediği bir çok şeyi gördüğümüzü düşünürsek, bir çok haberin çalındığına da şahit olduysak, elimizde çok ciddi bir potansiyel var demektir. Birkaç dilde bile yayın yapılabilir.
Ama şu an yaşanılan sorun çokluktur. Bir günde kaç blog takip edebilirsiniz? Blogları okumayı keşfedenler de bu sıkıntıdan muzdarip olabilirler. İnanılmaz türedi blog sayısı farkındaysanız. Bunu iyi organize edip, kullanabilirsek, sevmediğimiz bir çok kanalı-siteyi-gazeteyi takip etmek zorunda kalmayız.
Bu da bir fikir. Ne dersiniz?
Ağustos 28, 2010
İstikrar

Ancak istikrar kelimesi, spor daha doğrusu futbol camiasına giriş yaparken yanlış anlaşılmıştır. İnsanlar için değildir bu kelime, anlayış, vizyon için geçerli olmalıdır. Yani başarının gelmesi için aynı insanların aynı koltuklarda oturması şart değil, mentalitenin o koltuklardan hiç kalkmamasıdır.
Aziz Yıldırım bu kelimeyi kullanmaya başladığında ve Fener'i Dünya Kulübü yapma vaadleri verirken, Fener yine istikrarsızlıklarla boğuşuyordu hatırlarsanız. Tam ümitlenmiştik ki, rakip eksiltme sistemiyle, belki de Fener'e çok yararı olacak vizyon sahibi kişiler (bkz.Kutlualp), potansiyel başkan adayları olarak görüldüklerinden, istikrarlı bir şekilde yönetimden uzaklaştırılıyorlardı.
Demirören'de de aynı sistem işliyor elbette. Aziz Yıldırım 12 senede 14., Demirören 6 senede 6. teknik direktörüyle çalışıyor. Bu arada takımda gerçekten istikrar sağlayabilecek, bir ekol yaratabilecek Löw, Del Bosque gibi adamlar da harcanıyordu.
Genel anlamda balık hafızasına sahip taraftarlar tarafından aslında istenmeyen bu zihniyet, ara sıra taraftarların ağzına bal çalarak (bkz.Anelka&Quaresma) gemiyi yürütmeye devam ediyorlar.
Elimizde aklı başında olan insanların çok kolay bir şekilde fark edebileceği 2 örnek var görüldüğü üzere. İstikrarı sadece 'Ben bu koltukta oturacağım' zanneden 2 örneğe, 3.de emin adımlarla eşlik edeceğinin sinyallerini veriyor.
Son 3 senede ruhu yok edilmiş, efsane başkana küfür etmiş bile olsa en azından transfer yapmasını bilen muhtemel rakip, takımdan gönderilmiş, tarihinde 2.kez saçma sapan bir takıma elenmiş bir eser var elimizde. Çözüm nedir?
İstikrar elbette. Ben burada kalayım, yardımcım da kalsın, şirket birleşmesi, yeni stad, 1-2 de isim transfer yaparız derken koltuğumda takılayım. Çünkü takımımızın istikrara ihtiyacı var. Yönetimde de bize uymayacakları, uyanlarla değiştirdik mi, değmeyin keyfimize.
Galatasaraylılık Kültürü de, diğerleri gibi koltuğundan kalmak üzere. İstikrar, başkanların başkanlık yaptığı sene anlamında kullanılmaya devam ediliyor. Sportif istikrar nanay.
Çok önemli günler yaşanıyor Galatasaray'da aslında. Ya yeni bir ekolün önü açılacak, ya da yukarıda bahsedilen örnekler Galatasaray'ın kaderi olacak. Ya Rijkaard Türkiye'de herkesin başarabileceği gibi, Barcelona'yı CL Şampiyonu yapan adamlardan biri olarak kalacak, ya da profesyonellik kazanacak ve tecrübelerine önem verilen, ne dediği dinlenen efsaneden öte, yepyeni bir sistemin yaratıcısı olacak. Ya bu utanç verici elenmeler tarihin sayfalarında tekrarlanacakları günü bekleyecek ya da bir dibe vuruş sonrası şahlanmanın mimarı.
Etiketler:
Diğer
Ağustos 27, 2010
At Artık İmzanı Git Bir An Önce.

Etiketler:
Galatasaray
Ağustos 26, 2010
Mazi Kalbimde Yara / Federico Giunti

Lucescu'nun Beşiktaş'ında 18 ay forma giydi Giunti. O dönem bazı yöneticiler Giunti'nin profesyonelliğine hayran kalır ve futbolu bıraktıktan sonra da takımda kalması için planlar yapmaktadır. Ancak 2003/04 2.yarı ilk maçı Beşiktaş-Samsunspor o sene Beşiktaş için sonun başlangıcı olur. Takımdaki anlamsız gerginlik, bir de üstüne İlhan'ın Japonya'ya gönderilmesi şampiyonluğun hediye edilmesi anlamına gelir.
Giunti'de sezon sonu İstanbul'da 2 sene daha kalma hesapları yaparken, Lucescu'nun gidişiyle planlar değişir ve Giunti de ülkesine döner.
20 numarasıyla Beşiktaş taraftarının unutmadığı yabancılardan oldu Giunti. En azından benim tanıdığım Beşiktaşlılar için.

Beşiktaş'tan sonra Bologna, Chievo derken şu an Treviso'da oynuyor gözüküyor 39 yaşındaki yıldız.
Etiketler:
Mazi Kalbimde Yara
Gignac'ın Yerine Umut.

Şaka bir yana bizim kulüplerimize transfer dersi veriyor yabancılar ama anlayabilene. Pasaport falan da hikaye, görüldüğü üzere. Biz Avrupa'nın önde gelen liglerini bile takip etmezken elin Fransız'ı Süper Lig'i takip ediyor ve Umut Bulut'u biliyor.
Türkiye'ye gelebilecek onlarca iyi futbolcu küçük Avrupa Takımları'nda oynarken, 3 büyükler ancak herkesin bildiği, milli takımlarda oynayan, dünya kupası'na giden oyuncularla temasa geçiyor, çünkü diğerlerinden pek haberleri yok. Menajerleri de çok aktif değilse, belki de kümeye oynayan takımlarda keşfedilecekleri günü bekliyorlar.
Bu arada Umut da giderse, son 13 yılda Trabzonspor'da parlayıp Avrupa'nın önemli lig ya da kulüplerine giden 12.oyuncu olacak.
2008/09 Çağdaş Atan Energie Cottbus Free Transfer
2007/08 Gökdeniz Karadeniz Rubin €8,7m
2007/08 Milan Stepanov Porto €3,5m
2007/08 Ersen Martin Recreativo €1,1m
2006/07 Fatih Tekke Zenit €7,5m
2006/07 Fabiano Eller Atletico Madrid €1,5m
2005/06 Tolga Seyhan Shaktar Donetsk €3,75m
2000/01 Davor Vugrinec Lecce
1998/89 Hami Mandıralı Schalke 04 €3,5m
1997/98 Şota Arveladze Ajax €1,6m
1997/98 Archil Arveladze NAC €500k
Liste bu şekilde, ayrıca Trabzon'a uyum sağlayamıp giden Lange, Campbell, Marcelino gibi yıldızlar ve Almanya'ya ihraç edilen gençler de var onları listeye almadım.
Ağustos 25, 2010
Paranın Gözü Kör Olsun / John Carew

Havalimanında karşılaştığı manzara ile şaşkına dönen bir başka yabancı oyuncuydu O da. 1 sezonda oynadığı 27 maçta 14 kez rakip fileleri havalandırdı. 5'i penaltıdan ki penaltıları meşhurdu Carew'in.
Fenerbahçe maçında Van Hooijdonk'un ayağına basması çokça konuşuldu. En etkileyici performanslarını Ath. Bilbao ve Ankaragücü maçlarında göstermişti. Tek forvet oynatılmaya çalışılması, verimini düşürmüştü. Ancak taraftarla ilişkisi O'nu sevilen oyunculardan biri haline getiriyordu.

Lyon'a €7,6m + bir sonraki transferden %30 pay şeklinde bir anlaşmayla gider ancak Lyon Carew'i Baros ile takas edince oradan gelecek oara buhar olmuştur. Carew son 4 sezondur Premier League'de Aston Villa formasıyla.
Beşiktaş'tan giderken 'Beni Beşiktaş'tan kopardılar' açıklaması yapmıştır. Her sezon Fenerbahçe'ye geliyor şeklinde anılmasının üzerine Carew, NTV'ye verdiği demeçte 'Türkiye'ye gelirsem sadece Beşiktaş'ta oynarım' demiştir.
Etiketler:
Paranın Gözü Kör Olsun
Bir Transfer Hikayesi Daha / Ahmed Barusso


Birkaç sene öncesine kadar gelecek vadeden oyuncu gözü ile bakılıyordu ancak bu vaad belki de sadece Serie B için geçerli idi. Galatasaray'dan sonra her sezon başka bir takıma kiralandı. Şu an Serie B'de Torino forması giyiyor. 1-2 sene zarfında bir Türkiye macerasında daha görecekmişiz gibi geliyor nedense.
Etiketler:
Transfer Hikayesi
Ağustos 24, 2010
Galatasaray için Alper Tezcan Vakti.
Çok duygusalız çook !
Bir kaç gündür sabrettim... Galatasaray taraftarının nasıl dolduruşa geldiğini ise hayretle izledim.
Konu, Galatasaray’ın sakatlanmış olan futbolcusu Alper Tezcan kardeşimiz.
Internet kullanıcıları haricindeki bir çok galatasaraylı belki de konunun bu kadar hakarete varacak düzeye geldiğini fark etmemişlerdir... Ama maalesef alper konusunda hem imparator’a hem de yönetime çok ağır sözler söylenmiştir Galatasaraylıların forumlarında. ama bu düpedüz haksızlıktır. Çünkü;
Alper’in ayağı 09.12.1999’da İstanbul’daki Bologna maçında kırıldı. Alper doğal olarak Galatasaray Kulübünün masraflarını karşıladığı başarılı bir ameliyat geçirdi. ve çok daha önce iyileşmesi gerekirken mayıs ayında " eh işte " iyileşti.
Onore edilmek için ilk 18’e girememiş olsa bile, UEFA Kupası finali için Kopenhag’a götürüldü. Sezonun son İstanbulspor maçında ise ilk 18’deydi.
İşte ne olduysa o rehabilitasyon döneminde ve o yaz oldu ! Silivrili genç kardeşimiz
Alper’in rehabilitasyon dönemini ve iyileştikten sonraki yaz aylarını nasıl geçirdiğini sıkı bir ultraslan olan Silivri eşrafından bir can dostum anlattı... Evet tahmin ettiğiniz gibi
" alkol, sigara, gece hayatı vs. "
O zamanki Teknik Direktör Lucescu disiplinsizlik ve kötü yaşama elbette tahammül edemedi.
Bu kardeşimiz çeşitli takımlara kiralandı... Kendine hiç bakmadığı için gittiği takımlarda kadroya bile giremedi, geri döndü. O sezon sadece idmanlara çıktı... Sonra bir kiralık dönem daha yaşadı ama kendine iyi bakmadığı için yine sakatlandı vs.
Kısacası Alper Tezcan konusunda Kulübümüze, Fatih Hoca’ya ya da başkan’a " yazıklar olsun " denecek bir şey yoktur. Ama Alper için " yazık etti kendine " denmesi en doğrusudur.
O dönemlerde kulüp çalışanlarının ve hatta Terim’in Alper’i uyardığını da yakından biliyoruz. Kulüp, yönetim, teknik adamlar tamam ama bunlar da bir yere kadar.
Futbolcunun içinde de biraz meslek aşkı olmalı.
Beyoğlu meyhanelerinden sabaha karşı toplanan Alper kardeşimiz için şu anda geçmiş
olsun demekten başka yapacak bir şeyimiz yok.
Kulağımıza gelen sağlam bilgilere göre biri orta yaşlı, biri genç iki futbolcumuz daha aynı yolda ilerlemekte. Bilsinlerki Galatasaray’a hiçbir şey olmaz... Ama kendileri için bir an önce bu aşırılıklardan kaçınmaları çok iyi olur.
Galatasaray taraftarı ikisini de çok seviyor… Ama taraftarlar ihaneti asla affetmezler.
Alpaslan Dikmen
Ultraslan Genel Koordinatörü
Kaynak: Ultraslan
Burada Galatasaray Kulubü halka bir açıklama yapıp artık şu olayın kapanmasını, hatta bu kadar hakaret ve ithamdan sonra parası neyse verip, o UEFA madalyasını alıp müzede saklaması gerekirdi, ama onlarda artık bu olaydan sıkılmış ve yaymış olabilirler tabi.
Etiketler:
Galatasaray
Ağustos 23, 2010
Anadolu'dan Geldik.

