Nisan 29, 2010

Yürüyerek Gidecektik.


Bizim metrobüse geçen sene kaza yaptıran Hamburg, bu gece lig maçına çıkar gibi çıkacağı finale giderken kaza yaptı. Dün de Barcelona trenle gideceği finale giderken Mourinho'nun hışmına uğradı.
Hedefe aşırı kilitlenme midir bunun sebebi yoksa zaten olacak olan mı? Barcelona, Bernebau'daki finale gideceğine çok inanmıştı, 'Real Madrid'in soyunma odasını istiyoruz.'a kadar gitti iş. Ama Mourinho'nun 10 kişilik takımını geçemediler. Geçen sene Chelsea maçında aleyhlerine verilmeyen penaltıların ardından sadece 1 pozisyon buldukları maçla finale çıkıp, kupayı 3.kez almışlardı. Bu kez o 1 pozisyon yetmedi. Ve o büyük hedef gerçekleşemedi. Bir de maçtan sonra Victor Valdes'in Mourinho'yu durdurmaya çalışması ve fıskiye açılması takımı daha da küçük düşürdü.
Bugün de Hamburg, ilk kez final oynama şansı yakalamış Fulham karşısında 1-0 öne geçtiği maçı 2-1 kaybederek, ilk maçta gol atamamanın verdiği sıkıntı ile kendi evinde oynayacağı kupaya veda etti. Bugün çok olmasa da asıl üzüntüyü finalin oynandığı gün çekecek Hamburglu taraftarlar.
Biz çektik mi üzüntü derseniz, elbette hayır, biz çeyrek finali de görememiştik, ne finali. Ama Martin Jol'un maçtan önce, 'Fenerliler üzülmesin, Galatasaray'ı oraya göndermeyeceğiz.' lafına tav olmuştum, sanane be adam bizim rekabetimizden diyerek. Jol Ajax'a gitti ama laf baki kaldı. Hamburg'da bugün rakip sahaya değil kendi evine bile gidemedi. Bu arada kupaya veda ettikleri maçın hakeminin TÜRK olması da çok ironik. Artık Hamburg'a, Fulham'a görkemli bir karşılama yapmak kaldı.
Bu arada hatırlatmak gerekirse, son 10 yılda sadece Feyenoord ve Sporting kendi evlerinde final oynamıştı Avrupa Kupalarında. Feyenoord Van Hooijdonk'la kupaya uzanmıştı. Sporting ise Fatih Terim'in yorumculuğunda atv'de CSKA'ya kaybetmişti. Son ayrıntı niye aklımda kalmışsa artık.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails