Futbolcuların Türkiye'de ne kadar baskı altında kaldıklarının bir göstergesi yaşanıyor Amerika'da. Önce Arda, Nihat bugün de Sercan-Semih.
Arda sezona fırtına gibi girdi, kaptanlık, pasaport, Sinem, Caner derken eridi çocuk. Nihat gol atamadıkça vurmayı unuttu dedik, golünü yapıştırdı Çeklere. Sercan'a da Helin'le dendi, Lambo aldı dediler, Corvette çıktı, bu sene kötüydü 4 gol attı ama git sen Amerika'da at golünü. Semih zaten muallakta,tribün istedi, Daum ya da Aziz Yıldırım istemedi, yedekten çıkamadı bu sene yine gitti milli maçta attı golünü.
Dünya Kupası'na hazırlık için yapmamız gereken maçları, Hiddink'e hazırlık için yapsak da çok önemli bir şeyi gözler önüne serdi bana göre. Türkiye'deki anlamsız baskıyı. Halkın ya da taraftarların baskısı da değil bu. Medya da gereksiz insanların, gereksiz yorumları bu adamları bu hale getiriyor, yoksa kimse Arda Sinem'e sinema kapatmasını öğrenemeyecek misal.
Bu sene Avrupa deplasmanlarında neredeyse maç kaybetmeyen FB (sadece Lille) , GS (Sturm Graz hariç) ve TS ile CL'de Türkiye'de 0 puan alıp deplasmanda 4 puan alan BJK bunun ayrı bir göstergesi olabilir mi?
Bunu medyaya bağlamak ne kadar doğru ama Trabzon'a her gelenin yerel medya baskısını öne sürmesi de buna örnek olabilir mi?
Şu alternatiften de söz edilebilir. Baskıyı kaldıramıyorsa yıldız oyuncu değildir. Doğru önermedir ama şirketinde, okulunda baskı altında yaşayan bir milletin içinden çıkan insanların o baskıyı kaale almaması zor olsa gerek. Alışmaları gerek belki ama alışmalarını sağlayacak bir destek gerek görüldüğü üzere. Belki de psikolojik. Hıncal Uluç'un yıllardır büyüklere mentor gerek demesinin altında yatan sebeplerden biridir bu diye tahmin ediyorum.
2 yorum:
işte bu saçma baskı yüzünden adam olmayız
bunların üstüne bir de tugay-nihat örneği var. burda neydiler, dışarıda ne oldular.
Yorum Gönder