Aradaki maddi fark açıldıkça, sportif farkı kapattı Anadolu kulüpleri son yıllarda. Yönetim zaafiyetleri iyiden iyiye gün yüzüne çıktı. 2. hafta ligde 7 namağlup Anadolu takımı var. Geçen senenin ilk 6 haftayı kayıpsız kapatan Galatasaray, simetrik olarak kayıpsız bu sene, 2de 2. Fenerbahçe sezon başından beri yaptığı 5 maçta 1 kez galip geldi. Beşiktaş'ta Belediye fobisine kapıldı.
Sponsorsuz falan geliyorlar. Bizimkiler sponsor sayısını artırmanın, tesis yapmanın yanı sıra biraz da futbolla ilgilenseler fena olmayacak, yoksa sponsorlar, tesisler pek bir işe yaramayacak. Birkaç seneye ilk 5'i hedefler hale gelmeyelim?
Etiketler:
Süper Lig
Volkan Şen

Etiketler:
Anadolu
Bir Garip Transfer Hikayesi ; Frank Berghuis


Diğer rivayet, Mustafa Denizli'nin Berghuis'tan son anda vazgeçmesidir. Bunun devamında Berghuis Volendam'a geri döner ancak ciğerlerindeki problemler sebebiyle futbolu bırakmak zorunda kalır.
Bir başka rivayet Galatasaray transferi gerçekleştirebilmek için Hollanda Federasyonu'na ödemesi gereken KDV'yi ödemez ve yine kontrat imzalanmış olmasına rağmen Berghuis Volendam'a döner ve olay FIFA'ya intikal eder.
Son rivayet Hollanda'dan. Galatasaray, Berghuis ile anlaşır, Feyenoord'un tertip ettiği hazırlık turnuvasında da Berghuis oynar. Ancak Feyenoord Galatasaray'a turnuva için ödeyeceği parayı ödemez. Galatasaray Başkanı Alp Yalman da oradan gelecek parayı Berghuis için kullanacağından transfer yatar ve yine adli olaylar girer işin içine.

kaynak:milliyet arşivi'ndan alıntılar var.
Etiketler:
Transfer Hikayesi
Delgado da Arap Yarımadası'nda.

Yerine gelecek 10.yabancının Delgado'dan iyi olması dileğiyle güle güle diyeceğiz ve haftaya başlayacak geleneksel büyüklerden giden futbolcu döktürüyor haberlerine hazırlanacağız.
Benim Derdim Bana Yeter.

Parçalı forma ile gelen mağlubiyet, futbolcuların sorun formada değil, biz bu kadarını yapabiliyoruz şeklinde bir cevabı gibi. Sami Yen'de 5 maçlık galip gelememe ve son 7 resmi maçta 1'i hariç 2 gol yeme serisi, yine son 7 resmi maçta 1 galibiyet, 2 beraberlik, 4 mağlubiyet, averaj -1. Ne çöküşmüş arkadaş düzelemedi bir türlü.
Yeni transferlerden bir tek Ali Turan sahada. Karpaty maçından sonra 4 maçtır yenemediğimiz Eskişehirspor sırada. Oyuncu değişikliği de 1 tane. Revir kalabalık yine.
Rijkaard'ın geçen sene düşmediği duruma bu sene düşmesi de tuz-biber. Seneye kötü başlamak iyi olabilir ama bu kadar da kötü başlanmaz ki. Bir de dikkat edelim, son 2 senedir kendimizi şampiyon ilan ettiğimiz kupanın dışında kalmayalım. Karpaty galibiyeti benim buzlarımı eritir ama Es-Es maçını doktor nezaretinde izlerim.
Bir de aklımızdayken, Transferin bitimine 8 gün kaldığından yönetime haber verelim.
Etiketler:
Galatasaray
Ağustos 22, 2010
Neden Geldim İstanbul'a? / Tarık Daşgün.


İstanbul'a gelmeden önce hiçbir Cuma Namazı'nı kaçırmayan Tarık, her gece alemlere akmaya başlar. Antrenmanlara uykulu hatta akşamdan kalma gelir. Kendi deyimiyle kredisi sınırsız olduğundan kimse de birşey söylemez O'na. Yeteneği ve genç yaşı sebebiyle, yaptıklarına göz yumulur. Çalıştığı 4 hocayla da yıldızı barışmaz. En son Otto Bariç tarafından bileti kesilir.



Enteresan anektodlardan biri de, adaya saklandığı dönemde, Milli Takım'a çağrılır. Tarık'ın Milli Takım'a katılacağı Fenerbahçe Yönetimi tarafından açıklanmak zorunda kalır. Haziran 1995'te 2 maçtada görev alır Tarık ancak bir daha Milli Takım'a çağrılmaz.
Etiketler:
Neden Geldim İstanbul'a
Sıra Sende.

Ben demiştimciler, bir Guti-Quaresma ile Nobre-Nihat'la olmaz diyerek ahkam kesecekler. Maç özetlerine para vermeyip, bilgisayar oyunundan çıkma karelerle yapılan hataları anlatacaklar, eski örneklerle birleştirecekler. Hatta onlara yardımı olacaksa, geçen sene Rijkaard bile ilk 6 maçı kazanmıştı gibi bir örnek verebiliriz.
Tabi perşembe günü Aykut ve Rijkaard sıra bekliyorlar. Onlarda azalan ilgiye karşı birkaç hamle yapmak isteyebilirler, ya da hemen bu hafta sonu toplu intihara girişebilirler. Zaten Fatih Terim aportta bekletiliyor küpürlerde, yedeği de Tugay şimdiden.
Adamlar haklı beyler. Yılmaz Hoca'nın da dediği gibi Guti-Quaresma'yla babam da şampiyon olur sonuçta. Ama o babalar hiç ortaya çıkmazlar ya da biz göremeyiz. Barcelona'yı bende Şampiyonlar Ligi şampiyonu yaparım diyenlerin UEFA'da bir tur geçemediği günleri bir biz biliriz.
Bu arada maçı uzaktan kesik kesik izledim. Nasıl oynadı da yenildi Beşiktaş bilmiyorum. Ama rakip Belediye, başında da Abdullah Avcı olduğu sürece herhangi bir büyüğün yenilmesi sürpriz değildir. 3 büyüklerle yaptığı 20 maçın 6.sını kazandı bugün itibariyle.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)